Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/694 E. 2023/592 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 02/12/2020
DAVANIN KONUSU: Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 23/03/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, 14.12.2018 tarihinde 00:34 sıralarında … Tar. San.ve Tic.Ltd.Şti unvanlı şirkete ait … plakalı araç …. isimli şirket çalışanının sevk ve idaresinde iken Muğla ili … ilçesi .. mah. … Cad. ile … Cad. kavşağında … plakalı araç ile maddi hasarlı trafik kazasına karıştığı, bu kaza neticesinde maddi hasarlı olması nedeni ile … Tarım çalışanı ve araç sürücüsü …. ile isminin … olarak bildiğimiz sürücü tarafından maddi hasarlı trafik kazası tutanağının tutulduğunu, daha sonra …. Sigorta A.Ş’nin …. plakalı aracın Kasko Sigortacısı olması nedeni ile başvurulduğunu, … Sigorta A.Ş tarafından araç sürücüsünün tespit edilmediği beyan edilerek ödeme yapılmayacağını, müvekkil şirkete bildiğini, müvekkil şirkete ait …. plaka sayılı aracın kullanılamaz hale geldiğini, aracın tam hasarlı olduğunu, mahkemece yaptırılacak bilirkişi inceleme neticesinde aracın pert olduğunun tespiti halinde aracın ikinci el rayiç değerini, aksi halde hasar bedelinin başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsil edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu …. plakalı araçta meydana gelen hasarın poliçe teminatı kapsamı dışında olduğunu, davacı tarafından müvekkil şirkete kaza anında kaza tespit tutanağı tutulmadığını, daha sonra kazaya karışan diğer araç sürücüsü ile anlaşarak bir kaza tutanağı hazırlandığını belirttiğini, hazırlanan tahkikat raporunda sürücünün kaza yerini terk ettiğini kanaat getirildiğini, bu durumun davacının sigorta şirketini yanıltıcı davranışlarda bulunduğunu gösterdiğini, bu sebeplerle davalı müvekkil şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, dava dilekçesinde talep edilen faizin hukuka aykırı olduğunu, poliçe teminatı dışında olan talebin esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece dinlenen tanık beyanları ve tutulan tutanağa göre, “…sürücünün olay yerini kaza sonrası terk etmediğinin anlaşıldığı, bu haliyle hasarın teminat dışı kalmasını gerektirecek bir hususun olmadığı, alınan raporda aracın pert olmadığının belirtildiği ve hasar hesaplamasının yapıldığı, raporun hükme esas alınmaya elverişli olduğu” gerekçesiyle davanın bu bedel üzerinden kabulüne karar verilmiş ve alacağa talebin sigorta şirketi tarafından reddediliği tarihten itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; talebin kasko poliçesinin teminat dışında olduğunu, kasko genel şartlarına göre zorunlu haller dışında kaza yerinden ayrılması halinde sigorta tazminatının ödenmeyeceğini, … Trafik Denetleme Büro Amirliğinin kaza tespit tutanağında sürücünün tespit edilemediğinin belirtildiğini, buna rağmen tarafların ayrı bir tutanak tuttuğunu ayrıca hükmedilen hasar bedelinin fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.002,54 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 250,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 751,89 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.23/03/2023