Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/742 E. 2023/372 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 11/01/2021
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 28/02/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Davalı … ’e ait … ticari plakalı araç 17/08/2018 tarihinde Denizli il merkezinde dava dışı maliki ve sürücüsü … olan … plakalı araca kusurlu olarak çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davalının olay sonrasında kaza yerinden firar ettiğini, aracı hasarlanan karşı araç sürücüsü … ’nun polisi arayarak olayı ihbar ettiğini, 17/08/2018 tarihinde Kınıklı Şehitler Polis Merkezinde ifade vererek kaza yerinden firar eden … ’den şikayetçi olduğunu, … plakalı araçtaki hasarla ilgili olarak … otomotiv şirketi tarafından 11.534,39 TL hasar bedeli fatura edildiğini, hasarlı araç üzerinde yapılan ekspertiz raporunda da aynı miktarın çıktığını, aracın hasar bedelinin kendi kasko şirketi olan … sigorta şirketi tarafından karşılandığını, karşılanan bu hasar tazminat bedeli davacı … Sigorta AŞ tarafından 24/01/2019 tarihinde … Bankası aracılığı ile … Sigorta AŞ ye ödendiğini, ödene bu hasar tazminat bedelinin kaza yerinden firar edilmesi poliçe şartlarına aykırılık nedeniyle davalıdan ihtarnameyle talep edildiğini, ihtarnamenin tebliğine rağmen bu borcun ödenmediğini, davalı hakkında Denizli 1. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığı, borçlu tarafça süresinde itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulduğunu, davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın haksız olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla Denizli 1. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına yaptığı haksız itirazın iptali ile takibin aynen devamına, davalının asgari %20 oranında icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa hükmedilmesine ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekilinin dava dilekçesinde belirtimş olduğu iddiaları kabul etmediklerini, müvekkilinin sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracı ile Denizli ili … ilçesi … caddesinde çıkış yaptığı esnada gelen aracın sol kısmının müvekkil aracına sürtmesi nedeniyle maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu esnada müvekkilinin taksi şoförü olduğu ve aracında eli kesilen bir müşteriyi hastaneye götürme telaşında olduğu için olay yerine terk etmek zorunda kaldığını, daha sonrasında tekrar olay yerine döndüğünü, dava dilekçesinde belirtildiği gibi kaçmadığını ve kaçması gereken bir durumunda olmadığını, dava dilekçesinde davacı tarafın müvekkilinin tam kusurlu olduğunu ifade ettiğini, kaza günü herhangi bir inceleme yapılmadığın, yalnızca karşı tarafın şikayeti ile müvekkiline kusur atfedilmesinin yanlış olduğun, kaza tespit tutanağı ya da kusurlu olduğunu ifade eden yazılı bir belgenin olmadığını, herhangi bir araştırma yapılmadan müvekkilinin tam kusurlu olarak gösterilemeyeceğini gerekli araştırmaların yapılmasının gerektiğini, icra müdürlüğünde açılan takibe de haklı olarak itiraz ettiklerini, sigorta şirketlerinin yaptığı ödemenin yerinde olduğunu ve bunun müvekkilinden rücu edilmeye çalışılmasının haksız olduğunu, 6102 sayılı TTK 1409.maddesinde “sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir” düzenlenmesinin olduğunu, olay yeri terk bir rücu sebebi bile olmadığını ve olayda müvekkilinin ağır kusuru ya da kastının bulunmadığını, müvekkil aleyhine açılan davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacının üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalının davacı sigorta şirketinin davalı sigortalısının yapmış olduğu kazadan sonra kaza yerini terk etmesi sebebiyle, poliçe şartlarını ihlal ettiğini, bu nedenle kaza sebebiyle 3. kişilerin uğramış olduğu zararları tazmin ettikten sonra ödediği tutarları davalıdan tahsil etmek için işbu itirazın iptali davasını açtığı, davalının kazaya karışan ve davacı tarafından sigortalanan … plakalı aracı kullanmaya ehil olup sürücü belgesinin bulunduğu, kaza anında davalının alkollü olup olmadığı hususunun tespiti yapılamamakla birlikte kazanın 15:00 sıralarında meydana gelmesi karşısında hayatın olağan akışına göre davalının alkollü olmadığının kabulü gerekeceği, davalı olay yerini terk etmeseydi de söz konusu zararın meydana geleceği, davalının salt kaza yerini terk etmesinin zararın meydana gelmesine veya zararın artmasına neden olmadığı, ZMMS Genel Şartları B.4-f, fıkrasında ” Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde…” şeklinde düzenleme bulunmakta ve somut olayda sigortalı araç sürücüsünün, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu bir hal nedeniyle kaza yerini terk etmediği anlaşılmakta ise de bu düzenlemenin bedeni hasarlı yani yaralamalı kazalarda uygulanabileceğinin düzenlendiği, dava konusu kazanın sadece maddi hasarlı bir kaza olması hususu da nazara alınarak davacı sigorta şirketinin rücu hakkı bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.4.f maddesine göre müvekkili sigorta şirketinin dava dışı üçüncü kişiye ödenen hasar bedelini davalıdan rücu şartlarının oluştuğunu, rücu için bedeni zararın oluşması gerektiğine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, davalı adına trafikte kayıtlı ve davacının ZMSS şirketi olduğu aracın karıştığı trafik kazası sonucunda 3. kişiye ait araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet vermesi, davacı sigorta şirketinin hasarlanan araç nedeniyle hak sahibine ödediği tazminatın, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk etmesi nedeniyle kendi sigortalısı (akidi) aleyhinde itirazın iptali şeklinde açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Karayolları Trafik Kanunu’nun “Tazminatın azaltılması veya kaldırılması sonucunu doğuran haller” başlıklı 95.maddesine göre; sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir. 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın; “Rizikonun Gerçekleşmesi Halinde Sigortalı ve/veya Sigorta Ettirenin Yükümlülükleri” başlıklı B.1.1. maddesine göre; Sigortalı, rizikonun gerçekleşmesi halinde, maddi hasarlı trafik kazalarında motorlu aracı tutanak düzenlemek üzere güvenli bir yere çekmekle yükümlüdür. “Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı B.4.f maddesine göre; bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde, sigortacının sigortalıya rücu edilebileceği düzenlenmiştir. Anılan düzenleme ile, sigortacının olay yerinin sürücü tarafından terk edildiğini veya kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmediğini ortaya koyması yeterli olmaktadır. Bu durumda sigorta ettirenin rücu sebebinin doğmasını engellemek için, ancak zorunlu hallerden birinin gerçekleştiğini kanıtlaması gerekecektir. Zorunlu hallerin gerçekleştiğini kanıtlaması halinde, sigortacının rücu davası reddedilecektir. KTK m. 81’de olay yerinden ayrılmanın “zorunlu haller” için mümkün olduğu, aksi halde para cezası verileceği, KTK Yönetmeliği m.152’de karışan tüm sürücülerin “zorunlu haller ve yaralılara ilkyardım ve acil müdahale yaptırmak maksadıyla” kaza mahallinden ayrılabileceği belirtilmiştir. Sigortacıların artık sürücünün olay yerini terk etmiş olduğunu ispatlamaları yeterlidir. Her ne kadar mahkemece ilgili hükmün “sadece bedeni hasara neden olan kazalarda” uygulanabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, madde metninden bu şekilde bir anlam çıkarılamayacağı, maddi hasarlı kazalarda olay yerinin terk edilmesi halinin doğrudan rücu sebebi sayılacağı, ancak bedensel zararla sonuçlanan kazalarda, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu hallerin mevcudiyeti halinde olay yerini terkin rücu sebebi olmayacağı şeklinde düzenleme yapıldığı anlaşıldığından mahkemece anılan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf sebebi yerindedir.
Davalı sigortalı, davacı sigorta şirketi tarafından davaya konu trafik kazasında zarar gören 3. kişiye ödenen tazminatla değil, araç sürücüsünün kusuru oranında gerçek zarardan sorumludur. Bu nedenle davalıya ait sigortalı araç sürücüsünün meydana gelen kazada kusur oranı ve davaya konu kaza sonucu dava dışı 3. kişiye ait araçta oluşan gerçek zararın tespiti gerekir.
Trafik bilirkişisi … ve Sigorta eksperi/hasar uzmanı bilirkişi … tarafından düzenlenen 25/04/2020 tarihli kök ve 19/08/2020 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; … plakalı araç sürücüsü …’in 2918 sayılı KTK’nunda kavşaklarda geçiş hakkı başlıklı madde 57/a sayılan kuralı ihlal edip kontrolsüzce kavşak noktasına giriş yaparak geçiş önceliği olan araca çarptığı, bu kural ihlalinde aynı kanunda trafik kazalarında sürücü kusurlarının tespiti ve asli kusur sayılan haller başlıklı madde 84/h de sayılan ihlallerden olması nedeniyle kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’nun geçiş önceliği kendisinde olan kontrolsüz kavşak noktasına öncesinde giriş yaparak doğru seyrini sürdüğü esnada sol taraftan tali yol durumundaki iki yönlü sokak üzerinden kontrolsüzce kavşak ortak alanına giren aracın sademesine maruz kaldığı olayda kural ihlalinin bulunmadığı, … plakalı araç üzerinde 17/08/2018 tarihinde meydana gelen kaza sonucu oluşan hasar onarım bedelinin KDV dahil 11.534,34 TL olduğu belirtilmiştir.
Dosya kapsamına, toplanan delillere göre; davalının kaza sırasında araçta hasta olan yolcunun bulunması nedeniyle kaza yerini terk etmek zorunda kaldığını savunduğu, talimat yoluyla dinlenen davalı tanığı … , kazadan sonra araçtan inerek kendi imkanlarıyla polikliniğe gittiklerini, sigortalı araç sürücüsünün kendileriyle gelmediğini beyan ettiği, dolayısıyla davalının kazadan sonra olay yerini terk ettiği, hastahane ve benzeri tedavi merkezine başvurmadığı, davalının her hangi bir yaralanmasının söz konusu olmadığı ve bu yönde bir iddia da ileri sürülmediği gibi, kendisinin can güvenliğinden endişe edilecek nitelikte/ağırlıkta bir durum bulunduğu da kanıtlanamamıştır.
Bu nedenle davacı sigorta şirketinin açtığı rücu davasının koşulları gerçekleşmiştir. Aldırılan bilirkişi kök ve ek raporlarında, yapılan ödemenin oluşan hasarla uyumlu olduğu ve davalının tam kusurlu olduğu belirtilmiştir. Davacı sigorta şirketi ödeme tarihinden itibaren faiz talebinde bulunabilecekse de, takipten önce davalıya gönderilen 07/02/2019 tarihli yazıda, 11.534,34.-TL asıl alacağın tebliğden itibaren 7 gün içerisinde ödenmesinin talep edildiği, yazının davalıya tebliğ tarihi olan 14/02/2019 tarihine, belirlenen 7 günün eklenmesiyle davalının 21/02/2019 tarihinden itibaren temerrüde düşürüldüğü, bu tarihten takip tarihine kadar davacının yasal faiz talebi dikkate alınarak işlemiş yasal faiz alacağının 398,17.-TL olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne, alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak bu husus yargılama gerektirmediğinden HMK’nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuştur.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/01/2021 tarih ve … Esas, … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
a-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davalının Denizli 1. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin;
11.534,34.-TL asıl alacak,
398,17.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.932,51.-TL üzerinden takibin kaldığı yerden devamına,
Alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
b-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 815,11.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 144,92.-TL harcın mahsubu ile bakiye 670,19.-TL harcın davalıdan TAHSİLİNE, hazineye gelir KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/03/2021 tarih ve … Esas – … Karar sayılı, … Harç sayılı Harç Tahsil Müzekkeresinin ilk derece mahkemesince İPTALİNE,
c-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ile 144,92 TL peşin harç olmak üzere toplam 189,32 TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
d-Davacı tarafından yapılan davetiye gideri 79,00 TL, posta masrafı ve bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.079,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı gözetilerek hesaplanan 1.073,06.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
e-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
f-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 66,09.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
g-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince davacıya İADESİNE,
h-Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince davalıya İADESİNE,
3-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davacının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde davacıya İADESİNE,
b-Davacı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 59,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 221,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
d-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
e-Dairemizin 18/03/2021 tarihli icranın geri bırakılmasına dair karara esas olmak üzere Denizli 9. İcra Müdürlüğünün 08/02/2021 tarih, … nolu mehil belgesine sunulan … Bankası A.Ş. .. /Antalya Şubesinin 11/08/2017 tarih ve … mektup numaralı 128.100,00 TL bedelli kesin ve süresiz teminat mektubunun talep halinde İcra Müdürlüğünce İADESİNE,
4-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.28/02/2023