Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/65 E. 2022/1442 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 09/07/2020
DAVANIN KONUSU:Menfi Tespit (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 21/10/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, Müvekkilinin tefecilik yapan davalıdan ilk olarak 23/12/2014 tarihinde 100.000,00 TL nakit aldığını, karşılığında 23/01/2015 vadeli 115.000,00 TL bedelli bono düzenlendiğini, bu bono bedelinin müvekkili tarafından vadesinde ödenememesi üzerine aynı borç için bu kez 23/02/2015 vadeli 130.000,00 TL bedelli bono düzenlendiğini, bu bononun da vadesinde ödenememesi üzerine yerine 23/03/2015 vadeli 150.000,00 TL bedelli bono düzenlendiğini, bu bono bedelinin de ödenememesi üzerine 23/04/2015 vadeli 190.000,00 TL bedelli bono düzenlendiğini, yine bu bono bedelinin de ödenememesi üzerine 23/06/2015 vadeli 250.000,00 TL bedelli bono düzenlendiğini, bunun da ödenememesi üzerine en son 23/07/2015 vadeli 285.000,00 TL bedelli bono düzenlendiğini önceki bonoların ise geri alındığını; Müvekkilinin davalıdan aldığı 100.000,00 TL lik borca karşılık neticeten verdiği 285.000,00.-TL bedelli bonoya karşılık davalıya 75.000,00 TL si elden nakit olarak 44.000,00.-TL si 27/08/2015 tarihli belge karşılığında ve ayrıca 30.000,00 TL, 14.500,00 TL, 5.800,00 TL ve 4.800,00 TL olmak üzere toplamda 174.100,00 TL ödeme yapıldığını belir- terek davalı tarafından müvekkili hakkında Antalya 1. İcra Müd.nün … Esas sayılı dosyası üzerinden girişilen takipten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve fazladan yapılan 74.100,00 TL lik ödemenin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline ve %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, Müvekkilinin davalıdan olan takip dayanağı edilme- yen 144.000,00 TL bedelli bonoya dayalı alacağı sebebiyle önce 75.000,00 TL ödeme yapıldığını kalan 65.000,00 TL için yeni bir bono düzenlendiğini, 55.100,00 TL lik ödeme üzerine senet bedelinin 10.000,00.-TL ye düşürüldüğünü belirterek 75.000,00 TL, 30.000,00 TL, 14.500,00.-TL, 5.800,00.-TL ve 4.800,00 TL olmak üzere toplam 130.100,00.-TL tahsi- lat yaptığı iddiasının doğru olduğunu ancak bu tahsilatın davacı hakkındaki takibe dayanak bonoya dayalı değil 144.000,00 TL bedelli başka bir senede dayalı tahsilatlar olduğunu, bu tahsilatlar üzerine 144.000,00 TL bedelli bononun imha edildiğini, davacının belirtilen ödemeler dışında toplamda yaptığını iddia ettiği 44.000,00 TL lik ödemeye ilişkin belgede müvekkili adına tahsilat yaptığı anlaşılan … 5.700,00 TL lik belgedeki … , 30.000,00.-TL bedelli belgedeki …’nın ve 15.000,00.-TL bedelli belgedeki … ve …’in müvekkili ile aralarında husumet bulunan kişiler olduğunu, davalının böyle bir para tahsilatının olmadığını belirterek davanın reddini ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının başka ilişkilerden dolayı tahsil ettiğini belirtmesine rağmen belirttiği ilişkilerin davalı tarafından açıkça ispatlanamaması karşısında belirtilen tüm ödemelerin bu takibe konu borç sebebiyle yapılmış ödemeler sayılması gerektiği, buna göre davacının 23/07/2015 ödeme tarihli 285.000,00.-TL lik bonoya karşılık 10/08/2015 tarihinde 15.000,00 TL, 14/08/2015 tarihinde 30.000,00 TL, 21/08/2015 tarihinde 5.800,00 TL, 27/08/2015 tarihinde 44.000TL ve tarihi belirlenemeyen ancak takipten önce yapıldığı değerlendirilen 4.800,00 TL ve 75.000,00 TL ödemelerinin olduğunun kabulünün gerektiği, buna göre toplam ödemenin 174.600,00 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; senedin tefecilik nedeni ile alındığını, borç ilişkisinin hükümsüz olduğunu, senedin geçersizliğine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca senet nedeni ile yapılan ödemelerin iadesine karar verilmesi gerektiğini, davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya verdiği cevaplarını tekrarla birlikte mahkemenin somut olayı yanlış yorumladığını, davanın reddedilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6098 sayılı TBK’nın 27. maddesinde “Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür.
Sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının hükümsüz olması, diğerlerinin geçerliliğini etkilemez. Ancak, bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, sözleşmenin tamamı kesin olarak hükümsüz olur.” hükmü düzenlenmiştir.
Kambiyo senetlerinden olan bono arkasındaki temel ilişkiden bağımsız borç ikrarı içeren senetlerden olup, kural olarak bonoya dayalı bir alacağın ödendiğinin ispat yükü borçluya ait ise de, tefecilik nedeniyle düzenlenen bonolar TBK’nın 27. maddesine göre, kanunun emredici hükümlerine, ahlaka ve kamu düzenine aykırı olduğundan kesin olarak hükümsüzdür.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/4083 Esas 2021/4099 Karar sayılı 26/04/2021 tarihli ilamında da açıklandığı üzere, ceza davası sonunda tefeciliğe ilişkin maddi vakıa kesinleştiğinden 6098 sayılı TBK’nın 27/1. (818 sayılı Borçlar Kanununun 20/1.) maddesi hükmü uyarınca, kanunun emredici hükümlerine, ahlaka ve kamu düzenine aykırı sözleşmeler geçersiz olacağından, dava konusu bono hukuken geçerli değildir.
Antalya 7. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas, … karar sayılı ilamının incelenmesinde katılanın … , sanığın … olduğu, yargılamaya konu olan olayın eldeki dava dosyasına konu senedin faiz ve borç karşılığı olarak alınmasına yönelik tefecilik suçu olduğu ve yapılan yargılama sonunda sanığın suçu sabit görülerek mahkumiyetine karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince kararın onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır.
Yukarıda anılan içtihat ve kesinleşen ceza mahkemesi kararı dikkate alındığında davaya konu olan bononun kanunun emredici hükümlerine ve kamu düzenine aykırılık içerdiği sabit olduğundan hukuken geçerli kabul edilemez. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin senetten dolayı açılan menfi tespit davasının tam kabulüne karar vermesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya uygunluk bulunmadığı anlaşılmıştır. Diğer yandan her ne kadar davacı bu senet nedeni ile 100.000,00 TL borç aldığını ve borcunun üzerinde ödeme yaptığından bahisle fazladan ödediğini iddia ettiği 74.100,00 TL nin istirdatını talep etmiştir. Bu yönden yapılan incelemede, icra dosyasına yapılan ödeme bulunmadığı, yapılan ödemelerin icra takibinden önce yapıldığı, her ne kadar eldeki dava dilekçesinde davacı 2014 yılında davalıdan 100.000,00 TL nakit aldığını ve bu nedenle bono düzenlendiğini, daha sonra düzenlenen bononun iptal edilerek dava konusu bononun düzenlendiğini beyan etmiş ise de, davacının Antalya C. Savcılığının … soruşturma sayılı dosyasında 05/09/2015 tarihinde verdiği ifadesinde 2014 yılından 2015 tarihine kadar davalıdan çeşitli tarihlerde %10 ve %15 aralığında aylık haftalık olarak en düşüğü 50.000,00 TL olmak üzere çeşitli meblağlarda paralar aldığını, en son olarak iki ay önce nakit 150.000,00 TL para aldığını ve geçmişten kalan borçları ile davaya konu olan 285.000,00 TL lik senedi düzenlediklerini beyan ettiği, bu şekilde davacının dava dilekçesindeki beyanları ile savcılık beyanları arasında çelişkinin oluştuğu, ayrıca ceza davası sonucu verilen karar içeriğinde de mahkemenin ”beyan ve savunmalardan birbirlerine ne kadar borçlu, ne kadar alacaklı oldukları net şekilde anlaşılamamış olup, müşteki ve sanığın çelişkili beyanda bulunduklarını” kabul ettiği, davacının bu nedenle ne kadar borç alıp ne kadar ödediğinin usulüne uygun delillerle ispat edilemediği anlaşılmakla istirdat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Yine aynı gerekçe ile birlikte tefeciliğin suç olduğunu bilmesine rağmen davacının davalıdan para aldığı, tarafların birbirlerinden ne kadar alacaklı veya borçlu oldukları usulüne uygun delillerle ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Sonuç olarak, yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 353/1-b-2 maddesi gereğince kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
3-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 09/07/2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
a-Davanın KABÜLÜ ile
Davacının Antalya 1. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına konu 23/06/2015 keşide tarihli 23/07/2015 vade tarihli 285.000,00.-TL bedelli bonodan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine,
Kötü niyet tazminatı ve istirdat taleplerinin reddine,
b-Davacının Adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması sebebi ile kabul edilen miktar üzerinden belirlenen 19.468,35 TL karar ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Bu konuda Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, … karar, 11/12/2020 tarih, … harç nolu Harç Tahsil Müzekkeresinin ilk derece mahkemesince İPTALİNE,
c-Davacı tarafından yatırılan dava açılış başvurma harcı 220,70.-TL, tebligat masrafı 91,50.-TL, olmak üzere toplam 312,20-TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
e-Taraflarca yatırılan masraf avansından arta kalanının karar kesinleştiğinde talepleri halinde ilk derece mahkemesi tarafından taraflara İADE EDİLMESİNE,
f-Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davada kabul edilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 42.900,00.-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
g-Menfi tespit davası tam kabulle sonuçlandığından davalı lehine vekalet ücretine yer olmadığına,
4-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davacının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde davacıya İADESİNE,
b-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gerekli 19.468,35 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 2.981,73 TL harcın mahsubu ile bakiye 16.486,62 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
c-Davacı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 60,50 TL dosyanın istinafa gönderilme posta masrafı, 43,50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 252,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
d-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
e-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
f-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgililerine İADESİNE,
5-Kararın Dairemizce taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-2. bendi gereğince aynı kanunun 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.21/10/2022