Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/68 E. 2022/1710 K. 25.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 20/10/2020
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 25/11/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı tarafından müvekkilleri aleyhine 75 bin ve 30 bin TL bedelli iki adet bonoya dayalı olarak icra takibine girişildiğini, ödeme emrinin davacılar tarafından tebliğ alındığını, söz konusu ödeme emrinin tebliği ile yasal sürede borca, takibe, ödeme emrine ve faize itiraz ettiklerini, tedbiren açılmış takibin durdurulması ile takibin ve ödeme emrinin iptali ile alacaklıya böyle bir borcun bulunmadığının tespitini talep ettiklerini, müvekkillerinin takip alacaklısı şahsa böyle bir borçlarının bulunmadığını, müvekkillerinden …’ın aşçıbaşı olduğunu, davalı ile …. lokanta gıda turizm san. ve lt şti adı altında ortak bir restoran açmak üzere 5 yıllığına bir yer kiraladıklarını, daha sonra buranın müvekkili …. tarafından işletilmesi ile ilgili davalı ile 05.04.2019 tarihinde iş yeri işletme sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşmenin 3. maddesi ile 2019 yılının 6. Ayı dahil devam eden aylar için ayrı ayrı kararlaştırılan bedeller toplamı olan 75.000,00 TL işletme bedeli için müvekkilerinin 30.000,00 TL ve 45.000,00 TL olmak üzere iki ayrı senet imzalayıp davalıya verdiklerini, daha sonra davalının bu senetleri iptal edip tek senet yapalım teklifi ile iki senedi de yırtmış gibi gösterip aslında sadece 45.000,00 TL lik senedi yırtarak, 30.000,00 TL lik senedi yırtmayarak müvekkillerini kandırdığını, müvekkillerinden 75.000,00 TL bedelli bir başka senedi de aldığını, davalının bu senet ile 30.000,00 TL lik senedi takibe konu ettiğini, davalının bunlardan başka kiranın bitiş süresine kadar ayrı ayrı 4 adet 180.000,00 TL bedelli başka senetler de aldığını, senet bedelleri ile sözleşmenin 3. maddesinde yazılı işletme bedelleri aynı olup senetlerin teminat amacıyla alındığını, sözleşme imzalandıktan sonra tarafların anlaşamadığını, davalının senetleri iade etmediğini, senetlerin iadesine dair taraflar arasında mesajlaşmanın da olduğunu, buna rağmen senetlerin iade edilmeyip takibe konu edildiğini, 30.000,00 TL lik senette keşide yerinin yazılı olmadığını ve bu nedenle senedin geçersiz olduğunu, sözleşmenin 1.maddesinde iş yerinin ortak yazılı karar olmadıkça başkasına kiraya verilemeyeceğinin düzenlenmesine rağmen davalının bu yeri başkasına devrettiğini, davacı müvekkilinin sözleşmenin gereklerini yerine getirmesine rağmen iade edilmeyen senetler yönünden müvekkillerinin borçlarının bulunmadığının tespitine, takibin iptaline, yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava değerini 105.168,29 TL göstermesine rağmen davalıda bulunan takibe konu edilen ve edilmeyen tüm senetler yönünden menfi tespit talebinde bulunmakla çelişkiye düşmüş olup tensip ara kararı uyarınca sunduğu 23.07.2019 tarihli dilekçesi ile davanın konusunun takip konusu 30.000,00 ve 75.000,00 TL bedelli senetler olduğunu belirterek çelişkiyi gidermiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı taraf davaya süresinde yanıt vermemiş, davalı vekili bilahare sunduğu 06.12.2019 tarihli dilekçesi ile vekilinin ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlunun “kambiyo taahhüdü”nde bulunmuş olacağını, kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl /temel borç ilişkisi olduğunu, kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliğinin, temel ilişkiden tamamen bağımsız olduğunu, davacının borçlu olmadığının tespitini istediği senetlerin dava dilekçesinin ekinde bulunan işyeri işletme sözleşmesi sebebiyle verilen senetler olup davacılar tarafından ödenmediğini, daha önce …’e ait olan işyerinin davacı …’ın isteğiyle Kebapçı …. olarak işletilmek istendiğini, bu nedenle …. Lokanta Ltd. Şti. isimli şirket kurulduğunu, müvekkili ile davacı …’un aynı zamanda şirket ortağı olduğunu, müvekkilinin hiç bir para almadan işletmeyi davacıya verdiğini, davacıların dava dilekçelerinde de belirttiği üzere sözleşme süresi bitmeden davacının taşınmazı boşaltıp sözleşmeyi fesh etmek istediklerini, müvekkilinin de davacının bu talebini kabul ettiğini, fakat hem işlettiği aylarla ilgili işletme bedellerini hem de demirbaşlar ve hava parası için mahrum kaldığı bedeli davacılardan istediğini, davacı tarafın bu parayı ödemeyeceğini beyan etmesi üzerine müvekkillinin elindeki senetleri icraya koyduğunu belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini, %20 den az olmamak üzere kötüniyetli itiraz nedeniyle kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, takip konusu 30.000,00 TL bedelli bonoda düzenleme yeri olmayıp keşidecinin adının yazılı olduğu yerde de idari herhangi bir yer ismi bulunmadığı, bu nedenle keşide yeri olmadığı anlaşılan 30.000,00 TL bedelli bononun kambiyo vasfında olmadığı ve geçersiz olduğu, gerek iş yeri işletme sözleşmesi gerekse tarafların karşılıklı beyanlarından takip konusu senetlerin taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan işletme bedeli ve iş yerinden kaynaklı borçların teminatını oluşturmak üzere davacılar tarafından davalıya verildiği, iş yeri işletme sözleşmesine göre; tarafların ….Lokanta Gıda Turizm San. ve Ltd Şti’nin ortakları olduğu, …. /Antalya da bulunan iş yerinin şirket üzerine kayıtlı olduğu, şirketin fiilen … tarafından işletildiği, restoran olarak kullanıldığı, iş yerinin 01.03.2024 tarihine kadar kira sözleşmesinin olduğu, kira bitinceye dek bu sözleşmenin de ayakta kalacağı, işletme hakkı çerçevesinde 30.06.2019 tarihinden itibaren altı ay için aylık 10.000,00 TL ile yedinci aydan sözleşme sonuna kadar kalan süre için aylık 15.000 TL’nin her ay … tarafından davalının hesabına yatırılacağı, 8.maddede; iş yerinin vergi ve harçları, sigorta primleri, işçi maaş ve tazminatları, SGK ödemeleri, gerekli mutfak ve işletme giderlerinin davacı … tarafından ödeneceği, 10.maddede imza tarihi itibariyle işletmenin herhangi bir borcunun bulunmadığı, 11.maddede sözleşmenin herhangi bir nedenle feshedilmesi halinde şirketin tasfiye sürecine gireceğinin kararlaştırıldığı, tarafların karşılıklı beyanlarından sözleşmenin 05.04.2019 tarihinde imzalandığı, davacı tarafın iş yerinin bir hafta geçtikten sonra kapandığını ileri sürdüğü, davalı asilin ise soruşturma dosyasındaki beyanında iş yerinin Mayıs ayında kapandığını belirttiği, davalının beyanı dikkate alındığında sözleşme yapıldıktan bir veya bir buçuk ay sonra işlerin iyi gitmemesi sebebiyle iş yerinin tarafların aldığı ortak kararla kapatıldığı, davalının da kabulünde olan dava dilekçesine ekli mesaj içeriğinde davalının, şirket ile ilgili bir borç kalmadığı takdirde senetleri iade edeceğinin belirtildiği, sözleşme uyarınca işletme bedelinin 30.06.2019 tarihinden sonra alınacağının kararlaştırıldığı, işletmenin bu tarih gelmeden Mayıs ayında kapandığı dolayısıyla takip konusu bonoların işletme bedeli yönünden teminat işlevinin kalmadığı, iş yerinden kaynaklı borçlarla ilgili olarak davalının somut herhangi bir açıklamada bulunmayıp delil de bildirmediği, bu nedenle Mahkemece sadece SGK borcu ve Vergi borcu olup olmadığı yönünden inceleme yapıldığı, ilgili kurumlardan gelen yazı cevaplarından, şirketin sözleşmeye konu işletmeden kaynaklı herhangi bir sgk borcunun olmadığı, vergi borcunun ise 5.674,51 TL olduğu bu itibarla takip konusu geçerli olan 75.000,00 TL bedelli bononun bu borç tutarı ve 9,00 TL işlemiş faizi kadar tahsil edilebilir olup kalan tutar yönünden bedelsiz olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece, sözleşmede yer alan muacceliyet şartı ve davacı tarafın hiç ödeme yapmadığı hususunun dikkate alınmadığını, kambiyo senedinin sebepten mücerretliği uyarınca ispat yükünün davacılarda olduğunu, ödeme yapıldığının ve borcun ödendiğine dair yazılı hiç bir delil sunulmamasına rağmen davanın kabulüne karar verilmesinin yasaya ve hakkaniyete aykırı olduğunu, işyeri devir sözleşmesinin 3. maddesi uyarınca, İlk 6 ay için aylık 10.000 TL sonraki aylar için aylık 15.000 TL işletme bedelinin müvekkiline ödeneceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin işletme devir bedeline hak kazandığı halde müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, tarafların da kabulünde olduğu üzere icra takibine ve davaya konu 2 adet bononun iş yeri işletme sözleşmesi uyarınca işletme bedeli ve iş yerinden kaynaklı borçların teminatı olarak davacılar tarafından davalıya verilmesine, iş yeri işletme sözleşmesinin 3. maddesi uyarınca davalının 30/06/2019 tarihinden itibaren işletme bedeline hak kazanacağının belirtilmesine ve iş yerinin bu tarihten önce tarafların aldığı ortak kararla kapatılmasına dolayısıyla bonoların işletme bedeli yönünden teminat fonksiyonunun kalmamasına, davalı tarafından iş yerinin borcuna ilişkin herhangi bir delil sunulmamasına, iş yerinin sadece 5.674,51 TL vergi borcunun bulunması nedeniyle bononun teminat fonksiyonunun 5.674,51 TL vergi borcu ve 9,00 TL işlemiş faizi olmak üzere 5.683,51 TL yönünden devam etmesine, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 6.795,79 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 1.698,94 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.096,85 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.25/11/2022