Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/879 E. 2023/535 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 15/02/2021
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 20/03/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki sebebi ile müvekkilinin kestiği faturaya davalı tarafından itiraz edilmediğini, ancak dava konusu alacak miktarı kadar kısmının da ödenmediğini, girişilen takibe ise itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline takibin devamına ve ihtiyati hacze karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki ilişkinin cari hesap ilişkisi şeklinde yürütülmekte olduğunu, müvekkilinin ödemelerini çekle, banka havalesi ya da davacı hesabına 3. kişilerce ödeme yaptırmak suretiyle yaptığını, davacıya herhangi bir borcunun olmadığını, ayrıca ödemelerin bir kısmını da davacının iş makinaları için akaryakıt bedeli ve işçileri için yemek temin etmek suretiyle ödediğini, yine davacının yaptığı bir kısım hizmetlerin ayıplı ve eksikli olduğunu bu yüzden bu hizmetlerin başkalarına yaptırıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
Mahkemece, “…uyuşmazlığın davalının, davacının yaptığı işi eksik ayıplı gecikmeli yaptığı iddiası üzerinde olduğu, davalı bu iddiası sebebiyle davacının eksik veya ayıplı bıraktığı işleri tamamlamak, sebep olduğunu iddia ettiği gecikmeden dolayı kendisinin bedel ödemek durumunda kaldığını, bunun toplam bedelinin bilirkişi raporunda belirtildiği gibi 107.900,00.TL olduğunu, bunun da davalıya ödenmesi gereken bedelden fazla olduğu, hatta davalı şirket yetkilisine bu iş sebebi ile 10.000,00.TL fazla ödeme yapıp yaptığını iddia etmekte ise de dayandığı ödeme dekontunda paranın davacı şirket hesabına ödenmemiş olması, ödemenin yapıldığı tarihte hesabına ödeme yapılan … ‘ın davacı şirketin yetkilisi olmaması, davalı şirketin mevcut yetkilisi … ın yemininde bu ödemeyi davacı şirket hesabına tahsil etmediğini belirtmesi karşısında bu ödeme davacının alacağından mahsup edilmediği, davalının eksik ayıplı ve gecikmeli iş yapılmasından kaynaklandığını iddia ettiği ve davacının alacağından mahsubu gerektiğini belirttiği kendi defterine göre 107.900,00.TL lik harcaması sebebi ile de borçlu olmadığını iddia etmiş ise de davalının süresinde bu eksik ve ayıba ilişkin davacıya gönderdiği bir ayıp ihbarının olmadığı, zira davacı bu alacak için 14/05/2018 tarihinde takibe giriştiği, takibe girişilen tarihe kadar davalının davacıya ayıp ihbarında bulunduğu, davacının alacağına dayanak kayıtları kendi defterine işleyen davalının en azından bu katlandığını belirttiği ödemeler kadar iade faturası düzenlemesi gerekirken bunu da yapmadığı” gerekçesiyle davalının iddiasının usulünce ispatlanamadığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik incelemeyle karar verildiğini, fatura muhteviyatının tam ve eksiksiz olarak teslim edilmediğini, alacağın likit olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 6.687,54 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 1.671,89 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.015,65 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.20/03/2023

….