Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/869 E. 2023/368 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 08/11/2019
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Alım Satım)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 28/02/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili aleyhine … … Şubesi’ne ait … seri nolu 09/10/2018 tarihli 50.000,00 TL bedelli çeke istinaden teminat miktarı düşüldükten sonra 48.400,00 TL asıl alacak üzerinden Denizli 3. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, müvekkilinin söz konusu çeki alacağı malların karşılığı olarak verdiğini, söz konusu malların müvekkiline teslim edilmediğini, davalıya borcunun bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin çekin hamili olduğunu, çekin bedelsizliğine ilişkin iddianın keşideci ile lehtar arasındaki ilişkiyi ilgilendiren bir husus olduğunu, belirsizliğe ilişkin iddianın nisbi nitelikte olduğunu, dava konusu çekin kambiyo senedi vasfını taşıdığını, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını beyanla %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, davacı tarafın iddialarını yazılı deliller ile ispat etmele yükümlü olduğunu, dava dayanağı çekin kambiyo senedi vasfında olduğunu, davacı tarafın iddialarının hayatın olağan akışına uymadığını, müvekkiline olan borcun ödemesini geciktirmek amacıyla iş bu davayı açtıklarını, davacı tarafın likit alacağın tahsilini geciktirmesi nedeniyle aleyhine tazminata hükmedilmesi gerektiğini beyanla %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, somut olayda, ispat yükünün icra takibine dayanak çekin avans olarak verildiğini iddia eden davacı tarafta olduğu, çekin bir ödeme vasıtası olup kural olarak mevcut bir borcun tediyesi (tasfiyesi) amacıyla verildiğinin kabulü gerektiği, 6098 sayılı TBK’nun 207/2 (818 sayılı BK.182) maddesine göre, “Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir adet bulunmadıkça satıcı ile alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler”. Hükmünün düzenlendiği, satış akdinde aslolan peşin satış olup mal ve bedelin aynı anda verileceğine ilişkin yasal karinenin mevcut olduğu, yukarıda belirtilen ilke ve yasal karinenin aksini iddia eden tarafın bu iddiasını kesin delillerle kanıtlaması gerektiği, (benzer nitelikte Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 09/02/2015 tarihli 2014/3885 – 2015/1561 sayılı, Antalya BAM 11. Hukuk Dairesinin 30/05/2018 tarihli 2017/2110 – 2018/889 sayılı ilamları), hal böyle olunca dava konusu 50.000,00 TL bedelli çekin taahhüt edilen mal karşılığı avans olarak verildiğini ve malın teslim edilmediğini iddia eden davacının, bu yöndeki iddiasını kesin delillerle ispatlaması gerektiği, davacının davaya konu bir adet çekin taraflar arasındaki sözlü ticari satım ilişkisine istinaden avans olarak davalıya vermiş olduğunu, davalının çek karşılığında mal teslim etmediğini ve sebepsiz zenginleştiğine yönelik iddialarını yazılı belge ile ispat edemediği, ayrıca davacının açıkça yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmakla ispat edilemeyen davanın reddine, ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilmediğinden davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmemesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince eksik inceleme ile karar verildiğini, müvekkil şirkete ait ticari defter ve belgelerden de anlaşılacağı üzere müvekkili şirketin davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, aksine davalıdan alacaklı olduğunu, davalı tarafından malların teslim edilmediğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.28/02/2023

….