Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/808 E. 2023/446 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 27/01/2021
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 08/03/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin … satım ve dağıtımıyla iştigal ettiğini, 13/11/2009 tarihli … işyeri sözleşmesini … A.Ş ile imzalandığını buna göre …’a ya da taşeronlarına akaryakıt ikmali sırasında karta tanımlı limitler dahilinde ödeme yapılmadan … … tarafından ödendiğini, ancak davalının toplam 95.512,00 TL limit aşımı fazladan akaryakıt aldığını, bedellerinin de ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan takibe de itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 13/11/2009 tarihli sözleşmede müvekkilinin taraf olmadığını, müvekkilinin …’un taşeronu da olmadığını, … isimli şahsı sigortalı olarak şoförlüğünü yaptığını, ayrıca zamanaşımı süresinin de dolduğunu savunarak, davanın reddini ve %20 tazminata hükmedilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda 10/09/2018 tarihli karar ile, TTK’nın 4. maddesine göre nispi ya da ticari dava olmadığını, davalının tacir olduğunun iddia edilmediğinden genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği, görevin dava şartı olduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Dairemizin 11/12/2018 tarihli kararı ile, “…taşımanın taşeron şirket şoförü tarafından yapıldığı ve bu nedenle … alındığı, dolayısıyla da uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle de ilgili olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın TTK’nın 4. maddesince ticari iş olduğu ve davanın açıldğı Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu taraf delilleri toplanarak uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmayıp, davacı vekilinin istinaf başvurusu yerindedir. Sonuç olarak davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkemenin görevli olduğu halde görevsizlik kararı verdiği anlaşıldığından 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-3. maddesince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, uyuşmazlığın taraf delilleri toplanmak suretiyle bir karar verilmesi için İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.”
Dairemizin kaldırma kararı sonrası yargılama sonunda Mahkemece, “..dava dilekçesine ekli lojistik kart üye işyeri sözleşmesi … ve … Hiz. A.Ş arasında imzalanmış olup davalı … ‘ın bu sözleşme uyarınca sözleşme tarafı olan … Hiz. A.Ş’nin taşeronunun şoförü olduğu, sözleşmeye göre davacı şirketten … aldığı ve uyuşmazlığın sözleşmeye aykırılıktan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde ihtilafın 2015 yılının 5. Ayı ile 11. Ayı arasında … alımına ilişkin olduğu, sgk kayıtları uyarınca davalının 2015/5-2015/12 döneminde işvereninin … olduğu, yine Antalya İl emniyet Müdürlüğü cevabi yazısına göre … alımı yapan aracın da … adına kayıtlı olduğu görülmektedir. Buna göre taşeron da davalının işvereni ve araç sahibi olan … olmalıdır. SGK kayıtları uyarınca davalının savunması ile tutarlı olarak davalının taşeron yanında ücret karşılığında çalıştığı, akaryakıt alımını işvereninin talimatı ile ve onun ad hesabına yaptığını kabulü gerekeceği, haksız bedeli ödenmeyen bir … alımı var ise bunun borçlusunun da davalının işvereni olduğu, bu haksız alımın davalının işvereninin malvarlığında haksız bir artış yarattığı açıktır. İşçinin tarafı … A.Ş. Ve davacı olan ticari nitelikteki sözleşmeyi bilmesi beklenemeyecği gibi ne … A.Ş. ile ne de davacı ile yapmış olduğu bir sözleşme bulunmamaktadır. Sözleşmenin nisbiliği prensibi gereği davacının taşeronun işçisi olan davalıdan alacaklı olmadığı vicdani kanaatine varılmıştır. Davacı yanca bildirilen tanıkların dinlenmesinden, talimat mahkemelerince beyanlarının tespit edilememesi, ve meslekleri gereği duruşma gününde il dışında olma ihtimallerinin yüksek olması nedeniyle zorla getirme ve yeni talimat yazılmasının dosyayı sürüncemede bırakacağı düşüncesi ve davacı vekilinin beyanlarında …’in birçok mahkemede sunmuş olduğu beyanları ile yetinilebileceği ve tüm tanıkların aynı hususlarda beyanda bulunacağına dair beyanları dikkate alınarak vazgeçilmiştir. Tanık anlatımları somut olaya ilişkin olmayıp davanın esasına etki edecek mahiyeti de bulunmamaktadır. Anlatılanlar ışığında itirazın iptali talebinin reddi gerekmiş, davacının …. şirketinin taşeronu hakkında bilgi sahibi olmasının beklenmeyeceği akaryakıt alımlarını yapan şoförün kendi ad ve hesabına mı , bir işverene bağlı olarak mı çalıştığı hususunu bilemeyeceği, salt davalı hakkında takip yapmış olmasının kötüniyetin ispatı bakımından yeterli olmayacağı” gerekçeleriyle kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin eksik inceleme yaparak karar verdiğini, davalının davaya konu akaryakıtı almadığına ilişkin bir itirazı olmadığını, sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kötü niyet tazminatının verilmesi gerekirken reddedilmesinde usul ve yasaya uygunluk bulunmadığını belirterek kararın bu yönden kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı ve davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı ve davalı vekillerinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurularının ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
4-Tarafların istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
6-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.08/03/2023

……