Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 21/09/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 29/09/2020
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 21/09/2023
İlk derece mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … nolu poliçe ile sigortalı olan iş yerinin, davalının apartmana ait besleme su borusu arızası çalışması sırasında zarara uğradığını, sigortalının zararlarının 12.553,00 TL olduğunun ekspertiz raporu ile tespit edildiğini ve zararın ödendiğini, Antalya 10. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile zararların rücuen tazmini için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyan ederek davalının icra takibine itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; eldeki davanın idari yargı yerlerinde görülmesi gerektiğini, davanın süresinde açılmadığından zamanaşımından reddinin gerektiğini, olayda su şube yolunda meydana gelmiş bir kaçak söz konusu olduğunu, davacı tarafın iddia ettiği gibi ana şebeke hattında su baskınına neden olacak bir patlak olmadığını, zararın doğduğu tesisatın bütün sorumluluğunun abonelere ait olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; ispat yükünün davacı sigorta şirketinde olduğu, davacı kurumun sorumluluğunda olan ana hattın çürümesinden kaynaklı olarak su kaçağının oluştuğu ve kazı esnasında dava dışı iş yerinin camının çatladığının tespit edildiği, her ne kadar apartmanlara giden borularda kazı yapılmışken değiştirilmiş ise de asıl kaçağa neden olan çürümenin ana hatta meydana geldiğinin müdahale eden tanık tarafından beyan edildiği, bilirkişi raporundaki açıklamaların denetime elverişli olup hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu, bu nedenle davalının zarardan sorumlu olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, takip talebine konu edilen faiz alacağı ile ilgili harcı yatırılıp usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından, davanın sadece asıl alacak üzerinden açıldığından bununla ilgili değerlendirme yapılmasına yer olmadığına, alacağın likit olmayıp, sorumluluğun belirlenmesi yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tüm itirazların iptalinin istenmesine rağmen davanın yalnız asıl alacak yönünden karar verildiğini, takip öncesi ve sonrası faizi yönünden karar verilmemesinin taleplerine aykırı olduğunu, haksız fiilden kaynaklanan alacaklarda faiz başlangıcının haksız fiil tarihinden itibaren başladığını, faiz alacaklarından feragat etmediklerini beyan ederek kararın bu yönden kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ana şebeke hattında su baskınına neden olacak bir patlağın söz konusu olmadığını, bakım ve onarımının davacıya ait olan su şube yolunda oluşan bir sızıntıdan idarenin sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, özel mülkiyet vanasının girişinden itibaren özel mülkiyete konu alan içerisindeki herhangi bakım onarım ve tazminat sorumluluklarının bulunmadığını, ana hattaki borunun çürümesi ile dava konusu hasarın ilişkilendirilmesinin kabul edilemeyeceğini, davanın ispat edilememesi sebebiyle davanın reddi gerektiğini beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, işyeri paket sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminatın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; dosyaya aldırılan denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi kök ve ek raporunda tartışıldığı üzere davalı tarafın su arızasını giderirken yaptığı çalışma sırasında kullandığı ve değiştirdiği boru çapları ile dinlenen tanık beyanları değerlendirildiğinde; dava dışı sigortalının işyerinde gelen zararın davalı tarafın sorumluluğunda olduğu, davalının sorumluluğunda olmayan su şube yolunda zarar meydana gelmediği anlaşıldığından ve davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Ancak, davacı vekili dava dilekçesinde dava değerini 10.000,00 TL olarak gösterip bu bedel üzerinden hesaplanan peşin nispi harcı yatırmak suretiyle eldeki davayı açmıştır. Dava dilekçesinde dava değerinin yanında parantez içinde takip çıkışı 11.632,33 TL olarak gösterilmek suretiyle dilekçenin sonuç kısmında davalının takibe itirazının iptali talep edilmiştir. Davaya konu icra takip talebi incelendiğinde; 10.000,00 TL asıl alacak, 1.632,33 TL işlemiş faiz olmak üzere 11.632,33 TL alacağın tahsili için takibe geçildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece davacı tarafça dava dilekçesinin sonuç kısmında takibin tümü yönünden davalının itirazının iptali talebi olduğu gözetilerek davacı tarafa talebi açıklattırılıp, takibin tümü yönünden davalının itirazının iptalinin istenmesi halinde davacı tarafa harç eksikliği tamamlatılıp, sonucuna göre takipte işlemiş faiz istemi yönünden olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olmuştur. Ancak, davacı vekilince istinaf dilekçesiyle birlikte icra takibindeki işlemiş faiz istemi yönünden eksik nispi harç tamamlanıp; takibin tümü yönünden davalı borçlunun itirazının iptalinin istendiği hususu açıklanmak suretiyle bu husus istinaf sebebi yapılmıştır. Dava dışı sigortalıya davacı tarafça 11/08/2016 tarihinde 7.500,00 TL, 18/08/2016 tarihinde 2.500,00 TL ödendiği ve son ödeme tarihinden takip tarihine kadar işlemiş 1.632,33 TL yasal faizin icra takibinde talep edildiği, davacının dava dışı sigortalısına ödeme yaptığı tarihten işleyecek yasal faizi talep etmekte haklı olduğu ve takipte istenilen faiz hesaplamasının doğru olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle; ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine; davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince düzelterek esas hakkında yeniden karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulü yönünde aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
3-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince düzelterek esas hakkında yeniden karar verilmek üzere Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/09/2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
a-Davanın KABULÜ ile;
Davalının Antalya 10. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN 10.000,00 TL asıl alacak ve 1.632,33 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.632,33 TL üzerinden İPTALİYLE takibin DEVAMINA,
b-Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
c-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 794,60 TL harçtan peşin olarak alınan 142,62 TL harcın mahsubuyla bakiye 651,98 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye GELİR KAYDINA,
d-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ile 142,62 TL peşin harç ve tamamlama harcı olmak üzere toplam 178,52 TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
e-Davacı tarafından yapılan davetiye gideri, posta masrafı, bilirkişi ve tanık ücreti gideri olmak üzere toplam 1.031,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
f-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
g-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince ilk derece mahkemesince davacıya İADESİNE,
4-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davalının istinaf başvurusu reddedildiğinden 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 794,60 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 170,77 TL harcın mahsubu ile bakiye 623,83 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
b-Davacının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde davacıya İADESİNE,
c-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
d-Davacı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 27,50 TL posta masrafı, 24,50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 214,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
e-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
f-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmın 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.21/09/2023
…