Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/865 E. 2023/373 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 22/12/2020
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 28/02/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili hakkında davalı tarafından 10/07/2017 tanzim tarihli, muhtelif vade tarihli ve 5.000,00.-‘er TL bedelli 6 adet bonoya dayalı olarak Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleştiğini, takip konusu bonoların lehdar hanesinde … isminin yazılı olduğu halde, davalı alacaklının bu firmanın kendisi ile hiçbir ilgisi olmamasına rağmen, sanki kendi firmasıymış gibi, bu ticari ismin devamına kendi ismini yazarak, bonolarda tahrifat yaptığını, davalı alacaklının … ismiyle bir şahıs firmasının olmadığını, takip konusu bonoların ciro edilmediğinden ve bu firma yerine ilgisi olmadığı halde davalı alacaklının isminin yazılı olması nedeniyle davalının alacaklı meşru hamil olmadığını, müvekkilinin davalı ile herhangi bir ticari ilişkisinin de olmadığını ve borcunun da bulunmadığını, müvekkilinin Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası alacağı nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının bonolar altındaki imzalara bir itirazının olmadığını, ayrıca … firması ile nasıl bir ticari ilişki içinde olduklarını da açıklamadıklarını, davacının iddia ettiği gibi bonolarda bir tahrifatın söz konusu olmadığını, davacının davasının reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … sayılı icra dosyasına konu bonoların lehtar hanesinin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu, davalının yetkili hamil olmadığı iddiasına dayalı, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğu, uyuşmazlık konusu bonolarda; davacıların keşideci, davalının ise lehtar konumunda oldukları, davacıların senetteki imzaların kendilerine ait olduğunu kabul etmekle birlikte davalının ticari ilişki nedeni ile alacaklı olduğunu ispat etmesi gerektiğini ileri sürdüklerini, davaya konu senetlerin incelenmesinde, lehtar kısmında “…” şeklinde yazıların bulunduğunun görüldüğü, 6102 Sayılı TTK’nın 776/1-e bendi uyarınca bononun kime, kimin emrine ödenecekse onun adını içermesi gerektiği, yine lehtarın gerçek veya bir tüzel kişi olmasının bononun zorunlu unsurlarından olduğu, davacıların ibraz ettiği senet fotokopisinin vade tarihinin 01/06/2018 olduğu, davaya konu edilen senetlerden ve dava dışı Antalya 2. İcra Müdürülüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki takipte ödenen senetlerden olmadığı (takip edilen senetlerin 2019 vadeli oldukları) ancak davacının ibraz ettiği fotokopide lehtar hanesinde sadece “… ” ibaresinin olduğunun anlaşıldığı, senette lehtar adının gerçek veya tüzel kişi adı niteliğinde olmasının zorunlu olduğu, “…”in tek başına bir tüzel kişiliği ifade etmeyeceğinden bu hali ile geçerli bir bono kabul edilemeyeceği, ancak 6102 Sayılı TTK’nın 778. Maddesinin 2/ (f) fıkrası uyarınca bonolarda da uygulanması gereken 680. maddesi gereğince açığa bono düzenlenmesinin mümkün olduğu, senet üzerindeki eksikliğin sonradan giderilmesi de mümkün olup davaya konu edilen senetlerdeki lehtar hanesinde gerçek kişi ismi olduğundan geçerli bono haline dönüştükleri, senetlerdeki bir kısım ibarelerin çizilerek dahi sonradan değiştirilmesinin mümkün olduğu, bu senedin sonradan anlaşmaya aykırı şekilde doldurulduğu iddiasının 6100 Sayılı Yasanın 200. maddesi uyarınca yazılı delil ile kanıtlanması gerektiği, bunu ispat külfetinin de senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia eden davacı tarafa ait olduğu, davacıların bu hususta yazılı bir delil bildirmedikleri, her ne kadar dava dilekçesinde yemin deliline de dayanıldığı belirtilmiş ise somut olayda iddiaların ileri sürülüşü bakımından yemin konusu aynı zamanda ceza soruşturma ve kovuşturmasına neden olabilecek nitelikte olduğundan HMK 226/1-c uyarınca yemin delili hatırlatılmadığı, nitekim dava dışı Antalya 2. İcra Müdürülüğü’nün … sayılı dosyasında da lehtar hanesi aynı şekilde yazılı senetlerin ödenerek teslim alındığı, davacıların usulüne uygun yazılı delillerle iddialarını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu bonoların, davalı tarafından tadil edilerek lehtar hanesinin anlaşmaya aykırı bir şekilde doldurulduğu ve davalının isminin yazıldığı hususunun sabit olduğunu, davalının … ticari adı ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, mahkemece bono lehtarı … firması hakkında herhangi bir araştırma yapmadığını, firma sahibinin belge tanığı sıfatıyla beyanının alınmadığını, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, dosyaya bir örneği sunulan 01/06/2018 vade tarihli bononun, … firmasına verilen ve davaya konu edilen bonolar ile dava dışı Antalya 2. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu bonolar ile aynı olduğunu ve bonoların sıralı senetler olduğunu, dosyada örneği bulunan bonodaki lehtar kısmında da sadece … isminin yazılı olduğunu, davaya konu bonoların anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunun iş bu bono örneği ile ispat edildiğini, bono fotokopisinin yazılı delil başlangıcı sayılarak tanık dinlenmesi gerektiğini, tarafların isticvaben beyanlarının alınması gerektiğini, davalının meşru hamil olmadığını, müvekkili davacılar ile davalılar arasında herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL istinaf karar harcının davacılardan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacıların istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.28/02/2023

….