Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/850 E. 2023/527 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 14/01/2021
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 20/03/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalılardan … şirketine kullandırılan ticari krediler nedeniyle kredi borçlusu ile müvekkili banka arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, diğer davalıların ilgili sözleşmeleri müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredilerden kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine kredi hesabının 05/09/2019 tarihli ihtarname keşide edilerek kat edildiğini, borçlular hakkında ihtiyati haciz kararı alınarak Antalya 7. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasından borçlulara ödeme emri gönderildiğini, davalılar tarafından Antalya 8.İcra Hukuk Mahkemesine açılan dava ile ihtiyati haciz bedelini depo etmeye hazır olduklarının ifade edilmesiyle İcra Mahkemesinin 17.10.2019 tarihli ilamı ile icra dosyasına 81.679,79 TL’nin teminat olarak yatırıldığını, ardından 7.İcra Müdürlüğüne verilen dilekçe ile borca itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, kullandırılan krediler nedeniyle müvekkili bankanın kredi alacağının bulunmakta olduğunu, alacaklarının sözleşme ihtarnamesiyle sabit olduğunu, yasal düzenlemeler gereğince hesap kat ihtarnamesine karşı geçerli itirazda bulunmayan davalıların icra takibine konu borcu ödemeden itirazda bulunmalarının mümkün olmadığını, takipte talep edilen yıllık %45 ve %30,24 oranlarındaki temerrüt faizinin ve hesaplanan faiz tutarlarının sözleşmeye ve banka faiz duyurularına uygun olduğunu, taraflar arasındaki kredi ilişkisinin ticari nitelikli olduğunu, bileşik faiz işletileceğinin açık olduğunu belirtilerek davalıların itirazlarının iptali ile takibin devamını, davalıların %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacının bahsettiği kredinin Kredi Garanti Fonu Kredisi olduğunu, bu krediyle ilgili yasal düzenlemelerin bulunduğunu, … şirketinin bankadan tek KGF kredisi kullandığını, banka hesabına ilişik KMH hesabı bulunduğunu, KGF Garantili Kredi sözleşmesinin müvekkillerine verilmediğini, ihtarnamenin müvekkillerine tebliğ edilmediğini, icra dosyası incelendiğinde ödeme emirlerinin tebliğ edildiği adres ile ihtarnamelerin sözde tebliğ edildiği adres farkının görüleceğini ayrıca müvekkili şirkete yapılan tebligatın iade olunduğunun dosyada sabit olduğunu, müvekkillerinin mal varlıklarında azaltıcı işlem yapmadığını, ihtiyati haciz gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, icra dosyası incelendiğinde müvekkillerine ait 21 adet taşınmaz ve 5 aracın haczedildiğinin haciz tutanağı ile sabit olduğunu, yapılan icra takibinin gerek KGF mevzuatına gerekse borcu muaccel hale getirme yöntemi açısından sakat olduğunu, KGF mevzuatında temerrüt sonrası takip süreçlerinin kredi verence yürütüldüğünü, kurumun azami 90 günlük bekleme süresi boyunca anapara bakiyesi ve faizin kefaleti oranında tazmin edileceğini, 15.08.2018 tarihli resmi gazetede yayınlanan yönetmelik kapsamında yapılandırma imkanının teklif edilmesinin zorunlu olduğunu, davacı bankanın 90 gün bekletmeden borcu muaccel hale getirerek hesap kat ihtarnamesi gönderdiğini, yapılandırma teklifinde bulunmadığını, geçersiz tebligatlar gereğince müvekkillerinden ana parada dahil olmak üzere faiz talebinin hukuka aykırı olduğunu, alacağın teminat altında olması nedeniyle tazminat talep edilemeyeceğini, müvekkilinin icra takibi öncesinde kısmi ödemede bulunduğunu, davanın reddini, haciz işlemleri nedeniyle müvekkilini zarara uğratan davacı yanın %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı yana yükletilmesini talep etmiştir.
Mahkemece alınan bilirkişi raporları doğrultusunda, “…davacı bankanın takip tarihi itibari ile davalılardan Kredili Mevduat Hesabı yönünden; 2.416,29.-TL asıl alacak, 7,83.-TL işlemiş akdi ve temerrüt faizi, 0,39-TL gider vergisi olmak üzere toplam 2.424,51.-TL, Taksitli kredi yönünden; davacı bankanın talebi ile bağlı kalınarak 76.352,39.-TL asıl alacak, 1.650,74.-TL işlemiş akdi ve temerrüt faizi, 82,54-TL gider vergisi, 1.128,84.-TL ihtar gideri noter masrafı, 606,00.-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 123,90.-TL ihtiyati haciz gideri olmak üzere toplam 79.944,41-TL alacaklı olduğunun hesap edildiği tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla” davanın kısmen kabulüne, alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kredinin KGF teminatlı kredi olduğunu, buna ilişkin hükümlerin uygulanmadığını, sürelere dikkat edilmediğini, yapılandırma teklifinde bulunulmadığını, kat ihtarnamesinin müvekkiline tebliğ edilmediğini ve likit bir alacak olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, Genel Kredi Sözleşmesine dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalıların vaki itirazının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 5.626,62 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 1.406,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.219,97 TL istinaf karar harcının davalılardan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalılarının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.20/03/2023