Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/841 E. 2023/683 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 16/01/2019
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 30/03/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili davacı … hakkında Antalya 8. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı icra takip dosyası üzerinden icra takibi yapıldığını ve müvekkiline tebliğ edildiğini, müvekkil hakkında yapılan icra takibindeki bononun teminat olarak verilen bono olduğunu, davalının bononun üzerine müvekkil ile aralarında yapılan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu ve haksız ve hukuksuz olarak icra takibi yapıldığını, müvekkili davacı ….ın, davalının oğlu … ile 2013 yılında evlendiğini ve Kasım 2014 tarihinde ayrıldıklarını, müvekkilinin davalıya yönelik herhangi bir borcu bulunmadığını, teminat olarak verilen bono incelendiğinde, kefil bölümünde yazılı …. davalının eşi olduğunu, teminat olarak verilen bononun haksız olarak üzerinin doldurularak müvekkiline yönelik icra takibine konu yapılmasının ahlaka ve hukuka uygun olmadığını, bononun icra takibine müvekkili eşinden ayrıldıktan sonra işleme konulduğunu, senedin üzerinde ödeme tarihi bölümünde “Teminat Senedi” ibaresi bulunduğunu beyan ederek, müvekkili davacının icra takibine konu bono 55.000,00 TL bedelli bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının dava dilekçesindeki beyanlarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, hiçbir delili veya belgesi olmadığını, davacının dava dilekçesinde hiçbir gerekçe gösteremediğini, beyanlarını yazılı deliller ile ispat etmesi gerektiğini, davacının borcunu ödemekten kaçındığını, bu nedenle borçtan kurtulmak amacı ile keyfi olarak bu davayı açtığını beyan ederek davacının davasının reddine, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “…Davacının bildirmiş olduğu delil listesinin incelenmesinde kesin delil niteliğinde sadece “yemin ” deliline dayanıldığının görüldüğü, diğer delillerin toplanması davacı vekili tarafından talep edilmişse de sonuca etkili olmayacağından usul ekonomisi de gözetilerek kabul edilmediği, davacı takibe konu edilen senedin teminat senedi olduğu gerekçesiyle bedelsizlik iddiasına dayandığı, kural olarak bedelsiz senedi kullanmak suç olduğu,( TCK 156. Madde ) HMK 226/1-c maddesi uyarınca konusu suç olan konular yemine konu olamayacağı, bu nedenle davacı tarafa yemin delili hatırlatılmadığı” gerekçeleriyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; iyi niyetinin suistimal edildiğini, bedelsiz senedi kullanmanın suç olduğunu, senette yazılı miktarda borcunun olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Kambiyo senetlerinden olan bono arkasındaki temel ilişkiden bağımsız, mücerret borç ikrarı içeren senetlerden olup, ödeme vasıtasıdır. Senetle ispat kuralı gereği kambiyo senedinin bedelsiz olduğu iddiasının kesin delillerle ispat edilmesi gereklidir. HMK 201. maddesine göre; senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemlerin kesin delille ispat edilmesi gerekmektedir. Kambiyo senedinin teminat amaçlı olarak verildiğini iddia eden davacının bu iddiasını da kesin belge ile ispat etmesi gerekir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacının istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.30/03/2023

…..