Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 11/01/2021
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 23/03/2023
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı … adlı kişiye olan borcuna karşılık düzenlenen dört adet 30.000,00 TL bedelli senetlere mukabil …. plakalı aracını kendilerine devrettiğini ve bu şekilde borcunu ödediğini, müvekkilinin bu senetleri içine koyduğu çantayı kaybettiğini, sonrasında senetlerin müvekkilin rızası ve bilgisi dışında davalı ….in eline geçtiğini ve boş olan alacaklı hanesi doldurularak icraya konulduğunu, senetlerdeki diğer yazı ve rakamlar borç miktarları başlangıçta dava dışı …. ve oğlu …. tarafından yazıldığını, müvekkilinin yalnızca senetlere imza attığını, yazı incelemesi yapıldığında durumun anlaşılacağını, müvekkilinin …. hiçbir surette tanımadığını, kendisi ile ticari ve beşeri bir münasebetinin olmadığını, davalıya borcunun bulunmadığının tespiti ile Denizli 1. İcra Müdürlüğünün …. E sayılı takip dosyasının ve takibe konu senetlerin iptaline davalının %20 haksız icra tazminatına mahkum edilmesini, müvekkilinin mağduriyetinin önlenmesi için dava sonuna kadar icra takibinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama ücreti ve vekalet ücretinin davalı tarafa hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürmüş olduğu iddiaları kabul etmediklerini, davacı tarafın senetleri içine koyduğu çantayı kaybetmek suretiyle elinden çıktığını iddia etmesinin gerçek olmadığını, yükümlülüğü olan bir kişinin bedelini ödediği senetleri imha etmemesi, imha etmeyip çantasında taşıması, içinde önemli bir malvarlığı bulunan çantayı kaybetmesi ve böyle bir kayıp şeyi kendisi bulamayıp üçüncü kişilerin bulmasının da geçerli ve kabul edilebilir bir olay olmadığını ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ayrıca davacının senetlerin elinden rızası dışında çıktığına yönelik iddiasını ödeme nedeniyle senedin kendisine geri verildiği iddiasına dayandırdığını, davacının bu iddialarını müvekkiline yöneltmesinin mümkün olmadığı ve bu iddialarını ancak yazılı delile dayandırabileceğini, mahkemenin resen gözeteceği delillerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “…her ne kadar davacı tarafından takibe dayanak bonoların çalınmak suretiyle davalının elinde bulunduğu iddia edilmiş ise de, davaya konu bonoların çalındığına dair soruşturma kaydının bulunmadığı, bononun bağımsız borç ikrarını içermesi, bono üzerinde imzanın keşideciye ait olması ve HMK 201. maddesi gereği yazılı delille ispat edilmesi gerektiği, davacı tarafından dosya kapsamına herhangi bir yazılı belge ibraz edilmediği, dava dilekçesinde yemin deliline de dayanılmadığı “gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik incelemeyle karar verildiğini, davalı ile arada temel bir borç ilişkisinin olmadığını, tanıkların dinlenmediğini, isticvabın gereği gibi yapılmadığını, ispat külfetinin yanlış değerlendirildiğini, cevaba cevap dilekçesinde yemin deliline dayanıldığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, kambiyo senedine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, konusu suç teşkil eden hususlarda yemin deliline dayanılamamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL istinaf karar harcının davacılardan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacıların istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.23/03/2023
…