Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/880 E. 2023/148 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 06/01/2021
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 02/02/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı tarafından davacı aleyhine Denizli 7. icra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başladığını ve haciz işlemleri yapıldığını, davalının, davacının kardeşi … nın eşi olduğunu, davacının 2001 yılında eşi … den boşandığını ve … nin şirketteki hissesini davalının oğlu müvekkilinin yeğeni … in bedelsiz olarak devraldığını, davalının oğlunun bu şekilde … Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’ne ortak olduğunu ve davacı birlikte müştereken çalışmaya başladığını, 07/02/2011 tarihinde …. in kendi adına ayrı bir işyeri açmak istediğini, müvekkilinin yeğeni olan … i desteklemek amacıyla işyerindeki bir kısım şirkete ait malları 19 adet fatura ile … e verdiğini, … tarafından bu malların yeni işyerinde satışa sunulduğunu, müvekkilinin fatura edilen bu mallara ilişkin alacağı tahsil edemeyince 16/01/2012 tarihinde faturaları vekiline teslim ederek icra takibi yapılmasını talep ettiğini, ancak vekil tarafindan icra takibine süresinde başlanmadığını, bu durumun müvekkili tarafından sonradan tespit edildiğini, şirket ortağı … in 04/04/2012 tarihinde … Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’nin tasfiyesi ile şirketteki kar payı alacağı için şirketin feshi amacıyla Denizli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esasında kayıtlı davayı açtığını, ayrıca şirket müdürü olan müvekkilimizin şirket müdürlüğünden azli için Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….Esasında kayıtlı davayı açtığını her iki davanın birleştirilerek yapılan yargılama sonunda kar payı talebinin reddine, tasfiyeye ilişkin davanın kabulüne, şirket müdürünün azli ile ilgili davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına dair 06/02/2014 tarihinde …. K. sayı ile verilen kararın müvekkil tarafından temyiz edildiğini, temyiz incelemesi sonunda Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın …. Esas … Karar sayılı ilamı ile şirketin feshine yönelik hüküm yönünden kararın bozulduğunu, bozmadan sonra davaya Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esasında devam edilmekte olduğunu, davalının çalışma nedeniyle işçi olarak Avusturya’da ikamet ettiği 1990 yılının başlarında yatırım amacıyla imar uygulamasıyla değerIeneceği düşünülen Denizli …. bölgesinde …. tarlası olarak bilinen ve genel olarak 3 dekar büyüklüğünde olan taşınmazlardan satın almak istediğini, ancak uygun taşınmaz tespit edemediğinden satın alması mümkün olmadığını, daha sonra izinli olarak geldiğinde Denizli …. …. parselde kayıtlı halk arasında …. tarlaları olarak bilinen 3140 metrekarelik taşınmazı uygun gördüğünü ve bu taşınmazın miras malı olması nedeniyle mirasçıların satabileceğini düşünerek satın almak istediğini, ancak bu taşınmazın hisseli olması ve hissedarların tamamı ile görüşerek anlaşması, fiyat konusunda mirasçılar arasında ortak rakam belirlenemediğinden satın almasının mümkün olmadığını, izni de bitince Avusturya’ya dönüş yapmak zorunda kaldığından kayınbiraderi olan davacı …’nın mirasçılarla görüşerek gerektiğinde taşnmazı kendi adına satın almasını, taşınmazın pazarlıkla tespit edilecek bedeli için paranın kendisine ait …. Bankası hesabından çekebilmesi için özel yetki içeren vekâletname verdiğini, davacı eniştesi adına para çekme yetkisini içerir vekaletname almış olduğundan teminat amacıyla davalıya davaya konu 22/07/1993 tanzim tarihli miktarı ve vade tarihli (yazı ve rakamla olan kısımlar) açık bırakılan lehtarı … olan senedi düzenleyerek teslim ettiğini, müvekkilinin Denizli …. parselde kayıtlı taşınmazı hissedarları …. , …. , …. ve …. ile yaptığı görüşmeler sonunda 22/03/1994 tarihinde tapuda kendi adına satın aldığını, bu taşınmazın bedelini de davalının verdiği vekâletnamede ki yetkiye istinaden davalının banka hesabından çekerek ödediğini, müvekkilinin, davalının talebi ile satın aldığı bu taşınmazı davalının yurtdışında bulunması nedeniyle daha sonra davalının istediği şekilde 25/09/1998 tarihinde davalı adına tapuda intikal ettirdiğini, davacının teminat amacıyla davalıya verdiği yukarıda belirtilen bonoyu geri istediğini, ancak davalı yurtdışında bıraktığını söyleyerek daha sonra bu senedi teslim aldığı şekliyle tanıklar huzurunda müvekkilimize iade ederek teslim ettiğini, müvekkilinin davalının huzurunda geri aldığı senedi işyerindeki kasasına koyduğunu, müvekkilinin yeğeni ile birlikte çalışmaktayken 10/03/2005 tarihinde iş yerine hırsız girdiğini ve iş yerindeki kıymetli eşyalar ve para kasasının çalındığını, para kasasının açılmış vaziyette …. Mahallesi dere yatağında bulunduğunu, bir kısım evrakların yakıldığının da tespit edildiğini, hırsızlık olayı İle ilgili olarak başlatılan soruşturmada Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 11/03/2013 tarih … sor . … k . sayılı zamanaşımı nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, müvekkilinin kasada bulunan davaya konu bononun çalındığını fark etmediğini, aradan geçen süre içerisinde unuttuğunu, esasen alacaklı hanesinde eniştesi konumunda bulunan davalı …’in ismi yazılı olması nedeniyle bu senet yönünden her hangi bir endişeye de kapılmadığını, müvekkilinin hakkında Denizli 7. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibinin başlatılması üzerine teminat amacıyla davalı eniştesine verdiği daha sonra geri alarak kasasına koyduğu bononun her nasılsa davalının eline hukuka aykırı olarak tekrar geçtiğini öğrendiğini, davalının haksız olarak ele geçirdiği bonoyu haksız kazanç sağlamak ve müvekkilin oğlu …. ile olan hukuki ihtilaflarından doğan nefretle müvekkilini mağdur etmek amacıyla bonoda müvekkil tarafından boş bırakılan alacak hanesinde rakam kısmına rakamla “750.000” yazı hanesine yazıyla “Yedi Yüz Elli Bin Amerikan Doları” şeklinde yazılı hale getirmek suretiyle ve daha önce boş olan vade tarihini “22/07/2004” şeklinde yazılı hale getirmesine rağmen bu tarihin yıl kısmını kimyasal yolla sildikten sonra “22/07/2014” olarak tahrif ettiğini, müvekkilinin davalı hakkında C.Başsavclığına suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkilinin davalıya borcu olduğu kabul edilse bile borcun zamanaşımına uğradığını, bu nedenlerle Denizli 7. icra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine konu bono yukarıda belirtilen nedenîerle bedelsiz olup davalı tarafından hileyle ele geçirilmiş ve sahtecilik yapılarak işleme konmuş olması, bonoda borcun iki ayrı para birimi olarak gösterilmesi, sonradan yazılan para birimi için borçlunun parafının bulunmaması, bononun tanzim tarihindeki para birimi, icra takibinin geldiği aşama karşısında icra takibinin devamı halinde müvekkilimizin mağduriyetinin giderilmesinin imkânsız hale geleceği açıkça belli olup davanın devamı süresince icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini, müvekkilin Denizli 7. icra Müdürlüğü’nün …e . sayılı dosya nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, müvekkilinin borçlu olduğu kabul edilse dahi zamanaşımı nedeniyle takibin iptaline, haksız ve kötü niyete dayalı icra takibi nedeniyle %20’den az olmamak üzere icra tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, davacı taraf dava dilekçesinde, müvekkili ile davacının birlikte arsa alıp satmak için anlaştığını müvekkilinin davacıya para çekmesi için vekalet verdiğini bu vekalet ile para çektiğini arsa alım satımı yaptığını aldığı paraların karşılığında senet verdiğini ve senetteki imzanın kendisine ait olduğunu ikrar ettiğini, takibe konu senedin teminat senedi olmayıp borç senedi olduğunu, davacı tarafın teminat senedi olduğu iddiasını kendisinin ispat etmesi gerektiğini, davacı taraf dilekçesinde kendi adına aldığı taşınmazı müvekkile 1998 tarihinde verdiğini beyan ettiğini, bu taşınmazın davaya konu senet karşılığı olmadığını, ayrıca tapu senedinden de anlaşılacağı üzere davacı tarafın parasını aldığını beyan ettiğini, tapunun senet karşılığı verildiğini de, davacının ispat etmesi gerektiğini, davacı tarafın takibe konu senedin kendisinde olduğu ve kasasından çalındığı iddiasının bir iftira olduğunu, bir kişinin kendi borçlu olduğu senedi ödedikten sonra niye kendi kasasında iptal etmeden saklayacağının anlaşılabilir bir durum olmadığını, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davanın haksız ve hukuka aykırı olarak ve müvekkilinin alacağını ulaşmasına engellemek amaçlı kötü niyetli olarak açıldığını, bu sebeple davanın reddine, % 20 den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatının davacıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacı tarafça takibe konu bononun davalıya teminat senedi olarak verildiği iddia edilmiş olup davalı asil 27.11.2019 tarihli duruşmada isticvap beyanında “Yurt dışında yaşadığını, peyderpey davacıya arsa alınması için para gönderdiğini, senedin bu sebeple düzenlendiğini” bildirmiştir. Davalı taraf senedin teminat senedi olarak düzenlendiği hususunda talil beyanının bulunmuştur. Davacı tarafından davalının gönderdiği para ile kendi adına alınan taşınmazın davalı adına tapu kaydının devrinin sağlandığı beyan edilmiş dosya içinde bulunan ….. Tapu Müdürlüğü’nün 13.052016 tarihli müzekkere cevabından … mahallesi …. parsel saılı taşınmazın davacı tarafından 22.03.1994 tarihinde satın alındıktan sonra 25.09.1998 tarihine davalıya devir edildiği görülmüştür. Davalı her nekadar talil beyanında davacının aralarındaki anlaşmaya göre yurt dışından gönderdiği para ile beş tane tarla alındığını ve kendisine diğer taşınmazların devir edilmediğini iddia etmiş isede davalı tarafın iddiasını yazılı delillerle ispat etmesi gerektiği, bu hususta davalının hukuka uygun deliller göstermediği, delil listesinde yemin deliline dayanmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne, davacının Denizli 7. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine konu 750.000 USD bedelli bono nedeniyle davalı …’e borçlu olmadığının tespitine, davacının kötü niyet tazminatına ilişkin talebinin şartların oluşmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının müvekkilinin eniştesi olduğunu, taraflar arasında yakın akrabalık bağı bulunduğunu, davalının kötüniyetle hareket ederek müvekkilinin evindeki ev eşyalarını haczederek yediemin deposuna kaldırdığını, ayrıca müvekkiline ait aracı haczettirdiğini, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu senette alacak nedeni kısmının boş olduğunu, davacıya taşınmaz alması için müvekkilinin borç para verdiğini, borç para karşılığı davacıdan senet aldığını, davacının hem taşınmazı vermediğini hem de parasını ödemediğini, senet metninden alacakla ilgili borcun sebebinin anlaşılamadığını, borcun sebebini değiştiren borçlunun davacı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı dava dilekçesinde özetle; davalının eniştesi olduğunu, adına taşınmaz alınması için kendisine vekaletname gönderildiğini, Denizli …. …. parselde kayıtlı taşınmazın kendi adına alındığını, taşınmazın sonradan davalının isteği üzerine 25/09/1998 tarihinde tapuya intikal ettirdiğini, teminat amaçlı verilen dava konusu senedin istendiğini ve bu senedin tanıklar huzurunda alınarak işyeri kasasına koyduğunu ancak işyerinde hırsızlık yapıldığını, kasadaki bononun çalındığını, bu senet nedeniyle davalının takibe geçtiğini beyanla menfi tespit talebinde bulunmuştur.
Davalı ise yargılama sırasında, aşamadaki beyanında ve isticvabında özetle, davacıya taşınmaz alınması için para gönderdiğini, taşınmazların davacı adına alındığını, aralarında sorun çıkmaması için bu senedin düzenlendiğini, ancak alınan taşınmazların kendisine devredilmediğini beyan etmiştir.
Dava konusu senedin 22/09/1993 keşide tarihli 750.000,00 USD bedelli, 22/07/2014 vade tarihli, keşidecisi davacı … Toptan, lehdarının davalının olduğu, senette ihdas nedeninin yazılı olmadığı anlaşılmıştır.
Takibe ilişkin davacının yapmış olduğu şikayet sonucunda Denizli 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 09/05/2017 gün ve …. Esas …. Karar sayılı ilamı ile, “…dava konusu bono ile ilgili olarak Denizli 7. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığı, dava konusu bononun incelenmesine 22/07/1993 tanzim tarihli 22/07/2014 vade tarihli olduğu, rakamla 750.000 $ olarak belirtildiği, yazı ile de “yediyüzellibin amerikan doları’ olarak yazıldığı, takip dayanağı senette herhangi bir silinti kazıntının olmadığı, rakam ile yazılan miktarın senet metninde yazı ile olan kısmında da teyit edildiği, tarafların iradesinin borçlanmanın amerikan doları üzerinden yapıldığı, ayrıca senedin tanzim tarihindeki Türk parasının alım gücü gözönüne alındığında 0,75 kuruş için bunun düzenlenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verildiği”, kararın istinaf ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır. (Antalya BAM 12. HD 2017/2239 Esas 2017/2721 Karar ve Y. 12. HD 2018/1657 Esas 2019/3800 Karar sayılı ilamları)
Davacının senede ilişkin olarak davalı hakkında Denizli Cumhuriyet Başsavcılığına şikayeti üzerine yapılan soruşturma sonucunda 06/12/2018 gün ve …. soruşturma …. karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile “…Senedin teminat amacıyla verildiğine dair müştekinin dosyaya herhangi bir yazılı delil sunmadığı, ayrıca müşteki ile şüpheli arasındaki ticari ilişkiler nedeniyle birçok sürmekte olan hukuk davasının bulunduğu, şüphelinin söz konusu olaylarda dolandırıcılık kastıyla hareket ettiğine dair delil bulunmadığı ve üzerine atılı suçun unsurlarının bulunmadığı” gerekçesiyle KYOK kararı verildiği, karara itiraz üzerine Denizli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 27/03/2018 gün … D. İş sayılı karar ile itirazın reddine kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır.
Adli Tıp Kurumu fizik İhtisas Dairesinin 04/03/2020 tarih …. sayılı kararı ile, inceleme konusu senette 22/07/2014, 750.000 $ ve “Yediyüzellibin Amerikan Doları” yazıları bir kalem, diğer yazılar ve imzaların farklı fiziki evsafta bir kalem ile yazılıp imzalanmış olduğu, hululü vade tarihi bölümünde tahrifat yapıldığını gösterir bulgu saptanmadığı tespit edilmiştir.
“… Davanın konusu bono metninde, senedin düzenlenme nedeni yazılmamıştır. Dolayısıyla senedin talilinden söz edilemeyecektir. Ancak senedin “nakden” düzenlenmesinde olduğu gibi, davacı/keşideci, senedin tehditle alındığını tanık dahil her türlü delille, bedelsiz olduğunu ise sadece senet (kesin) delili ile ispatlamak zorundadır. Keza ihdas nedeni bulunmayan bonoyu elinde bulunduran davalı/lehtar, senedin iş karşılığı nedeniyle düzenlendiğini iddia ettiğine göre davacının söz konusu işin yapılmadığını ispatlaması gerekir ki söz konusu bonodan dolayı sorumlu tutulmasın. Tüm dosya içeriği itibariyle davacı “senedin tehditle elinden alındığı” veya neticesi itibariyle aynı sonucu doğuracak “senedin bedelsiz kaldığı” iddiasını ispatlayamadığından davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davanın reddine karar verilmesinden ibaret olup hatalı değerlendirme ile davanın kabülüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.” (Y.6. H.D 2021/141 Esas, 2021/1417 K. Sayılı ilamı.)
Somut olayda, davaya konu senetteki imzanın davacıya ait olduğu yönünde uyuşmazlık bulunmamaktadır. Senette ihdas nedeninin yazılı olmadığı, davacı tarafça bu senedin davalının kendisine taşınmaz alımı için gönderilen para karşılığında teminat olarak düzenlendiğini ileri sürdüğü, davalının ise davacıya gönderilen paralarla davacı adına taşınmazların alındığı, senedin bu nedenle düzenlendiği ve alınan taşınmazların kendisine devredilmediğini savunduğu, senette ihdas nedeninin bulunmaması nedeniyle senedin talilinden söz edilemeyeceği, dolayısıyla ispat yükünün davacıda olup, senedin teminat amaçlı olduğu ve bedelsiz kaldığını davacının yazılı ve kesin delillerle ispat etmesi gerektiği, davacının bu iddiasını yazılı ve kesin delillerle ispat edemediği, bu nedenle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçeyle senedin talil edilerek ispat yükünün davalıda olduğu kabul edilip davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar kaldırılarak yeniden hüküm tesis edilebilecektir. İstinaf sebebine ve mahkemece verilen tedbir kararının uygulanmamasına göre davalı lehine tazminata hükmedilmemiştir. Açıklanan gerekçelerle, davacının istinaf isteminin yerinde olmadığı, davalının istinaf isteminin yerinde olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
3-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/01/2021 tarih ve …. Esas, …. Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
a-Davanın REDDİNE
b-İstinaf sebeplerine ve tedbir kararının uygulanmamış olmasına göre yasal şartları oluşmadığından davalı lehine tazminat hükmedilmesine yer olmadığına,
c-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL harcın peşin olarak yatırılan 37.361,31 TL harçtan mahsubuyla fazla alınan 37.181,41 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/03/2021 tarih ve …. Esas – …. Karar sayılı, …. Harç sayılı Harç Tahsil Müzekkeresinin ilk derece mahkemesince İPTALİNE,
ç-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
d-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
e-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 208.387,50 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
f-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince davacıya İADESİNE,
4-İstinaf incelemesi yönünden;
a-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
b-Davalının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar harcı ile 37.500,00 TL nispi istinaf karar harcının talebi halinde ilk derece mahkemesince davalıya İADESİNE,
c-Davacı tarafından istinaf incelemesi için yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
ç-Davalı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
d-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
e-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-Kararın Dairemizce taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-2. bendi gereğince aynı kanunun 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.02/02/2023