Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/653 E. 2023/1658 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 17/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 25/11/2020
DAVANIN KONUSU : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 17/10/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; Davalı alacaklı tarafından müvekkili hakkında 27/02/2017 tanzim, 16/04/2018 vadeli keşidecisi dava dışı … lehtarı müvekkili olan 750.000, TL bedelli bonoya dayalı olarak Denizli 1. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine girişildiği, takip dayanağı bonodaki lehtar sıfatıyla atılı imzanın müvekkiline ait olmadığı iddiasıyla; müvekkilinin Denizli 1.İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasına konu alacağa dayanak bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, alacağın %20′ si oranında tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; davayı konu bononun davacı tarafından lehtar sıfatıyla ciro edilip müvekkilinin kredi borçlusu … Turizm Petrol Pazarlama San.ve Tic. Ltd. Şti.ne devrettiği, onun da aldığı kredinin geri ödemesi için müvekkili bankaya tevdi ettiği bir senet olduğu, dava konusu bonodaki imzanın davacıya ait olduğu, davacının takip sebebiyle bono- daki imzaya itiraz etmediği gibi C.Başsavcılığına bir şikayetinin de olmadığını savunarak; davanın reddine, %20’den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme istinafa konu kararında özetle; İstanbul ATK Fizik İhtisas Dairesinin alınan 06/03/2020 tarihli raporundan bonodaki davacı lehtarın sorumluluğuna esas imzasının davacı eli ürünü olmadığının anlaşıldığı, sahtecilik iddiasının herkese karşı ileri sürülebile- ceği gerekçesi ile davacının borçlu olmadığının tespitine şartları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermiştir.
Karar davacı ve davalı alacaklı tarafça istinaf edilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının hakkındaki takibe itirazının, sahtecilik suçlamasıyla bir şikayetinin ve kredi borçlusu şirket ile bono keşidecisine karşı açılmış bir menfi tespit davasının olmadığı, kaldı ki şirket tarafından açılmış bir menfi tespit davası da bulunmadığı, mahkemece davacı … ve oğlu keşideci … ile son ciranta şirket hakkındaki şikayet ile ilgili yürütülen soruşturma sonucunun beklenmemesi suretiyle eksik inceleme yapıldığı, hükme esas alınan ATK raporuna müvekkili tarafından itiraz edilip masrafları müvekkili tarafından karşılanmak üzere yeniden rapor alınmasına ilişkin taleplerinin red edilmesinin doğru olmadığı, imzanın gerçekte de davacıya ait olduğu iddiasıyla; kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davacı vekili katılma yoluyla yaptığı istinafında özetle; mahkemece alınan ATK raporuna göre bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığının anlaşıldığı, bononun yazılı olduğu metnin matbu ve standart bir bono evrakına yazılı olmadığı, bir A4 kağıdının arkasına atılı imzadan dolayı müvekkilinin sorumlu tutulduğu, imzanın ise müvekkiline ait olmadı- ğının basit bir incelemi ile bile anlaşılabileceği, senet metnindeki el ile yazılan yazıların son- radan senede eklendiğinin açıkca anlaşılabileceği, davalı bankanın bu bononun kredi borç- lusu tarafından kendilerine teslim edildiğine ilişkin bir delil sunmadığı hususları gözetildi- ğinde imzanın müvekkiline ait olmadığını bildiği ve fakat takibe girişmekte kötüniyetli oldu- ğunun açık olmasına rağmen müvekkili lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmemesinin doğru olmadığını belirterek; mahkemenin kötüniyet tazminatı talebinin reddine ilişkin kararı- nın kaldırılarak müvekkili lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevabında özetle; davalı tarafın istinafının reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, hakkında davalı banka tarafından girişilen kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla girişilen takibe dayanak bonoda davacının sorumluluğuna esas imzanın kendisine ait olmadığı iddiasına dayanan menfi tespit ve takibin iptaline ilişkindir.
Mahkemece alınan ATK raporu doğrultusunda imzanın davacıya ait olmadığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş ancak şartları bulunmadığı belirtilerek davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Karar hem davacı hem de davalı tarafça yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf edilmiştir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgiler, yasaya uygun gerektirici nedenler, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması, davacı hakkındaki takibe dayanak bonoda sorumluluğuna esas lehtar sıfatıyla atılı imzadan sonra dava dışı şirkete ait bir imzanın olması bu yüzden davalı banka- nın davacıya atfen atılı imzanın sıhhatini bilmesinin beklenemeyecek olması karşısında dava- cı vekilinin; mahkemece alınan ATK raporuna göre imzanın davacıya ait olmadığının belir- tilmesi, alacaklı bankanın arada şirket bulunması sebebiyle davacı lehtara ait imzanın atıldı- ğı sırada hazır bulunmasının beklenemeyecek olması karşısında imzanın davacıya ait olduğu- na ilişkin iddiasının somut bilgiye dayanmaması sebebiyle yeniden imza incelemesi yapıl- masının gerekmemesi, imza inkarının herkese karşı ileri sürülebilecek defilerden olması, davacının hilesinin olduğuna ilişkin bir delilin sunulmaması karşısında davalı vekilinin istinaf itirazları da yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun her iki taraf yönünden esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,85 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
B-1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 45.426,15 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 11.297,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 34.128,91 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
C-Kararın Dairemiz tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1. bendi gereğince aynı kanunun 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 17/10/2023