Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/992 E. 2021/2255 K. 31.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 04/01/2021
DAVANIN KONUSU: Konkordato Tasdik talebi
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 04/01/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACILARIN İDDİALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili, … Şirketi, … Şirketi ve … şahıs şirketlerinin inşaat sektöründe faaliyet gösterdiklerini, aralarında organik bağ bulunduğunu, gruba bağlı tüm şirketlerin üstlenilen borçlarda müşterek borçlu müteselsil kefil olduklarını, … Şirketinin alınan işlerle ilgili yapılan bağlantı çeklerinin ödenmemesi, yeni kredi temininin de zorlaşması ve çok yüksek maliyetlere ulaşması, faizlerin artmasıyla şirketin nakit akımı dengesinin bozulduğunu, yine ülkede yaşanan ekonomik kriz, ağır istihdam maliyetleri, ülkede kırsal kesimde yaşanan göçler ve tarım hayvancılık faaliyetlerinin azalması gibi nedenlerle hammadde temininde yaşanan kısıtlılık nedeniyle maliyetlerin daha da artması gibi nedenlerle şirketin finansal dar boğaza girdiğini, … şahıs şirketinin inşaat ve mobilya sektöründe faaliyet gösterdiğini, işletmenin hükmü şahsiyetinin bulunmadığını, davacı şirketler arasında organik bağ bulunduğunu, gruba bağlı tüm şirketlerin ve diğer davacıların üstlenilen borçlarda müşterek borçlu müteselsil kefil olduklarını beyan ederek, müvekillerinin ticari faaliyetlerine devam edebilmeleri ve malvarlıklarını koruyabilmeleri için; birinci aşamada tensiben üç aylık geçici mühlet verilmesine ve konkordato komiseri görevlendirilmesine, müvekkilleri şahıs ve şirketlerin malvarlıklarının korunmasına yönelik koruyucu tedbirler alınmasına, ikinci aşamada; Mahkemenin tayin ettiği geçici komiser ile alacaklıların konkordato talebine ilişkin beyanları dikkate alınarak müvekkil firmalar tarafından teklif edilen konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde müvekkil firmalara alacaklıları ile konkordato yapabilmesi için bir yıl kesin mühlet verilmesine (gerektiğinde 6 ay uzatılmak kaydıyla), kesin mühlet kararı ile birlikte komiserlerin görevinin devamı ile İİK 294 M. hükmünde belirtilen kesin mühletin tüm sonuçlarına hükmedilmesine, üçüncü aşamada; kesin mühlet içerisinde yine mahkemece görevlendirilen komiser nezaretinde yapılacak alacaklılar toplantısı ve İİK hükümlerine göre işletilen prosedürün tamamlanmasının ardından, İİK 305 M. uyarınca konkordato tasdiki için belirtilen şartların yerine getirildiği tespit edilerek İİK 306 M. hükmü uyarınca konkordatonun tasdikine, konkordatonun tasdiki kararı ile birlikte İİK m. 306 uyarınca tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim yönetim ve tasfiye tedbirleri almakla görevli bir kayyıma tayin edilmesine ve İİK m. 307 uyarınca rehinli malların muhafaza altına alınmasının önlenmesine, satışının önlenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Bir kısım müdahiller vekilleri davanın reddine karar verilmesini, bir kısım müdahil vekilleri ise konkordato sürecenin devam etmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, İİK 308/b -2 maddesine göre tasdik kararı veren mahkeme konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payı kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir. Anılan hükümle çekişmeli alacaklara isabet eden payın bankaya yatırılmasına karar verilmesi konusunda mahkemeye takdir yetkisi verilmiştir. Mahkememizce tüm çekişmeli alacakların değil sadece mahkeme ilamına, kesinleşmiş takibe, kambiyo senedine veya kayıtsız şartsız borç ikrarı içeren senede dayalı çekişmeli alacakların depo edilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatiyle asli müdahillerin bu kapsama girmeyen çekişmeli alacakları yönünden depo taleplerinin reddi ile İİK 307.maddesi uyarınca davacı taraf konkordato projesinde davaya konu rehinli mallann muhafaza altına alınmasının ve satışının karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere ertelenmesini talebinin şirketin ticari faaliyetine konu taşınmazlar ve araçlar yönünden kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Asli müdahil … A.Ş. istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili Banka’dan kullandığı kredilerden dolayı müvekkil banka nezdinde henüz ödenmemiş borçları/riskleri halen devam ettiğini, konkordato talebinin kabul edilebilmesi için konkordato ön projesinin inandırıcı ve kabul edilebilir nitelikte olması, şirketin iyileşme ümidinin olmaması, alacaklıları zarara uğratma kastı bulunmaması, teklif edilen ödemelerin borçlunun kaynakları ile orantılı olması ve kanunda öngörülen çoğunluk uyarınca teklifin kabulü gerektiğini, davacılar hakkında geçici konkordato mühleti verilmesi ve tedbire ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olmadığı, geçici konkordato mühleti ve tedbir kararı verilmesini gerektiren bir husus bulunmadığını, bu itibarla, verilen geçici mühletin ve tedbir kararlarının kaldırılmasını ve konkordato talebinin reddine karar verilmesi gerekmekte iken verilen tasdik kararının kaldırılması gerektiğini, davacı firmanın ön projesinin somut verilere dayanmadığını, talebin tamamen alacaklıların baskısından kurtulmak amacıyla alacaklıların aleyhine zaman kazanmaya yönelik olduğunu, . Davacı firmanın ödeme takviminin konkordatonun tasdikine bağlanması itirazlar sonucu zaman alacak olması ve borca batık olmadığı da dikkate alınarak ne de tasdik kararını gerektirecek bir durum bulunmadığını, konkordato projesinin başarıya ulaşmasının mümkün olmadığını, bilirkişi incelemesi yaptırılmadan eksik inceleme ile yerel mahkemece tasdik kararı verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu kararın kaldırılarak davanın reddi ile tedbirlerin kaldırılmasını istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Asli müdahil … A.Ş vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirketin finansal kira taksitlerini vadesinde ödemeyerek temerrütte düştüğünü, tasdik kararına esas raporda müvekkil şirketin finansal kiralama alacağına yer verilmediğini, İİK’nın 296.madde hükmünün finansal kiralama sözleşmesinin feshine engel teşkil ettiğini, finansal kiralama konusu mallarla ilgili olarak İİK 307.maddesine aykırı tedbir kararı verilemeyeceğini, emsal mahkeme kararlarına göre finansal kiralama konusu malların geçici mühlet aşamasında dahi konkordato kapsamı dışında tutulduğunu, finansal kiralama alacaklarının konkordato kapsamına girmediğini, finansal kiralama borçları hususunda komiser raporlarında eksik değerlendirmeler yapıldığını, bilançoda yer almasına rağmen tasdik yargılamasına esas komiser raporundaki alacaklılar listesinde ve oy nisabında müvekkili şirket alacağının gösterilmemiş olması ve hesaba dahil edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkemece verilen tasdik kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Asli müdahil … A.Ş. istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu, müvekkili bankanın alacaklar toplantısına katılmadığı gibi kabul oyu da kullanmadığını, konkordato talebine ilişkin evrakların yerel mahkemece resen toplanılması gerektiğini, malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olması gerektiğini, tasdik edilen projenin bu nitelikte olmadığını, konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla alınıp alınmadığına ilişkin muteber bir inceleme ve denetleme söz konusu olmadığını, yerel mahkemece tasdikine karar verilen projede alacaklılar arasında mevcut menfaat dengesinin de gözetilmediğini, tedbirlerle ilgili itirazlarının ve bildirdiklerı alacak tutarlarının değerlendirilmemesinin de isabetsiz ve usul ve yasaya aykırı olarak tesis edildiğini, yasal şartları uyuşmayan konkordato tasdik kararının kaldırılması gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Asli müdahil … Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Konkordato Komiserlerinin belirlediği ve mahkemenin tasdik ettiği alacak miktarları ile beyan ettikleri alacak miktarları arasında çelişkiler bulunduğunu,dosyaya sunulan ön projelerin gerçekçi olmadığını, bağımsız denetim kuruluşu tarafından düzenlenen raporun dosyada mevcut olması zorunlu olup söz konusu rapor dosyada bulunmadığını, bağımsız denetçi raporu olmadan projenin tasdiki mümkün olmadığını, proje ve borç ödemeye ilişkin açıklamaların gerçeği yansıtmadığını,Konkordatonun tasdiki şartları oluşmadığını, kararın kaldırılarak davanın reddini istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Asli müdahil …Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; komiserin belirlediği alacak miktarı ile mahkemenin tasdik ettiği ve beyan ettikleri alacak miktarları arasında çelişkiler bulunduğunu, Vade uygulansa da borcun kapanmayacağı tüm raporların hemen hemen aynı sonucu tekrarlamasından anlaşıldığını, davacı şirketlerin gelir elde etmesi ve borçlarını ödeyebilmesi için tüm gayrimenkullerini satması gerektiğini ve bu durumda davacı borçlulara kesin mühlet verilmesinin ve raporlara dayalı konkordato ilerleme planının davalı borçlulara zarar vereceği için başarıya ulaşma şansı bulunmadığını, davalı alacaklı müvekkili açısından ilgili konkordato sürecinin başarıya ulaşması mümkün olmadığını, konkordato sürecinin, borçlunun mali durumunun iyileşmesine katkıda bulunmayacağını, konkordato talebinin reddine karar verilmesini istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Asli müdahil … T.A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyaya sunulan ön projelerin gerçekçi olmadığını, bağımsız denetim kuruluşu tarafından düzenlenen raporun dosyada mevcut olması zorunlu olup söz konusu rapor dosyada bulunmadığını, bağımsız denetçi raporu olmadan projenin tasdiki mümkün olmadığını, davacı şirketler konkordato koşullarını taşımadığını, kararın kaldırılarak davanın reddini istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Asli müdahil … vekili istinaf dilekçesinde özetle;konkordato talep eden şirketlerinin ekonomik durumların iyi olduğunu, borçlarını ödeyebilecek durumda olduğunu, konkordato talebinin borcu taksitle ödemeye dönüştürmek olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Asli müdahil … T.A.O. Vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin, konkordato tasdik kararı verirken alacaklıların itirazlarını dikkate almadığını, bu itirazlarla ilgili komiserlerden rapor alınmadığını, bilirkişi incelemesi yaptırmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, konkordato oylamasında ret yönünde oy kullanmamıza rağmen alacağımız teminatlandırılmadığını, ayrıca davacı şirket gerçek durumuyla borca batık durumda olup konkordato projesi ile teklif edilen tutar borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığını, işbu yargılama sadece borçlu ve komiser beyanları esas alınarak yapılmış ve alacaklıları hak kaybına uğratacak olan proje tasdik edildiğini, davacı Borçlu … firmasının konkordato projesini tamamen süt hayvancılığı üzerinden oluşturduğu gelir/gider projeksiyonu ile borçların kapatıldığı görülmesine rağmen özellikle sürü gelişiminde yapılan hesaplamalar firma kapasitesi ve ölçeğinin çok üzerinde olduğunu, davacı borçluların nihai projelerinin gerçekçi, uygulanabilir ve inandırıcı olmadığını, gerçeği yansıtmayan veriler üzerinden hazırlanan konkordato projesinin tasdik kararı hukuka aykırı olduğunu, tasdik kararına esas alınan komiser raporlarıyla davacıların borca batık olmadığına yönelik tespit mali verilerin tahrifatından kaynaklanan ve gayrimenkullerin değerinin kat be kat fazla gösterilmesinden, firmanın bankalara olan borç miktarının az gösterilmesinden kaynaklanan objektif olmayan bir tespit olduğunu, davacı … , … ve … yönünden münferit olarak değerlendirme yapılabilecek ön proje ve komiser değerlendirmesi bulunmadığını, kefil olmaları nedeniyle talep ettikleri konkordatonun reddi gerektiğini, rehinli malların ertelenmesi kararının hukuka aykırı olduğunu, İİK m.305’te konkordatonun tasdiki için aranan şartlar gerçekleşmediğinden konkordato tasdik talebinin reddine, rehinli malların satışının ertelenmesi kararının kaldırılmasını, depo talebinin reddi yönündeki kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Asli müdahil … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin, konkordato tasdik kararı verirken alacaklıların itirazlarını dikkate almadığını, bu itirazlarla ilgili komiserlerden rapor alınmadığını, bilirkişi incelemesi yaptırmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, konkordato oylamasında ret yönünde oy kullanmamıza rağmen alacağımız teminatlandırılmadığını, ayrıca davacı şirket gerçek durumuyla borca batık durumda olup konkordato projesi ile teklif edilen tutar borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığını, işbu yargılama sadece borçlu ve komiser beyanları esas alınarak yapılmış ve alacaklıları hak kaybına uğratacak olan proje tasdik edildiğini,tasdik kararına esas alınan komiser raporlarıyla davacıların borca batık olmadığına yönelik tespit mali verilerin tahrifatından kaynaklanan ve gayrimenkullerin değerinin kat be kat fazla gösterilmesinden, firmanın bankalara olan borç miktarının az gösterilmesinden kaynaklanan objektif olmayan bir tespit olduğunu,müvekkil bankanın alacak tutarlarının eksik gösterilmesi nedeniyle birçok kez itiraz etmelerine rağmen itirazları dikkate alınmadan hukuka aykırı olarak tasdik kararı verildiğini, davacı … , … ve … yönünden münferit olarak değerlendirme yapılabilecek ön proje ve komiser değerlendirmesi bulunmadığını, yerel mahkemece rehinli malların satışının ertelenmesi kararı, ipotekli malların satışının tasdik kararından itibaren 1 yıl süre ile ertelenmesi talebi alacaklılar toplantısından önce yapılmadığını, ipotek alacaklılarına itiraz hakkı tanınmadan, konkordato projesinde yer almadığından ve İİK m.307’de aranılan şartları taşımadığından mahkemece verilen kararın kaldırılmasını, şartları oluşmayan konkordato talebinin reddini, alacaklarına ilişkin depo kararı verilmesini istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Asli müdahil … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; konkordato projesinin yasada aranan şartları taşımadığı gibi mali veriler projesinin gerçekleşmeyeceğini, konkordatonun tasdiki için konkordatonun tasdiki halinde alacaklıların elde edeceği tutarın şirketin iflas etmesi halinde alacakların elde edeceği tutardan fazla olması gerekmekte iken, bu konuda gerekli araştırmalar yapılmadığını, mahkemece kendiliğinden araştırılması gereken hususlardan alacaklıların ve alacakların tespiti hususunda yalnızca borçlu beyanı esas alındığını, müvekkili bankanın alacağı eksik hesaplandığı gibi alacağın tasnifinde de yanılgıya düşüldüğünü, itiraza uğrayan alacaklar yönünden depo kararı verilmesi gerektiğini, geçici mühlet, geçici mühletin uzatılması ve kesin mühlet ile konkordato tasdikine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olmadığını, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Asli müdahil … .A.Ş vekili istinaf dilekçesinde özetle; kesin mühlet süreci içerisinde komiserler tarafından, müvekkilin alacağının kabul mu edildiğine, red mi edildiğine yoksa kısmen mi kabul/red edildiğine ilişkin herhangi bir bildirim yapılmadığını, müvekkili bankanın borçlu şirketin borçlarının bilançosunda yer alması şart olduğunu, kesin mühlet ve konkordato projesinin tasdiki aşamasında müvekkili bankanın alacak kaydı talebi kısmen reddedilmiş olup tasdik edilen konkordato projesine de bu şekilde geçmediğini, müvekkili bankanın reddedilen miktardaki alacağı çekişmeli hale geldiğini, bilgi ve belgeler dava dosyasına sunulmasına rağmen müvekkili banka alacağının kısmen reddinin kabulü mümkün olmadığını, müvekkili bankanın alacağının reddedilen kısmı için yasal itiraz ve bilirkişi tespiti için talepte bulunma hakları kanuna aykırı olarak elinden alınmasını, projenin eksik ve yetersiz olması, yasanın aradığı şartları taşımaması nedenleriyle yasanın amir hükmüne ve usule aykırı olduğunu, banka alacağının konkordato projesinde eksik yer aldığını, firmanın faaliyeti ile bir ilgisi olmayan mesken niteliğindeki konut hakkında neden 1 yıllık erteleme kararı verildiğinin anlaşılamadığını, konkordato tasdik kararının kaldırılmasını istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Asli müdahil … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kesin mühlet süreci içerisinde komiserler tarafından, müvekkilin alacağının kabul mu edildiğine, red mi edildiğine yoksa kısmen mi kabul/red edildiğine ilişkin herhangi bir bildirim yapılmadığını, müvekkili bankanın borçlu şirketin borçlarının bilançosunda yer alması şart olduğunu, kesin mühlet ve konkordato projesinin tasdiki aşamasında müvekkili bankanın alacak kaydı talebi kısmen reddedilmiş olup tasdik edilen konkordato projesine de bu şekilde geçmediğini, müvekkili bankanın reddedilen miktardaki alacağı çekişmeli hale geldiğini, bilgi ve belgeler dava dosyasına sunulmasına rağmen müvekkili banka alacağının kısmen reddinin kabulü mümkün olmadığını, müvekkili bankanın alacağının reddedilen kısmı için yasal itiraz ve bilirkişi tespiti için talepte bulunma hakları kanuna aykırı olarak elinden alınmasını, projenin eksik ve yetersiz olması, yasanın aradığı şartları taşımaması nedenleriyle yasanın amir hükmüne ve usule aykırı olduğunu, konkordato projesinde müvekkili bankanın sadece . … Ltd.Şti.’nden olan alacağının 322.009,34 TL olarak yer aldığını, bu tutarın müvekkili bankanın gerçek alacağını göstermediğini, müvekkili bankanın reddedilen alacağının çekişmeli hale geldiğini, konkordato projesinin tasdiki kararının kaldırılmasını istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Asli müdahiller …- …, …, … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Konkordato talebinin reddedilmesi ve mühletin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, davacıların finansal durumları gösterir raporların açıklayıcı olmadığını, alacaklı müvekkillerin hakları hiçbir şekilde gözetilmediğini, alacak miktarını kabul etmediklerini, ortada hatalı değerlendirme sonucunda belirlenmiş bir alacak miktarı olduğunu beyan etmelerine rağmen itirazları hakkında karar verilmediğini, İlk derece mahkemesince hatalı değerlendirme yapıldığını, davacılar açısından da kesin mühletin kaldırılması gerektiğini, belirlenen alacak miktarını kabul etmediklerini, bilirkişi raporlarının itiraz süresi dolmadan ara karar ile alacaklılar toplantısında katılım tutarlarının belirlendiğini, … hakkında kesin mühletin kaldırılmasına ve konkordato talebinin reddine karar verildiğini, bu durumda diğer davacı açısından da kesin mühletin kaldırılması ile konkordato talebinin reddedilmesinin gerektiğini, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Asli müdahil … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde ve ön proje raporunda konkordato taleplerinin sebeplerinin somut olarak belirtilmediğini, inandırıcı olmayan gerekçeler öne sürüldüğünü ve konkordato talebinin gerçekleşebilecek düzeyde ve inandırıcı bilgi/belgelere dayanmadığını, mahkeme kararının İ.İ.K. 305. maddesindeki şartları taşımadığını, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması gerektiğini, konkordatonun tasdiki kararı tümüyle hatalı olduğunu, kararın kaldırılması ile davanın reddini istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Asli müdahil … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Konkordato Komiserlerinin belirlediği ve mahkemenin tasdik ettiği alacak miktarları ile beyan ettikleri alacak miktarları arasında çelişkiler bulunduğunu, davacılar tarafından müvekkili bankanın bildirdikleri alacak ilanına müteakip alacak kalemlerinin çoğunun (faiz ve diğer ücretlendirmeler gibi) kabul edilmemesine ilişkin itiraz ettiklerini, vade uygulansa da borcun kapanmayacağı tüm raporların hemen hemen aynı sonucu tekrarlamasından anlaşıldığını, davalı alacaklı müvekkil açısından ilgili konkordato sürecinin başarıya ulaşması mümkün olmadığını, konkordato sürecinin, borçlunun mali durumunun iyileşmesine katkıda bulunmayacağını, konkordato davasının reddine karar verilmesi gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, Konkordatonun tasdikİ istemine ilişkindir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
1-İstinaf başvurularının süresinde yapılıp yapılmadığı yönünden;
Mahkemece kısa karar ve gerekçeli kararda, karara karşı yasa yolunu ” gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde ….” demek suretiyle tebliğden itibaren 10 gün olarak belirlemiştir.
Oysa İİK’nın 306/son fıkrasında; tasdik kararının mahkemece 288. madde uyarınca ilan edilip ilgili yerlere bildirileceği hükmünü, aynı Yasa’nın 308/a bendi ise konkordatoya itiraz eden diğer alacaklıların tasdik kararının ilanından itibaren on gün içinde kanun yoluna başvurabilecekleri hükmünü içerdiği, tasdik kararının, Ticaret Sicil Gazetesinde 07/01/2021 tarihinde, Basın İlan Kurumu resmi ilan portalında 08/01/2021 tarihinde ilan edildiği ,istinaf süresinin son gününün ise 18/01/2021 tarihi olduğu anlaşılmıştır.
İstinaf eden müdahillerden … A.Ş vekilinin 18/01/2021, … A.Ş vekilinin 18/01/2021, … ile … , … – … vekilinin 13/01/2021 tarihinde, … vekilinin 12/01/2021 tarihinde, … A.Ş vekilinin 18/01/2021 tarihinde yasal süresi içerisinde istinaf dilekçelerini verdikleri,
Gerekçeli kararın … A.Ş vekiline 09/02/2021 tarihinde, … A.Ş vekiline 09/02/2021 tarihinde, … A.Ş vekiline 09/02/2021 tarihinde, … A.Ş vekiline 09/02/2021 tarihinde, … vekiline 09/02/2021 tarihinde, … A.Ş vekiline 09/02/2021 tarihinde, … Ltd. Şti. Vekiline 09/02/2021 tarihinde, … Ltd. Şti. vekiline 09/02/2021 tarihinde, … A.Ş vekiline 19/02/2021 tarihinde, … A.Ş vekiline 17.02.2021 tarihinde tebliğ edildiği, İstinaf dilekçelerini ,… A.Ş vekilinin 11/02/2021 tarihinde, … Ltd. Şti. Vekilinin 15/02/2021 tarihinde, … Ltd. Şti. vekilinin 11/02/2021 tarihinde, … A.Ş vekilinin 12/02/2021 tarihinde, … vekilinin 09/02/2021 tarihinde, … A.Ş vekilinin 02/02/2021 tarihinde, … A.Ş vekilinin 20/01/2021 tarihinde, … A.Ş vekilinin 22/01/2021 tarihinde, … A.Ş vekilinin 01/03/2021 tarihinde, … A.Ş vekilinin 27.02.2021 tarihinde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 günlük süre içinde verdikleri anlaşılmıştır.
Anayasa’nın 36, 40/2 ve 6100 sayılı HMK’nın 297. maddelerinde yer alan düzenlemeler dikkate alındığında, mahkemelerin kararlarında ilgililere başvurulabilecek kanun yollarını, başvuru merciilerini ve başvuru sürelerini sadece göstermeleri yeterli olmayıp aynı zamanda doğru olarak göstermeleri de anayasal gerekliliktir. Bu sayede bireylerin Anayasa ile güvence altına alınan hak arama özgürlüğü ve bu çerçevede adil yargılanma hakkı tesis edilmiş olacaktır.
Mahkemenin kanun yolu ve süresini hatalı belirtmesi hâlinde, usul kurallarının mahkemeye erişim hakkını kısıtlayacak şekilde katı uygulanmaması, mahkemenin kanun yolunu ve süresini taraflara doğru gösterme yükümlülüğü de gözönüne alındığında kararda belirtilen süreye uyularak yapılan kanun yolu başvurusunun, adil yargılanma hakkı ve mahkemeye erişim hakkı kapsamında değerlendirilerek süresinde yapıldığının kabul edilmesi ve istinaf incelemesinin yapılması gerektiği açıktır.
Yargıtayca da; İlk derece mahkemesi hakiminin gerekçeli kararda istinaf yoluna başvurma süresi 10 gün olmasına rağmen iki hafta olarak belirtiği, Hakimin, mahkeme kararında kanun yoluna başvurma süresi konusunda yanıltması halinde bu durumun taraflar aleyhine sonuç doğurmaması ve hak kayıplarına neden olmaması gerektiği, bu nedenle iki haftalık süre içinde istinaf başvurusunda bulunanın istinaf incelemesinin yapılması gerektiği belirtilmiştir.(Y.23.HD.2019/2069 E, 2020/1566 K sayılı ilamı)
Bu nedenlerle … A.Ş, … A.Ş, … A.Ş , … A.Ş, … , … A.Ş, . … Ltd. Şti. , … Ltd. Şti. , … A.Ş ,… A.Ş vekillerinin istinaf dilekçelerini gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 günlük süre içinde vermeleri nedeniyle süresinde verdikleri kabul edilmiştir.
II Kanunun aradığı belgeler ve diğer şartlar bulunmaksızın borçluya geçici mühlet ve kesin mühlet verilmesinin hukuka aykırı olduğuna dair istinaf itirazları yönünden;
İcra ve İflas Kanunu’nun 287’nci maddesinin son fıkrası uyarınca geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamayacağı gibi aynı Kanun’un 293’üncü maddesinin birinci fıkrasına göre de kesin mühlet talebinin kabulüne ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.
Bu iki düzenleme kanun yollarını sadece bu kararların verildiği tarihte değil yargılama sonunda verilen nihai karar aşamasında da kapatmıştır.
Açıklanan nedenlerle, bir kısım müdahil vekillerinin istinaf dilekçelerinin bu yöne ilişkin kısımlarının reddine karar vermek gerekmiştir (HMK m.346/1).
III Kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere (re’sen) HMK 355. Maddesine göre yapılan yapılan inceleme sonucunda:
Davacı taraf dava dilekçesi ekinde sunduğu ön projeden sonra yargılama sırasında 02/10/2019 tarihinde Konkordato revize projesi sunmuştur. Revize konkordato projesi dikkate alınıp değerlendirilmemiştir.
… Şti., … Şti., … , … , … , … , … adına sunulan konsolide konkordato revize projesinden, talep edilen konkordatonun vade konkordatosu olduğu, … Şti. ,… Şti. ve … işletmesi için talep edildiği anlaşılmıştır. Konkordato rehinli ve adi alacaklılar dahil tüm alacaklılardan talep edilmiştir. Rehinli alacaklılarla ilgili alacaklılar toplantısı yapılmış, talep kabul edilmemiştir.
…, …, …, …’ın konkortato talep eden şirketlere kefaletleri bulunmaktadır.
Ön proje ve konkordato revize projesinde …, …, …, … kendilerine özgü hedef, tedbir ve faaliyet içeren konkordato projesi sunmamıştır. Sundukları projelerde özetle şirket konkordatosunun tasdiki halinde kefaletlerinden kaynaklanan tüm borçların ödeneceği ifade edilmiştir.
Kefiller de konkordatoya başvurabilirler. Ancak bu durumda borç hem asıl borçlunun hem de kefilin konkordatosuna yazdırılmalıdır. Kefiller konkordato talep eden şirket ve işletmenin banka borçlarına kefil olduklarını belirtmiştir. Kefillerin projelerinde şirketin konkordatosu tastik edildiğinde kefaletlerinden kaynaklanan borçların ödenmiş olacağının açıklandığı, borçlu şirketten bağımsız bir konkordato projelerinin bulunmadığı, kefiller yönünden projenin kendine özgü hiçbir konkordato tedbir, faaliyet ve hedefi içermediği, tamamen borçlu şirketin projesi üzerine temellendirildiği, sonuç olarak konkordato başarısının borçlu şirketin konkordatosunun başarısına bağlandığı, bu durumda …, …, … ve …’ın usulüne uygun konkordato talebinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
İİK’nın 308. maddesi uyarınca konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine karar verir, borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin bulunması halinde borçlunun iflasına da resen karar verilir.
İİK 287/5 maddesi yollaması ile uygulanması gereken 292/ son maddesi; “Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.” şeklindedir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesinin ikinci fıkrasında ; “Bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Bu düzenlemeye göre projede yer alsın veya yer almasın anılan borçlar için konkordato hükümleri geçerli olacaktır.
HMK’nin 297. maddesi bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiğini açıklamıştır.
Bu anlamda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesi;
“(1) Hüküm “Türk Milleti Adına” verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.
(2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesini içermektedir.
Bu hükme göre ;
a) Gerekçeli kararda asli müdahil olarak yer alan gerçek kişilerin T.C. Kimlik numaralarının yazılmaması,
b) 23.09.2020 tarihli dilekçeyle müdahale talebinde bulunan …, 13/07/2020 tarihli dilekçeyle müdahale talebinde bulunan …, 19/03/2019 tarihli dilekçeyle müdahale talebinde bulunan … vekili Av. …, 14/02/2019 tarihli dilekçeyle müdahale talebinde bulunan … Ltd. Şti. vekili Av. … , 07/02/2019 tarihli dilekçeyle müdahale talebinde bulunan … A.Ş vekili Av. …, bila tarih ve 26/12/2018 tarihinde vekalet harcı yatırılmış dilekçeyle müdahale talebinde bulunan … Ltd. Şti. vekili Av. … , 02/09/2019 tarihli dilekçeyle müdahale talebinde bulunan … vekili Av. …, 16/07/2020 tarihli dilekçeyle müdahale talebinde bulunan … ve … vekili Av. … , 07/08/2020 tarihli dilekçeyle müdahale talebinde bulunan … Ltd. Şti. vekili Av. …, 22/11/2018 tarihli dilekçeyle müdahale talebinde bulunan … A.Ş vekili Av. …’in müdahale talepleri konusunda olumlu olumsuz karar verilmemesi, müdahale talep eden bu kişilerin gerekçeli karar başlıklarında yer almaması, müdahale talep eden edenlerden … Ltd. Şti. vekiline gerekçeli kararın tebliğ edilmemesi,
c) Asli müdahil …’ın 05/07/2019 tarihinde vefat ettiği halde mirasçılarının karar başlığında yer almaması ile gerekçeli kararın mirasçılarına veya varsa vekillerine tebliğ edilmemesi,
Hatalı olmuştur.
Kabule göre de yukarıda açıklandığı üzere;
a) 02.10.2019 tarihinde sunulan revize konkordato projesi dikkate alınıp değerlendirilmeden karar verilmesi,
b) …, …, …, …’ın usulüne uygun konkordato talebi olmadığı halde yazılı şekilde karar verilmesi,
c) Alacak miktarlarının hükme eklenmesi suretiyle bunlar dışındaki alacaklıların alacaklarının yok sayılarak, İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesinin ikinci fıkrasına aykırı davranılması,
d) Rehinli alacaklılar için talep edilen konkordato konusunda olumlu olumsuz karar verilmemesi
e) Konkordato talebinin reddi halinde İİK’nın 308., 287/5 maddesi yollaması ile uygulanması gereken 292/ son maddesine göre, usulüne göre işlemlerin yapılarak gerekli kararın verilmemesi,
usul ve yasaya uygun değildir.
HMK 355 maddesi gereğince re’sen gözetilmesi gereken yönler nedeniyle esasa ilişkin sair istinaf sebepleri incelenmeksizin kararın HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir.
Karardan sonra 27/01/2021 tarihli dilekçeyle müdahale talebinde bulunan … vekili Av. …’in ve istinaf aşamasında 12/11/2021 tarihli dilekçeyle müdahale talebinde bulunan … A.Ş vekili Av. …’un dilekçeleriyle ilgili olarak HMK’nın 357/1 maddesi gereğince istinaf aşamasında müdahale talebinde bulunulamayacağı, ancak tahkikat sona erinceye kadar müdahale talebinde bulunulabileceği, kararın kaldırılması nedeniyle bu müdahale talepleriyle ilgili olarak mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda değerlendirme yapılabileceği anlaşıldığından, bu talepleri konusunda bu aşamada Dairemizce karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bir kısım müdahiller vekillerinin istinaf dilekçelerinin geçici ve kesin mühlet kararının kaldırılmasına ilişkin kısımlarının HMK 346/1 maddesi gereğince REDDİNE,
2-Karardan sonra 27/01/2021 tarihli dilekçeyle müdahale talebinde bulunan … vekili Av. …’in ve istinaf aşamasında 12/11/2021 tarihli dilekçeyle müdahale talebinde bulunan … A.Ş vekili Av. …’un talepleri ile ilgili olarak bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına, müdahale taleplerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine:
3-Diğer istinaf istemlerinin HMK 355 maddesi gereğince re’sen gözetilmesi gereken yönler nedeniyle esasa ilişkin sair istinaf sebepleri incelenmeksizin Kabulüne,
6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 04/01/2021 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
4-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
5-İlk Derece Mahkemesi kararı HMK 355 maddesi gereğince re’sen gözetilen nedenlerden kaldırıldığından diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
6-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince istinaf talebinde bulunan müdahillerin yatırmış olduğu istinaf karar harçlarının ayrı ayrı istem halinde kendilerine iadesine ,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a maddesince kesin olarak karar verildi.