Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/816 E. 2023/820 K. 14.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/06/2020
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 17/04/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Başkanın görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; dava dışı … tarafından müvekkili kurum ve davalı şirket aleyhine Ankara 15. İş Mahkemesi’nde açılan dava sonunda mahkemece, 5.830,10.-TL kıdem tazminatı, 2.699,94.-TL ihbar tazminatı ve 1.362,07.-TL yıllık izin ücre- tinin müvekkili ve davalıdan müteselsilen tahsiline karar verdiği, kararın Yargıtay denetimin- den de geçerek kesinleştiği;
Dava dışı alacaklı tarafından hükmedilen alacağın tahsili için müvekkili kurum aleyhine Ankara 3. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden girişilen takip üzerine müvekkilinin 19.11.2013 tarihinde toplam 17.660,00.-TL ödeme yaptığı, bu ödemeden aralarında imzalanan 23/02/2012 tarihli “güvenlik hizmeti sözleşmesi” nin 22., 31. ve özellikle 36.4 maddesi gereğince davalının sorumlu olduğu, davalının sorumlu olduğu bu miktarın tahsili için Antalya 4. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerin- den genel haciz yoluyla girişilen takibe ise itiraz ettiğini belirterek; itirazın iptaline ve % 20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; 4857 sayılı İş Kanununda asıl işverenin yaptığı ödemeyi alt işverene rücu edebileceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığı, 10.09.2014 tarihinde kabul edilen 6552 SK nun 8.maddesi ile 4857 SK nun 112.maddesine eklenen fıkralar uya- rınca asıl işveren olan davacının kıdem tazminatı yönünden alt işverene rücu edemeyeceği, müvekkili şirketin 17.03.2012 tarihinden itibaren davalı kuruma özel güvenlik hizmeti sun- maya başladığı, bu tarihten önce özel güvenlik hizmeti sunan alt işverenler arasında işyeri devrinin söz konusu olmadığı, dava dışı işçinin müvekkili şirket nezdinde 17/03/2012- 08/10/2012 tarihleri arasında çalıştığını bildirerek davanın reddine ve tazminata karar veril- mesini talep etmiştir.
Mahkeme istinafa konu kararında özetle; davacı üst işveren … nin dava dışı işçinin açtığı davada yaptığı ödemelerin işçinin alt işverende çalıştığı süreyle sınırlı olarak alt işverene rücü edebileceği gerekçesi ile dava dışı işçinin davalı alt işveren yanında çalıştığı süreyle bağlı kalarak hesaplama yapılan denetime ve hüküm kurmaya elverişli 19.02.2018 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın 7.533,28 TL asıl alacak 1.158,37 TL faiz ol- mak üzere 8.691,65 TL üzerinden kabulüne, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedil- mesine yer olmadığına karar vermiştir.
Karar davacı ve davalı tarafça istinaf edilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dışı işçiyi çalıştıran davalı şirket ile dava dışı … Özel güvenlik ltd.şti. arasında organik bağ bulunduğu, bu hususun ticaret sicil kayıtlarıyla tespit edilebileceği mahkemece bu husus araştırılmadan verilen kararın doğru olmadığı gerekçesi ile red edilen kısım yönünden kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda bilirkişinin bilirkişilik görevinin sınırlarını aşarak hukuki değerlendirmelerde bu- lunduğu, yargılama yetkisini kullananları etkilemeye teşebbüs ettiği için müvekkili tarafından 21.02.2018 günlü duruşmada reddedildiği; Mahkemenin hükmüne esas aldığı bilirkişi rapo- runun hatalı olduğu, emsal Yargıtay kararlarına göre müvekkilinin alt işveren sıfatıyla kendi dönemine isabet eden miktarın yarısından sorumlu tutulabileceği; yine 6552 sayılı Kanun ‘un 8 inci maddesi ile İş Kanunu’nun 112 nci maddesine eklenen kanun hükmü gereği davacı tarafından ödenen kıdem tazminatından müvekkilinin sorumlu tutulamayacağı, özellikle de bunun kıdem tazminatı yönünden geçerli olup derhal uygulanmasının gerektiği; müvekkili ile davacı kurum arasında imzalanan sözleşme ve dayanağı idari ve teknik şartnamelerde de “sıralı işçilik alacakları için davacının yaptığı ödemeyi müvekkiline kısmen veya tamamen rücu etmesini sağlayan bir hükmün bulunmadığı, gibi davacı kurum tarafından rücuya konu edilen alacaklar için yapılmış bir ödeme de bulunmadığı; devreden işverenen devir tarihinden itibaren 2 yıl süre ile sınırlı olan sorumluluğu ile ilgili 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6/3. Madde- sinde öngörülen 2 yıllık süre de geçtiğini belirterek kararın kaldırılmasına ve öncelikle dava- nın reddine aksi halde müvekkilinin belirlenen alacağın yarısından sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacı kurum tarafından dava dışı işçinin açtığı iş davası sonunda hükmedilen bir kısım işcilik alacakları ile yargılama masraflarının davalıdan rücu yoluyla tahsili için girişilen takibe davalının yaptığı itirazın iptaline ilişkindir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan 23/02/2012 tarihli Sözleşmenin 36/4 maddesinde, ”Yüklenici işin görülmesi sırasında ve/veya işin görülmesi nedeniyle istihdam ettiği kişiler ile yaşayacağı hukuki ihtilaflar nedeniyle, yürürlükteki mevzuat hükümleri uyarınca kurumun da sorumlu tutulabileceği zararlar (kıdem, ihbar, kötüniyet tazminatı) nedeniyle herhangi bir ödeme yapılması halinde, Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca, tamamı yükleniciden tahsil edilecektir.” İfadesi geçmekte olup davalı bu sözleşmeyi inkar etmemiştir.
Davacı hakkındaki takibe dayanak mahkeme ilamında 5.830,10 TL kıdem tazmina- tına, 2.699,94 TL ihbar tazminatına, 1.362,07 TL yıllık izin ücretine hükmedildiği, dava dışı işçi tarafından 05/11/2013 tarihinde girişilen takipte ise 5.830,10 kıdem tazminatı, 2.699,94 TL ihbar tazminatı, 1.362,07 TL yıllık izin ücreti, 189,45 TL harç, 1.187,05 TL vekalet ücre- ti, 374,54 TL yargılama masrafı ve kalanı işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.176,79 TL ala- cağın tahsili için takibe girişildiği görülmektedir. Davacının sunduğu 12/08/2015 tarihli de- kontta 2.214,99 TL 19/11/2013 tarihli dekontta 15.444,63 TL ödeme yaptığı görülmektedir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde; davacının dava dışı işçiyi çalıştırdığı 17/03/2012 ile 10/10/2012 dönemi için dosyamız davalısından talep edebi- leceği net kıdem tazminatının 1.214.67 TL, ihbar tazminatının 2.699,94 TL, yıllık izin ücre- tinin 200,11 TL, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve yargılama masrafların- dan davalının faizleriyle birlikte sorumlu olduğu miktarın 3.418,56 TL olduğu, bunların top- lamının ise 7.533,28 TL ye tekabül ettiği, davacının davalı için yaptığı bu ödeme ile davalı hakkında giriştiği takip arasındaki işlemiş faiz miktarının ise 1.158,37 TL olduğunun hesap- landığı görülmüştür.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan deliller, delil- lerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması, taraflar arasındaki yukarıda belirtilen sözleşme hükmü, dava dışı işçinin davalı yanında çalıştığı dönem itibarıyla işçilik alacaklarından davacı kurumun sorumlu olacağına ilişkin bir sözleşme veya kanun hükmünün olmaması, başlangıçtakinin aksine Yargıtay uygu- lamasının işverenin sorumlu olduğu döneme ilişkin ödemenin tamamından sorumlu olacağı yönünde gelişmesi (Yargıtay 11. Hukuk dairesinin 2013/1505 esas 2013/17752 karar sayılı ilamı) dava dışı işçinin 6552 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin yürürürlüğünden önce taraflar arasında sözleşme yapılmış olması sebebi ile somut uyuşmazlığa uygulanmasının mümüm- kün olmaması, davacı tarafça yapılan ilk ödemenin 19/11/2013 son ödeme 12/08/2015 tarihli olup takip tarihi olan 03/11/2015 tarihi itibarıyla özellikle son ödeme tarihinden itibaren 2 yıllık sürenin geçmemiş olması karşısında, davalı vekilinin istinaf itirazları; davacı tarafça davalı ile daha önceki işveren …. güvenlik ltd.şti arasında perdenin aralanması gereğine iliş- kin bir dava açılmaması, bu şirkete karşı girişilmiş dava veya takip şeklindeki bir alacak tale- binin olduğunun belirtilmemesi karşısında davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülme- diğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
B-1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 593,73 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 148,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 445,23 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
C-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
D-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı ve davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
F-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.17/04/2023

….