Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/756 E. 2023/542 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 12/01/2021
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 20/03/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile 23/01/2008 tarihinde ev alımı için anlaştığını, anlaşma karşılığında anlaşma gününün tarihi ve malen olduğu belirtilerek şuraya imza at denilerek imza attırılması ile boş senet verilmiş olduğunu, ertesi gün ise taşınmaz bedelini tümüyle ödeyerek tapu tahsisi ile taşınmazı üzerine aldığını, şimdiye kadar bir sorunla karşılaşılmaz iken Denizli 7.İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasıdan gönderilen usule yasaya ve hukuka aykırı ödeme emrini tebliğ alındığında müvekkilinin hukuka aykırı ödeme emri ile karşılaştığını, bu konuda Denizli C.Başsavcılığına suç duyurusunda da bulunduklarını, müvekkilinin davalıya ödeme emrinde belirtildiği gibi kesinlikle borcu bulunmadığını, aradan 10 yıl geçtikten sonra böyle bir alacak iddiasının ne denli bir kötü niyetli ortaya atıldığının ortada bulunduğunu, tanzim tarihi daha önce yazıldığı için tapu işlemi sonrası yırtıldığı söylenen senede ödeme gününü sonradan farklı kalemle eklenerek icra takibine girişildiğini, senette yazılı malen ifadesinin açıkça senet karşılığında bir mal alındığının göstergesi olduğunu, senet karşılığında alınanın ise taşınmaz olduğunu, bu senedin bedelsiz kaldığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle bonoda yazılı asıl alacak miktarı 80.000,00-TL asıl alacağın % 20’si üzerinden kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya bakmakla yetkili mahkemenin Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, görevsizlik kararı verilerek dosyanın Denizli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini usuli itiraz olarak ileri sürmüş, esasla ilgili olarak ise, davacının borcu nedeniyle 125.000,00-TL bedelli bonoyu imzalayıp müvekkiline verdiğini, davacının bonodaki imzayı inkar etmediğini, kabul ve ikrar ettiğini, müvekkiline bu bono sebebiyle yalnızca 45.000,00-TL ödeme yaptığını, ödenmeyen kısım olan 80.000,00-TL için icra takibine giriştiklerini, davacının davasının yazılı delille ispatlamak zorunda olduğunu, senete karşı senetle ispat kuralı gereği yazılı delillerle kanıtlanmayan davanın reddine karar verilmesini, davacının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesini, tanık dinletililmesine muvafakatlarının bulunmadığını bildirmiştir.
Denizli 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce 23/03/2018 tarihli …. Esas …. Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek dosya Denizli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemece, “…dava konusu senette “malen” kaydı bulunduğundan, davacıya 125.000,00-TL borç verdiğini, davacının 45.000,00-TL ödeme yaptığını, geriye kalan 80.000,00-TL’yi ödemediği için takip başlattığını savunduğundan, davalı taraf senedi talil etmiştir ve bu savını, 6100 sayılı HMK’nun “Senede karşı tanıkla ispat yasağı”nı düzenleyen 201. Maddesinde; ” Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.” hükmü gereğince, ancak senetle ya da senede eş değer yazılı delille ispat edebilir. İspat yükü kendisine düşen davalı tarafın bu hususta bir delil ibraz etmediği gibi, kendisine yemin delili hatırlatıldığı halde yemin de teklif etmemiştir. Buna göre davalı taraf davacının davaya konu bono nedeniyle borcu bulunduğunu ispat edemediği” gerekçesiyle davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Davalı tarafın kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden bahisle kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin cevap dilekçesini yanlış anladığını, nakden borç verildiğine dair bir beyanın olmadığını, senedin talil edilmediğini, ispat yükünün yer değiştirmediğini, senede karşı senetle ispat kuralı olmasına rağmen usulüne aykırı olarak tanık dinlendiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, bonoya dayalı icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Kambiyo senetlerinden olan bono arkasındaki temel ilişkiden bağımsız, mücerret borç ikrarı içeren senetlerden olup, ödeme vasıtasıdır. Senetle ispat kuralı gereği kambiyo senedinin bedelsiz olduğu iddiasının kesin delillerle ispat edilmesi gereklidir. HMK 201. maddesine göre; senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemlerin kesin delille ispat edilmesi gerekmektedir.
Somut olayda davacı davalıdan alacağı taşınmaz için 2008 yılında bono verdiğini, ertesi gün tapudan devir ile taşınmazı aldığını, ancak bononun iade edilmeyerek 2017 yılında hakkında takip başlatıldığını, bonoda “malen” kaydının bulunduğunu belirterek borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, davalının ise davacının kendisine olan 125.000,00-TL borcundan 45.000,00-TL’sini ödediğini, kalan 80.000,00-TL’yi ödemediği için takip başlattığını beyan etmiş olup davalının bonodaki “malen” kaydına ilişkin bir açıklaması olmadığı gibi ispat külfetini değiştirecek bir beyanda da bulunmadığı, bu nedenle mahkemece ispat külfetinin davalıya yüklenmesinin yerinde olmadığı, davacının davasını usule uygun şekilde ispat edemediği anlaşılmakla, davanın reddine ve takibe yönelik bir tedbir kararı olmadığından davalının da kötüniyet tazminatı talebinini reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde usul ve yasaya uygunluk bulunmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/01/2021 Tarih ve …. Esas, …. Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
a-Davanın REDDİNE,
b-Takibe yönelik tedbir kararı olmadığından davalının kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,
c-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubuyla bakiye 148,50 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/03/2021 Tarih ve … Esas … Karar sayılı, 2021/215 Harç sayılı Harç Tahsil Müzekkeresinin ilk derece mahkemesince İPTALİNE,
d-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
e-Davalı tarafından yapılan 50,00 TL davetiye giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
f-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 12.800,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
g-Taraflar tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
3-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davalının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 1.367,00 TL nispi istinaf karar harcının talebi halinde davalıya İADESİNE,
b-Davalı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
d-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
4-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.
20/03/2023