Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/892 E. 2023/366 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 30/09/2019
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 27/02/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalı firma ile müvekkili arasında ticari ilişki kurulduğunu ve cari hesap alacağı oluştuğunu, davalı tarafından ödeme yapılmayınca davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının yapılan takibe itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, davalının faturaya konu mal ve hizmetleri teslim aldığı için herhangi bir itirazda bulunmadığını iddia ederek, davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, takibe haksız ve kötü niyetle itiraz eden davalının asıl alacağın %20 ‘si oramnda icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı firmanın haricen öğrendikleri kadarıyla davalının da alt işveren olarak iş yaptığı şantiyede asıl işverenle sözleşme imzalayan bir alt işveren olduğunu, ilgili şantiyede asıl işverenin davalıya ödeme yapmadığını, davacı tarafında asıl işverenden alacağını kuvvetle muhtemel alamadığını, bu nedenle ya tutarsa diyerek iş bu icra takibini ve davayı açarak alacaklı olmadığı halde davalıdan alacağını tahsile çalıştığını, davacı ile davalı arasında yazılı veya sözlü herhangi bir iş ilişkisi bulunmadığını, davalı firma ile davacı arasında cari hesap ilişkisi de olmadığını, buna dayanak herhangi bir sözleşme bulunmadığını, davacının aksi yönde bir iddiası varsa bunu kanıtlamakla mükellef olduğunu, takibe dayanak faturanın imzasız olduğu gibi taraflarına da hiç tebliğ edilmediğini, faturayı kabullerinin söz konusu olmadığını, davalının ticari defterleri de incelendiğinde davacıyla herhangi bir fatura ilişkisi/iş ilişkisi içerisinde olunmadığının açıkça görüleceğini, bu nedenlerle davanın reddine, davacı aleyhine % 20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, talimat mahkemesince davalı asil adına çıkartılan isticvap davetiyesinin davalı asile bizzat tebliğ edilmesine rağmen davalının talimat duruşmasına katılmadığı, davacının davalıya fatura içeriğindeki malları teslim ettiğini ve bilirkişi raporuna göre usulüne uygun tutulduğu belirtilen davacı tarafın defterine göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle takibe konu asıl alacak miktarı kadar alacaklı olduğuna ilişkin iddiasını ispatladığı, ancak takip öncesi davalının temerrüte düşürüldüğüne ilişkin bir delil sunulmadığı böylece davacının takip öncesi faiz talep edemeyeceği anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile; davalının Antalya 1. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 13.364,68 TL asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz uygulanarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan İİK’nun 67/2.maddesinde borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi sebebiyle hüküm altına alınan 13.364,68 TL nin % 20 si oranındaki tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece Dairemizin kaldırma kararından sonra yapılan ilk duruşmada kaldırma kararı ile ilgili herhangi bir karar vermeden tahkikat aşamasını geçtiğini, bu nedenle bu hususun usule aykırı olduğunu, 20/05/2019 tarihli duruşma tutanağının 3 nolu ara kararı ile taraflarına kesin süre verildiğini, ancak duruşma tutanağının taraflarına tebliğ edilmediğini, müvekkilinin isticvabı ve isticvaba ilişkin işlemlerin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 912,94 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 228,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 684,70 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.27/02/2023

….