Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/675 E. 2023/1198 K. 16.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 23/11/2020
DAVANIN KONUSU : Alacak
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 16/06/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı …’den alacaklı olduğunu, bu kişinin davacı alacağına karşılık keşidecisi dava dışı …, davalı …’nun avalist olarak imzaladığı, lehtarı … olan 01.01.2016 düzenleme, 01.04.2016 vade tarihli, 550.000,00 TL bedelli senedi kendisine ciro ettiğini, …’ün fide satışı nedeniyle davalı … ile dava dışı …’ndan alacaklı olduğunu, bononun lehtarın bu alacağı nedeniyle düzenlendiğini, bu bonoya dayalı Antalya 12. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe konu edildiğini, takip konusu alacağın 718.000,00 TL’ye ulaştığını, davalı …’nun ödeme taahhüdünde bulunduğunu, aralarında 01.08.2017 tarihli anlaşmanın düzenlendiğini, …’nun taahhüdüne uyarak 380.000,00 TL ödeme yaptığını, kalan alacak için de 10.03.2017 düzenleme, 30.06.2017 vade tarihli, 496.000,00 TL bedelli …’nun keşideci, …’nın aval veren sıfatı ile imzaladığı bonoyu verdiğini, bono nedeniyle …’den 25.000,00 TL, davalı …’dan 20.000,00 TL tahsil edildiğini, kalan alacağın tahsili için bonoya dayalı Antalya 8. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik tahrifat iddiası sonucunda Antalya 2. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kararı ile bono üzerinde bedelde tahrifat olduğu kabul edilerek bononun tahrifat ile arttırılan 283.400,00 TL’lik kısmına yönelik takibin iptaline karar verildiğini, davalıların … ‘den aldıkları mal nedeniyle faturadan kaynaklı borçlu olduklarını, bononun ciro edilmesi ile …’ün alacağını davacıya temlik etmiş sayıldığını ileri sürerek, öncelikle Antalay 2. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davacı aleyhine hükmedilen 56.680,00 TL inkar tazminatının yargılamanın sonuna kadar ertelenmesine, davacının 283.400,00 TL alacağının davalılardan tahsiline, Antalya 8. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki takibin 283.400,00 TL asıl alacak ve fer’ileri yönünden devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili; müvekkilinin oğlu olan …’nun davacıya borcu olduğunun bildirilmesi üzerine 9.600,00 TL bedelli senet düzenleyip verdiğini, bu senedin tahrif edilerek 496.000,00 TL’ye yükseltildiğini, müvekkilinin yaşlı, işitme ve görme kaybı olduğunu, davacının müvekkilinden Antalya 12. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe konu ettiği 550.000,00 TL bedelli bonoyu da aldığını, davacının alacaklı olduğu tutar ile ilgili çelişkili iddialarda bulunduğunu, davacı ile müvekkili arasında düzenlenen anlaşma ile 380.000,00 TL ödeme yapılması halinde kalan tüm alacak ve takip hakkından davacının feragat ettiğini, müvekkilinin ibra edildiğini, müvekkili ile davacı arasında temel ilişkinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … 4. Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacıyla bir alış-verişinin olmadığını, davalı …’nun kendisine gelerek … isimli şahsa senet borcu olduğunu ancak bir yerden gelecek parası olduğunu bu para geldiğinde borcunu ödeyeceğini ancak para gelene kadar da …’e kefilli senet vermesi gerektiğini söylediğini, kendisine miktarı sorduğunda 495.000,00.-TL’lik senet vereceğini söylediğini, kendisinin bu kadar yüksek evraka imza atamayacağını, bu parayı ödeyecek durumunun olmadığını söylediğini, davalı … ise gelecek parası olduğunu sorun çıkmayacağını davacı … de başka senedi olduğunu ve onun kefilliğinin formalite olduğunu söylediğini, kendisine inandığını ve senede kefil olduğunu, senedi daha sonra ödemediğini öğrendiğini ve … icrayı durdurması için 20.000,00.-TL ödeme yaptığını, davacının bir süre beklediğini ancak …’in borcu ödememesi üzerine kendilerini icraya verdiğini, senetteki imzaların … ile kendisine ait olduğunu, asıl borçlunun ise … olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin … Esas, … Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, davacı, dava dışı … ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle adı geçenin davalı …’na fatura karşılığında satış yaptığı ürün bedeli için düzenlediği ve …’ün lehtarı olduğu 550.000,00 TL’lik bononun lehtar tarafından aralarındaki ticari ilişki nedeniyle alacağına karşılık ciro edildiğini, cironun alacağın temliki hükmünde olduğunu, bu bonoya dayalı Antalya 12. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinde davalı ile aralarında gerçekleşen anlaşma nedeniyle 380.000,00 TL ödeme yaptığını, ödemenin icra dosyasına bildirildiğini, kalanı için 496.000,00 TL bedelli senet düzenlendiğini, bu senede karşılık da akidi … ve senedi avalist olarak imzalayan …’dan kısmi tahsilat yapıldığını, kalan alacağın tahsili için bu kez Antalya 8. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip başlatılmış ise de, senette tahrifat iddiası üzerine Antalya 2. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında tahrifat iddiası kabul edilerek takibin bononun tahrif edilmiş 283.400,00 TL’lik kısmı ile ilgili iptal edildiğini ve …’den halen alacaklı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalı … vekili, müvekkilinin oğlu olan …nun davacıya borcu olduğunun bildirilmesi üzerine 9.600,00 TL bedelli senet düzenleyip verdiğini, bu senedin tahrif edilerek 496.000,00 TL’ye yükseltildiğini, müvekkilinin yaşlı, işitme ve görme kaybı olduğunu, davacının müvekkilinden Antalya 12. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe konu ettiği 550.000,00 TL bedelli bonoyu da aldığını, davacının alacaklı olduğu tutar ile ilgili çelişkili iddialarda bulunduğunu, davacı ile müvekkili arasında düzenlenen anlaşma ile 380.000,00 TL ödeme yapılması halinde kalan tüm alacak ve takip hakkından davacının feragat ettiğini, müvekkilinin ibra edildiğini, müvekkili ile davacı arasında temel ilişkinin bulunmadığını, davalı … ise, davacı ile herhangi bir ilişkisinin bulunmadığını, davalı …’nun talebi üzerine güvenerek senedi kefil olarak imzaladığını, asıl senet borçlusunun … olduğunu savunarak, davanın reddini telep etmişlerdir. Taraflar arasında düzenlenen ve varlığı ihtilafsız olan 01/08/2017 tarihli anlaşmada, anlaşma tarihi itibariyle borcun 712.281,43.-TL olduğunun kabul edildiği, nitekim Antalya 12. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında da aynı tarihli taahhüt beyanında da taahhüt tarihi itibariyle borcun 712.281,43.-TL olduğunun kabul edildiği, anlaşmanın 3. maddesinde de, davalı …’in 380.000,00 TL ödemesi halinde davacı alacaklının geri kalan tüm alacak ve takip hakkından feragat ve borçluları ayrı ayrı gayri kabulü rücu ibra edeceğinin belirtildiği, davalı …’in 380.000,00 TL bedeli ödediği, her ne kadar davacı vekili, taraflar arasında yapılan anlaşma uyarınca bakiye 338.000,00.-TL için 496.000,00-TL bedelli senedin ödeme sayılacağını iddia etmiş ise de bu hususun anılan anlaşma belgesinde yazılı olmadığı, davacının bu hususu ispat edemediği, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin … Esas, … Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere davanın, davacının dava dışı … ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle alacak iddiasına dayalı olduğu, alacak iddiasının bono ile ilgisinin bulunmadığı, dolayısıyla davalıların 01/08/2017 tarihli anlaşma uyarınca davacıya borçlarının bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: davalı tarafça delil olarak gösterilmeyen belgenin hükme esas alınamayacağını, mahkeme kararının gerekçesinin yerinde olmadığını, davalı …’in ikrarının ilk derece mahkemesince değerlendirilmediğini, müvekkilinin davalılardan alacaklı olduğunu istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
Dava; alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, davacının alacaklı olduğunu yazılı ve kesin delillerle tespit edememesine, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın Dairemiz tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1. bendi gereğince aynı kanunun 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/06/2023