Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 25/10/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 16/12/2020
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 25/10/2023
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Bölge Müdürlüğü Kontrolörlük Servisi 08/09/2017 tarihli yazısında; müvekkil kooperatifin vadesi geçen alacakları ile ilgili olarak zamanaşımı süresi yaklaşan alacakları hakkında usulsüz işlem olup olmadığı ve müsebbip tespiti inceleme konulu yazısı ve ekinde sunulan inceleme raporundan da anlaşılacağı üzere “376 sayılı … Kooperatifi ortağı … numaralı …’a ait vadesi geçen alacaklarının … nolu dosyalar ile icra takibinin devam ettiği … nolu genelgeleri eki kredi yönetmeliklerinin 7.3 maddesi gereği ve … nolu genelge gereğince … numaralı ortak …’a özel şahıs haddi dahilinde 03/04/2017 tarih ve … nolu sözleşme ile tespit edilen 20.000,00 TL tutarlı kredi limitine karşılık müşterek borçlu ve müteselsil kefalet müessesi yanında mutlaka 40.000,00 TL bedelli taşınmaz mal ipoteği ve/veya taşıt aracı/traktör rehni alınması gerekirken herhangi bir teminat tesisi yapılmamış olduğunu, bu sözleşmeye bağlı olarak … ve … nolu senetler ile toplam 7.672,50 TL kredi kullandırıldığını, dolayısıyla rapor tanzim tarihi itibariyle açık durumda olan 19.09.2007 tarih ve … nolu senet ve 18/10/20007 tarih ve … numaralı senet ile verilen kredilerin usulsüz olduğunu, usulsüz kredilerin müsebbibiyle iletişime geçilmeye çalışılmasına rağmen ilgililere ulaşılamadığından ifadelerinin alınamadığını kayıtlar üzerinde yapılan inceleme sonucunda raporun usulsüz olarak kullandırılan krediler olduğunu ve usulsüz kredilerle ilgili vadesi geçen alacaklardan sorumluluğun müştereken ve müteselsilen emekli müdür …’e ait olduğu kanaat ve sonucuna varılmış olup … numaralı ortağa ait vadesi geçen alacaklarının ilgililerden tahsil edilmek üzere kredi servisler servisine konu havale edilmesine karar verildiğini, vadesi geçen alacaklarla ilgili müfettiş inceleme raporuna dayanan alacağın tahsili için öncelikle Çal İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından başlattıkları icra takibine borçlunun borca ve yetkiye itiraz ettiğini ve borçlunun yetki itirazının taraflarınca kabul edildiğini ve dosyanın Denizli 5. İcra Müdürlüğü’ne gönderilmesini talep ettiklerini, ancak borçlunun kendisine gönderilen ödeme emrine yeniden yetkiye ve borca itiraz ederek icra takibinin durdurulmasına sebebiyet verdiğini, davada haklı olduklarını müfettiş inceleme raporu, kooperatif kayıtları ve İzmir Bölge Birliği Müdürlüğü 08/09/2017 tarih yazı ve ekleri ile ispat edildiğini, İİK 67. maddesine göre “takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı diğer taraftan tazminat talep edebilir. İİK 67. maddesine 2012 de eklenen son fıkraya göre icra inkar tazminatının takip çıkışı üzerinden hesaplanmasını taleple bu davayı açma gereğinin hasıl olduğunu” bu nedenlerden dolayı davalının Denizli 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına haksız ve kötüniyetli itirazın İİK 67. maddesine göre iptaline, takibin devamına, toplam 28.698,47 TL alacak üzerinden %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, 376 sayılı … Tarım Kredi Kooperatifi’nde müdür olarak görev yaptığı dönemde kooperatif ortağı …’a kullandırmış olduğu kredinin ödenmemesi sebebi ile adı geçen şahsın kooperatife olan borcunun şahsından istendiğini, …’a kullandırılan kredinin yönetim kurulu kararına bağlı olarak düzenlenen 2 kefilli kredi genel sözleşmesine dayalı borç senedine ve kefil …’ten alınan rehine istinaden mevzuata uygun şekilde kullandırılmış olup, … ve …’ün borçlarının tamamen kapatılmadan ipoteklerin çözülmemesi konusunda her iki şahsın da dosyasına da not bırakıldığını, kefil …’ten almış olduğu rehinlerin …’ın borcunun tahsilatı aşamasında değerlendirilmediğini, 2017 yılında çıkarılan 6824 sayılı Kanun kapsamında adı geçen ortağın borcunun yapılandırılmadığı gibi tarafına da Kooperatifçe bilgi verilmediğini, yürürlükte bulunan ödeme kolaylıkları hakkında ne borçluya ne de şahsına bilgi verildiğini, aciz vesikasına bağlanmamış kooperatif alacaklarının kooperatif tarafından personele rücu hakkı olmadığını, kooperatifin tahsili imkansız alacaklarının 1581 sayılı kanuna göre hazırlanan anasözleşme gereği yedek akçe fonlarından karşılanacağını, bu nedenlerle adına açılan ve açılacak takiplerin durdurulmasına, adına açılan ve açılacak davaların reddi yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “…Davacı Kooperatif tarafından, … numaralı ortak …’a özel şahıs haddi dahilinde 03/04/2007 tarih ve … nolu sözleşme ile tespit edilen 20.000,00 TL tutarlı kredi limitine karşılık müşterek borçlu ve müteselsil kefalet müessesi yanında mutlaka 40.000,00 TL bedelli taşınmaz mal ipoteği ve/veya taşıt aracı/traktör rehni alınması gerekirken herhangi bir teminat tesisi yapılmadan sözleşmeye bağlı olarak … ve … nolu senetler ile toplam 7.672,50 TL kredi kullandırıldığını, 19.09.2007 tarih ve … nolu senet ve 18/10/2007 tarih ve … numaralı senet ile verilen kredilerin usulsüz olduğunu, vadesi geçen alacaklardan sorumluluğun müştereken ve müteselsilen emekli müdür …’e ait olduğu iddiası ile zararın tahsili amacıyla davalı muris aleyhinde Denizli 5. İcra Müdürlüğünün … Esas dosyası ile icra takibi başlatılmıştır.Kooperatifler kanunun 62/3 maddesi “yönetim kurulu üyeleri ve kooperatif memurları kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludurlar” hükmünü içermektedir.Bilirkişi … 13/10/2020 tarihli raporunda,taraflar arasında akdedilen Genel Kurul Sözleşmesinin 8.1 maddesinde kredinin müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla kullandırılmasına yer verildiği, davaya konu kredi kullandırılmasında davalının kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir. Davalı murisin mevzuata uygun olarak dava dışı kooperatif üyesi …’a kredi kullandırdığı ve kredi tesis işleminde murisin kusurunun bulunmadığı anlaşılmakla davacının davasının reddine …” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bölge Müdürlüğü Kontrollük Servisi’nin 08/09/2017 tarihli yazısı gereğince 376 sayılı … Kooperatifi ortağı … numaralı …’a … numaralı genelgelerinin eki kredi yönetmeliğinin 7.3. maddesi gereği ve … nolu genelge gereğince bu şahsa özel şahıs hakkı dahilinde 03/04/2007 tarih ve … nolu sözleşme ile tespit edilen 20.000,00 TL tutarlı kredi limitine karşılık müşterek borçlu ve müteselsil kefalet müessesi yanında 40.000,00 TL bedelli taşınmaz mal ipoteği ve taşıt aracı/traktör rehini alınması gerekirken herhangi teminat tesisi yapılmamış olduğunu, bu nedenle bu sözleşmeye bağlı olarak … ve … nolu senetler toplamı 7.672,50 TL kredi kullandırıldığı, dolasıyla rapor tanzim tarihi itibariyle verilen kredilerin usulsüz olması sebebiyle emekli müdür …’den müşterek ve müteselsil sorumluluğu gereğince tahsili için icra takibini başlattıklarını, Kooperatifler Kanunu’nun 62/3 maddesi gereği kooperatif ortağı olan …’a tahsis edilen kredinin usulsüz olması nedeniyle emekli olan müdür …’ün müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu bunun aksi değerlendirmeler içeren bilirkişi raporlarının gerekçe gösterilmesinin hatalı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, İzmir Bölge Müdürlüğü’nün 19/06/2019 tarihli usulsüz kredi tahsis edildiği iddia edilen kooperatifin … nolu ortağı üzerindeki mali sorumluluğun 22/06/2016 tarihli … sayılı genelge kapsamında kaldırıldığına ilişkin yazı ve hükme esas alınan 13/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda davalının kredi kullandırılmasında kusurunun bulunmadığının ve davacı kooperatifin krediyi kullanan ortağı üzerindeki mali sorumluluğunun 22/06/2016 tarihinde kaldırılması durumunda oluşan zarardan vazgeçmiş sayılacağının belirtildiği davacı vekilinin bu rapora itirazında aleyhe olan hususları kabul etmediğini belirttiği hususları birlikte değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı taraf harçtan muaf olmakla harç takdirine yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.25/10/2023
…