Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/722 E. 2023/377 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 25/12/2020
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 28/02/2023
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı şirket arasında Ticari Kartlar Sözleşmesi akdedildiğini, davalıların müşterek ve müteselsilen, 100.000 TL limitle ve 26.04.2014 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile kefil olmayı kabul ettiklerini, iş bu sözleşme gereği dava dışı şirkete Kredili Mevduat hesabı kullandırıldığını ancak dava dışı şirketin borcunu ödemediğini, bunun üzerine ödeme ihtarının gönderildiğini, borcun ödenmesi için süre verildiğini ancak dava dışı şirketin ihtarnamede bildirilen borca itiraz ettiğini, borcun ödememekle direnilmesi üzerine Antalya 4. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile icra takibi yapıldığını, ancak davalılar tarafından şirketin tüm aktif ve pasifleriyle paylarını devrettiklerini, şahsi kefaletlerinin sona erdiğini, bu sebeple borçtan sorumlu olmadıklarını belirterek itiraz ettiklerini, yapılan itirazın haksız ve kötüniyetli olduğunu, davalıların öncelikle borçtan sorumlukları şirket ortağı olmaları sebebiyle değil müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla sorumluluk altına girmeleri sebebiyle doğmakta olduğunu, açıklanan gerekçeyle şirketin paylarını tüm aktif ve pasifiyle devretmeleri borçtan sorumluluklarını ortadan kaldırmayacağını ileri sürerek, davalılarının icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, Antalya 2.Asliye Ticaret Mahkemesi … E.sayılı dosya için hazırlanmış bilirkişi raporuna atıfta bulunarak, 23.12.2014 tarihinde borç bakiyesi bulunmayan KMH kapsamında 28.09.2015 tarihinden itibaren kullanılmaya başladığını, bahsedilen borçların dava dışı … ile …’in 09.07.2015 tarihli ve … numaralı Genel Kredi Sözleşmesine dayanılarak verildiğini, davacı banka ile dava dışı şirket arasında 09.07.2015 tarihinde Genel Kredi Sözleşmesi, 02.09.2015 tarihinde ise Ticari Kart Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmelerin kefillerinin 16.12.2014 tarihinde şirket hisselerini devrettiği … ile … olduğunun anlaşıldığını belirterek davanın iptalini talep etmişlerdir.
Mahkemece, itibar edilen bilirkişi raporundaki tespitler doğrultusunda takip ve dava konusu edilen kredi sözleşmeleri yönünden davalının kefalet sorumluluğunun bulunmadığı, davacı banka tarafından sonraki tarihli dava dışı şirkete kredi sözleşmeleri ile kredi kullandırıldığı ve davalıdan başkaca kefillerin kefalet imzalarının alındığı anlaşılmakla sübuta ermeyen davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında Ticari Kartlar Sözleşmesinin akdedildiğini, dava dışı firma ile yeni sözleşmelerin veya üçüncü kişilerle başka kefaletnamelerin imzalanması ise davalıların sorumluluğunu ortadan kaldırmadığını, davalıların kefaletlerinin geçerliliklerini koruduğunu, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Çerçeve niteliğindeki kredi sözleşmelerine dayalı olarak kredi kullanımında sözleşme tarihini takiben ikinci bir veya daha fazla kredi sözleşmesi düzenlendiği tarihe kadar açılan ve devam eden kredilerden kefiller limit ve temerrütleri dahilinde sorumludurlar. Ancak davalıların imzaladığı sözleşmelerin süresiz kredi sözleşmesi olmakla kefaletin sonsuza kadar devam edeceği düşünülemez. Kefalet edilen sözleşmelerle kullandırılan krediler ödenmiş olmakla ve hesaplar kapatıldıktan sonra başka sözleşmelerle kredi verilmesiyle artık kefilin yeni sözleşmeyle verilen kredilerden sorumlu tutulması mümkün değildir. (Yargıtay 19.HD 26/09/2011 tarihli 2011/1703 E. 2011/11366 K. Nolu ilamı) Takip konusu alacak davalıların kefil olmadığı genel kredi sözleşmesine dayandığından ve davalıların kefil olduğu kredi sözleşmeleri uyarınca alınan krediler nedeniyle borçlu olmadıklarından davacı vekili istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.28/02/2023

….