Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 02/12/2020
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 25/10/2023
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; davalı alacaklı tarafça aralarındaki taşınmaz hissesi satışı se- bebiyle düzenlenen ancak vade tarihi bir ay sonrasına ait olması gerekirken buna uymadığı için 06/11/2018 keşide, 29/11/2018 vade tarihli 250.000,00 TL bedelli bono yerine 07/11/2018 keşide, 07/12/2018 vade tarihli 250.000,00 TL bedelli yeni bir bono düzenlendiğini, düzenlenen bu yeni bono bedelinin müvekkili tarafından ödendiği halde davalı alacaklı tarafından bedelsiz kalan ve müvekkilinin telaşından faydalanılarak hile ile ele geçirilen ilk bonoya dayalı olarak müvekkili alehine Antalya 15. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını belirterek; müvekkili hakkındaki takibe dayanak senet sebebiyle borçlu olunmadığının tespitine ve %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; icra takibine süresi içinde itiraz etmeyen davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı, takibe dayanak bononun kendisine nakten verilen paraya karşılık düzenlendiğini, davacının dayandığı taşınmaz alım sözleşmesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığı, davacının hile iddiasının mesnetsiz olduğunu bildirerek; mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, davanın reddine ve %20’den aşağı olmamak üzere davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme istinafa konu kararında özetle; davacının hakkıdaki takibe dayanak bononun davalı ile aralarındaki taşınmaz satışı sebebiyle düzenlediği iddiasının, dayandığı sözleşmede takibe dayanak bonoya yapılmış bir atıf olmadığı, dinlenen tanık beyanları ile davacının hile iddiasının ispatlanmadığı, yerine yeni bir senet düzenlenmesi durumunda ön- ceki senedin imha edilmemesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin bundan sonra da devam ettiği, hakkındaki takibe dayanak bononun düzenlenmesine sebep olan taşınmaz bedelinin belirlenmesi için yapılan keşif üzerine alınan raporda da taşınmazın davacının ödediğini iddia ettiği bedelden daha değerli olduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir.
Karar davacı tarafça istinaf, davalı tarafça katılma yoluyla istinaf edilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili hakkındaki takibe dayanak bo- nonun, müvekkilinin dayanağı olan taşınmaz satışına ilişkin sözleşme sebebiyle düzenlenmiş bir bono olmasına rağmen mahkemece bu sözleşmenin dikkate alınmadığını, bu sözleşmedeki davalıya atfedilen imza ile ilgili aslı kendisinde bulunan ancak aslının kendisinde olduğunu inkar eden …’in beyanı karşısında mahkemenin sunulan fotokopi üzerinde gerekli araştırmayı yapmaktan imtina etmesinin doğru olmadığını, 06.11.2018 tarihli sözleşmedeki imzanın davalıya ait olduğunun tespiti halinde davalının bu taşınmaz için yazılı sözleşme yapılmadığına ilişkin beyanının aksinin ispatlanmış olacağını, müvekkili hakkındaki takibe dayanak bonoda nakten kaydı bulunmasına ve bu kayıt sebebiyle keşideciye para verdiğini ispat yükünün lehtar olan alacaklıda olduğu ve davalı alacaklının da bunu ispatlayamadığı halde davanın red edilmesinin doğru olmadığını, müvekkilinin bildirdiği …. dışındaki tanıklarının dinlenmemesinin doğru olmadığını, müvekkili ile davalı arasında bu taşınmaz satışı dışında bir ilişkinin olmadığını, davalıdan herhangi bir para alınmadığı hususlarının tanıkla ispatlanmasının engellendiğini, dinlenen tanık …’ın davalı ile müvekkilin bankaya geldiklerini, bankanın ilk verilen bonoyu kabul etmemesi üzerine aynı bedelli yeni bir bono düzenlediği yönündeki beyanlarının da dikkate alınmadığını, mahkemenin davalı ile müvekkili arasındaki ilişkinin bu senetten sonra da devam ettiği yönündeki değerlendirmesinin de doğru olmadığını, taşınmazın sözleşmede kararlaştırılan bedelden daha değerli olduğuna ilişkin rapora müvekkili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin kararın da doğru olmadığını; bedelsiz senedi kullanmak suçundan yapılan şikayetin sonucu beklenmeden hüküm kurulmasının doğru olmadığını, mahkemece müvekkilinin yemin deliline dayanmış olması sebebiyle davalıya yemin yöneltilmesi gerektiği hususunun dikkate alınmamasının, hak arama hürriyetinin, etkili başvuru hakkınının, gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini belirterek; duruşmalı inceleme yapılmak suretiyle kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili katılma yoluyla verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davacının istinafının reddine karar verilmesi gerektiğini; müvekkili lehine inkar taziminatına hükmedil- memesinin doğru olmadığını belirterek; kararın kaldırılmasına ve müvekkili lehine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, takipten sonra açılan menfi tespit davası olup; mahkemece davanın ispatlana- madığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş, kararda davacı lehine tazminata hükmedilmemiş- tir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı tarafından Dairemize sunulan dilekçe ekindeki Antalya 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 07/12/2022 tarih ve …. Esas – …. Karar sayılı ilamıyla davalının bedelsiz kalan senedi kullanma suçundan mahkumiyetine karar verilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece asliye ceza mahkemesinin belirtilen kararının akıbetinin araştırılması suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması yerinde bulunmadığından sair hususlar incelenmeksizin kararın kaldırılması gerekmiştir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı ve davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 02/12/2020 tarih ve …. Esas …. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince davacı ve davalı tarafça ayrı ayrı peşin olarak yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar harçlarının ilk derece mahkemesince talebi halinde davacı ve davalıya İADESİNE,
5-Davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı ve davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.25/10/2023
…