Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/897 E. 2023/539 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 28/01/2021
DAVANIN KONUSU :İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 20/03/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkil banka tarafından ….. Hırdavat Sanayi Ve Ticaret Şirketi lehine ….. ve ….. Makine Ltd Şti’nin müşterek borçlu müteselsil kefaletiyle genel kredi ve teminat sözleşmesine istinaden açılan ve kullandırılan kredi sözleşmesindeki hükümleri uyarınca 13/03/2018 tarihinde hesap kat edildiğini, borçlulara borcun ödenmesi için Beyoğlu 48.Noterliğince 13/03/2018 tarihli ihtarı keşide edilmiş de borç ödenmediğinden Denizli 9. icra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyasından icra takibine geçildiğini, davalılar tarafından borca itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, müteselsil kefillerin sorumluluğu imzalamış oldukları kredi miktarı ile sınırlı olarak tespit edildiği ve taleplerini bu meblağ üzerinden yaptıklarını, müvekkil banka ile taraflar arasında imzalanan genel kredi ve teminat sözleşmesinde kredinin “kefalet karşılığı kullanılması ve kefillerin sorumluluğu”nun düzenlendiğini ve imzalanan sözleşmenin bu hükmü gereği kefillerin imzalamış oldukları limitlerle sorumlu tutularak takibe geçildiğini, temerrüt faiz oranının sözleşmede düzenlendiğini, söz konusu itirazların haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, bankanın defter ve kayıtları üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucu taleplerinin haklılığının ortaya çıkacağını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….. vekili, müvekkil ….. Makinenin ve ….. ortaklarından olduğunu, bankadaki işlemler için kendisine şirketler adına imzalar attırıldığını, bu imzaları şirket için attığını zanneden müvekkile kaşe dışında imza attırımak suretiyle icra takibinde şahsi kefil durumuna düşürdükleri görüldüğünü, halbuki sözleşme incelendiğinde ….. ’ın sözleşmeye hangi sıfatla imza attığının belirtilmediğini, sözleşmeye atılan imzanın icraya kefil olması için yasada ve izah edilecek şartlardan hiçbirinin gerçekleşmediğini, mevcut dosyada icra takibinin ekinde sunulan boçlusu ….. Ltd Şti olan sözleşmeden dolayı doğrudan müvekkil aleyhine ilamsız icra takibi yapıldığını, müvekkilin eşinden herhangi bir muvafakatname alınmadığını, öncelikle alacaklının alacağını tahsil için asıl borçluya gitmesi, borcun ödenmeyeceğinin tespit edilmesi gerekirken bu yapılmadığını ve doğrudan kefil olarak müvekkiline gidildiğini, davaya konu sözleşmeye bakıldığında maktu banka sözleşmenin boş olarak imzalatıldığını, üstlerinin muhtemelen banka görevlileri tarafından doldurulduğunu ve icra takibine başlandığını, sözleşmedeki yazılan müvekkiline ait olmadığını, sözleşme üzerinde bir takım karalamaların olduğunu, müvekkilinin bilgi edinmesi ve incelemesi amacıyla ön bilgi forma başlıklı 01/12/2017 tarihinde belgede de müvekkilinin imzasının olduğunu, ancak herhangi bir yazısının olmadığını, bu belgeden çıplak gözle de görüleceği üzere kimin yazdığı belli olmayacak şekilde “müteselsil… 04/12/2017… 200.000-TL(çizilmiş) 1.000.000,00.-TL ilave yapılmış” yazısının mevcut olduğunu, müvekkile işbu sözleşme nedeni ile hiçbir ihtar ve ihbar tebliğ edilmediğini, asıl borçlunu ödeme yapmadığı bildirilmediğini, asıl borçluya istinaden herhangi bir icra takibi ya da haciz işlemi gerçekleştirilmeden aciz vesikası alınmadan doğrudan müvekkiline yönelindiğini, davacı tarafın hesapların kat edildiğini ve %62,04 temerrüt faiz talep edildiğini ifade ettiğini, halbuki sözleşme incelendiğinde herhangi bir faiz sözleşmesi yapılmadığı ve müvekkiline bunu kabul ediyorum şeklinde imzasının alınmadığının görüldüğünü, kredi sözleşmesinde faiz oranının olmadığını, davacının davasının reddine, %20’den az olmamak şartıyla kötü niyet tazminatının hüküm altına alınmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “…davacı banka ve davalı ….. Hırd. San. Tic. Lt. Şti arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalılar …. ve …. Makina Limited Şirketi’nin kefil sıfatıyla imzasının yer aldığı ve taahhütnameden doğan borcun ödenmediği, ödenmeyen borçtan davalıların sorumluluklarının bulunduğu, davacı bankanın takip tarihi itibariyle bu taahütnameden kaynaklı alacağının bilirkişi raporu ile tespit edildiği, davalı şirket ve kefillerin takip tarihinden önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin tespitinin yerinde olduğu” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; Denizli 9. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin 165.172,45 TL asıl alacak, 2.133,47 TL işlemiş faiz, 106,67 TL BSMV ve 343,16 TL masraf olmak üzere toplam 167.755,75 TL üzerinden devamına, asıl alacağın takip tarihinden itibaren %62,40 oranında temerrüt faizi ve faizin %5i gider vergisi uygulanmasına karar verilmiştir. Yasanın aradığı bütün koşulların mevcut olması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. Davanın kısmen kabulüne karar verilmesi ve kefaletin bulunması nazara alındığında, takibin ve itirazın iptali davasının kötü niyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden bahisle kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.
Karara karşı, davalı …. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı …. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının kefil olma iradesiyle imza atmadığını, şirketi temsil için imza attığını, kaşe üzerindeki imza dışındaki 2. imzanın kefil imzası sayılmaması gerektiğini, eş imzasının alınmadığını, yazıların kendine ait olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinden kayanaklı doğan alacağın tahsili amacıyla Denizli 9. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası ile yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı …. vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı …. vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 11.459,40 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 2.864,85 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.594,55 TL istinaf karar harcının davalı …’dan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalı …. ın istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.20/03/2023

….