Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/691 E. 2023/1631 K. 16.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 16/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 02/12/2020
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 16/10/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, … adlı şahsın müvekkiline, … Gıda Tur. Ltd. Şti’nin yetkilisi olarak tanıttığını, ancak şirket göstermelik olarak oğlu adına kayıtlı olduğunu, 21.09.2018 tarihli işyeri devir sözleşmesi kapsamında 450.000,00 TL’ye devir aldığını, 320.000,00 TL’yi nakit ödediğini, kalan 130.000,00 TL 2 Senet şeklinde ödediğini, 65.000,00 TL’lik bono dava konusu senetle beraber ödemesini/ödemelerini yaptığını senedin iade edilmediğini, … adlı şahsın eski eşi halen birlikte yaşadığı .. ’ye ciro ederek Antalya 10. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile kambiyo senedine özgü haciz yolu ile takip başlattığını, iş yeri devrinden 10-15 gün sonra şirket ve … borçlarından dolayı işyeri malzemeleri ve müvekkile ait malzemelerin haciz geldiğini, tarafımızın şikayetçi, … ’ın şüpheli olduğu Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma nolu dosyasının delil teşkil etmek üzere celbini talep ettiklerini, ayrıca diğer şüpheli dosyalarının öğrenilmesi ve celbini talep ettiklerini, şirketin ticari piyasada … … Ltd. Şti.’nin … ’a ait olduğu bilinmekte, oğlu … adına kurduğunu müvekkile devretmeden şirketin … ’e devredildiğini öğrenmiş bulunduğunu, takip konusu bononun ödememe protestosundan ve bu protestonun tanzimi için muayyen olan günden sonra ciro edildiğini, TTK’nın 690. Maddesi gereği alacağın temliki hükümlerine tabi olduğundan ispat yükünün davalılara ait olduğunu, dava konusu hukuki vakıaya yönelik Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … D. İş nolu dosyasında öncü niteliğinde aldırılan ve uygulanan ihtiyati tedbir kararı olduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin anlaşamama ile sonuçlandığını, Antalya 10. İcra Dairesinin … sayılı dosyası ve dosyaya konu senet sebebiyle müvekkili … ’un davalılara borçlu olmadığının tespitini, takibin ve takibe konu senedin iptalini, haksız ve kötü niyetli takip alacaklısının İİK’nın 72/5 maddesi uyarınca %20’den aşağı olmamak üzere haksız takip tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet masraflarının davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin ciro edilen senet nedeniyle alacaklı olduğunu, dosya içeriğinde takibe konu senedin diğer davalıya ödendiğine dair bir delil bulunmadığını, davacının diğer davalı ile olan ilişkisi ve bu ilişki ile ilgili olarak iddia ettiği hususlar müvekkili ilgilendirmediğini, tedbir kararının müvekkile zarar verdiğini, kaldırılmasını talep ettiklerini, tedbir kararının kanuna aykırı olduğunu, haksız davanın müvekkili yönünden reddini, kötü niyetle dava açılması nedeniyle davacının icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … L Tipi Ceza İnfaz Kurumu Kanalı ile gönderdiği yazılı cevap dilekçesinde, Davaya konu bahsi geçen senedin ödenmediğini, ödeme belgelerini sunmasını talep ettiğini, şikâyet yaptığı Antalya Cumhuriyet Savcılığı tarafından hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, senedi … ’ye borcu olduğu için verdiğini, yemek kartları ile ilgilide alt firmamız olan … ticaret aracılığıyla fatura karşılığı ürünler verildiği, herhangi bir ödemede almadığını, ödemede yapılmadığını, uygun görülürse bu faturaları da sunabileceğini, … Gıda Tur. Tic. Ltd. Şti.’nin tam yetkilisi olduğunu, genel vekâletnamesinin bulunduğunu ifade ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “…Taraflar arasında senedin varlığı hususunda bir ihtilaf yoktur. Sorun senetlerin ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır. Senede karşı ödeme iddiası ancak yazılı belge ile kanıtlanabilir. Davacı bir senedi elden ödediğini bildirmiş ise de buna ilişkin bir makbuz almadığı gibi ödediği senedi de mahkememize sunamamıştır. Senetlerin her ikisi de aynı bedelli olup birinin vadesi 10.10.2018 diğerinin vadesi ise 20.10.2018 tarihidir. Banka kanalıyla yapılan ödemeler ise 18.10. İla 23.10.2018 tarihlerinde gerçekleştirilmiştir. Yani yapılan ödemelerde takibe konu senedin vadesinden önce yapılmış ödemeler olduğu gibi vadesinden sonra yapılan ödemeler de mevcuttur. Ödemelerde bir açıklama da yoktur. Davacının önceki tarihli senedi ödediğine dair bir ödeme belgesi veyahut senet aslı da bulunmadığından yapılan ödemelerin diğer senet için yapılmış olma ihtimali de mevcuttur. Bu sebeple davacının ödeme iddiasını kanıtlayamadığı kanaatine varılarak davanın reddi gerektiği sonucuna varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur….”şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece delillerin tam olarak toplanmadığını, müvekkili ile davalı … arasındaki whatsapp yazışmalarına delil olarak dayandıklarını, bu kapsamda davalı …’ın isticvaben cevabının alınmasını talep ettiklerini, mahkemece taleplerinin gerekçesiz olarak reddedildiğini, Yargıtay kararları doğrultusunda artık whatsapp yazışmalarının yazılı delil olarak kabul edilmesi nedeniyle iddialarını ispatladıklarını, davanın kabulü gerektiğini, dava konusu senet bedelinin davalı …’a banka dekontları ile ödendiğini, senet bedeli ödendiği halde senedi iade etmediğini, anlaşmalı boşandığı eşine cirolayıp her iki davalının kötü niyetle hareket ettiklerini, davalı …’nın senedi icraya koyduğuna dair Cumhuriyet Savcılığı ifadesi bulunduğunu, bu beyanın bile senedin diğer davalıya muvazaalı şekilde ciro edildiğinin gösterdiğini, Yargıtay içtihatları doğrultusunda iddialarını ispat ettiklerini, aksi kanaat hasıl olduğu takdirde ise en azından vade tarihinden sonraki ödemelerin dava konusu senede mahsup edilerek kısmen borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesi gerektiğini, Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, davacı tarafın sunmuş olduğu whatsapp yazışmalarının davalılarca kabul edilmediği, ödeme iddiasına konu dekontlarında ise açıklama olmayıp alacaklının bonoda ismi geçmeyen … şirketi olarak yazılı olduğu, davacının iddialarını HMK’nın 200 ve 201.maddeleri uyarınca usulüne uygun olarak yazılı ve kesin deliller ile ispatlayamadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,85 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.16/10/2023