Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/66 E. 2022/1671 K. 18.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 16/11/2020
DAVANIN KONUSU : İtrazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 18/11/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı borçlu … LTD. ŞTİ. arasında imzalanan genel kredi ve teminat sözleşmesinin davalıların müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını borçlu tarafından kredi borcunun geri ödemesinin yapılmaması üzerine hesabın kat edilip davalılara ihtarname gönderildiğini, tahsili için girişilen takibe itiraz edildiğini belirterek takip tarihi itibarıyla yapılan 72.985,91.TL tahsi- latın mahsubu ile 91.672,13.TL üzerinden takibin devamına, itirazın iptaline ve tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı herhangi bir cevap dilekçesi vermemiş, ön inceleme duruşmasına da katılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “… Dava kredi sözleşmesinden kaynaklanan davacı bankanın alacağının davalı tarafından ödenmemesi üzerine girişilen takibe davalıların yaptığı itirazın iptaline ilişkindir. Mahkememizce taraflara delil bildirme imkanı sağlanmış, bundan sonra dosya bankacı bir bilirkişiye tevdi edilmiş ve hükme esas alınıp ayrıntıları yukarıda belirtilen rapor düzenlenmiştir. Bu rapora göre davacının davalılardan olan alacağı takip tarihi itibariyle asıl alacak olarak 133.345,76 TL, ferileri ile birlikte toplam alacağı ise 145.481,36 TL dir. Davacının dayandığı kredi sözleşmesinde davalı müteselsil kefillerin depo bedelinden sorumlu olacaklarına dair bir kayıt olmadığı açıktır. Ayrıca davacının beyanına göre davacı iş bu takipten sonra bu alacaktan dolayı toplam 72.985,91 TL tahsilat yapmıştır, buna göre davacının takip tarihi itibarıyla yaptığı bu tahsilat mahsup edildiğinde davalıdan talep edebileceği alacak miktarı 72.459,45.TL dir. Mahkememizce sehven bu husus hüküm fıkrasında değerlendirilmemiş olup, hüküm fıkrası buna uygun olarak aşağıdaki şekilde düzeltilmiştir. Yine tazminat miktarı da buna göre düzeltilmiştir. Bu durumda davacı talep ettiği 91.672,13 TL lik miktar itibarıyla alacaklı değil 72.459,45 TL miktarı itibarıyla alacaklı olup davasının 19.212,68 TL yönünden reddi gerekmiştir. …” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın takip talebinde belirttiği miktar ile hesaplanan miktarlar arasında farklılıklar bulunduğunu, ayrıca 11.200,00 TL’lik gayri nakdi depo taleplerinin bulunmasına bu husus da hesaplama yapılmadığını, toplamda 164.658,04 TL alacakları olmasına rağmen mahkemece 145.481,36 TL olarak karar verildiğini, ayrıca belirtilen faiz miktarında da eksiklik bulunduğunu, mahkeme kararında %42,90 faiz miktarı belirtildiğini, ancak bu miktarın talepleri olan %62,40 oranından çok daha düşük olduğunu, müvekkilinin bu bakımdan mağduriyetinin oluştuğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Kısa karar, bir davayı sona erdiren (nihai) temyizi mümkün olan son kararlardandır. Bu kararla mahkeme davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur. Asıl olan kısa karardır. Bu gibi hallerde de Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren kısa karar ile daha sonra yazılan gerekçeli kararın da buna uygun olarak düzenlenmesi gereklidir.
Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 2011/21-23 E. – 268 K., 2012/6-97 E. – 203 K., 2012/10-149 E. – 291 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
HMK.’un 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden söz edilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
10.04.1992 gün ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında ve bu karara uygun şekilde düzenlenen HMK. nun 298/2. Maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı belirtilmiştir.
HMK’nın 26/1.maddesi” Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda, dava dilekçesinde banka lehine rehinli araç satışının gerçekleşmesi nedeniyle satıştan elden edilen 72.985,91 TL tahsilatın mahsup edilmek suretiyle eldeki davanın 91.672,13 TL’ye ilişkin olarak açıldığı belirtilip bu miktar üzerinden harcın yatırıldığı gözetilmeksizin talebi aşar şekilde kısa kararda toplam 145.481,36 TL üzerinden takibin devamına karar verildiği gerekçeli kararda ise HMK’da yer almayacak şekilde davacının dava dilekçesinde tahsil ettiğini belirttiği 72.985,91 TL’nin mahsup edildiği (belirtilmek suretiyle) karar verilmesi hatalı olmuş olup, davacı vekilinin istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Öte yandan, İlk Derece Mahkemesince yargı denetimine elverişli olmayacak şekilde takibe konu borcun dayanağı genel kredi sözleşmesinin aslı yada onaylı suretinin tamamıyla dosya arasına celp edilmeksizin dosya arasında fotokopisi bulunan genel kredi sözleşmesinin 11B maddesinde de bilirkişi raporu ile uyumlu olmayacak şekilde temerrüt faizinin bankaca uygulanan kredi faiz oranlarından muacceliyet tarihi itibariyle en yüksek olan kredi faiz oranına, bu oranın %50 ilavesi ile bulunacak oranda temerrüt faizi tatbik edileceğinin belirtildiği hususu gözetilmeksizin öncelikle takibe konu genel kredi sözleşmelerinin asıllarının yada onaylı suretlerinin dosya arasına celbi sağlandıktan sonra bilirkişiye, banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi de verilmek suretiyle yargı denetimine elverişli bilimsel verilere uygun ve hüküm kurmaya yeterli bilirkişi raporu aldırılarak tarafların itiraz ve talepleri de değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yanılgılı bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş olup, davacı vekilinin istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğinceANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 16/11/2020 tarih ve … Esas – … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın getIlkDereceMahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının davacıya İADESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.18/11/2022