Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/635 E. 2023/1537 K. 25.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 25/09/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 02/10/2020
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 25/09/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; davalının müvekkili banka ile dava dışı borçlu şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, kredi borcunun ö- denmemesi üzerine hesabın kat edilip gönderilen ihtardan sonuç alanımaması üzerine girişi- len takibe itiraz ettiğini belirterek; itirazın iptaline ve tazminata hükmedilmesini talep etmiş- tir.
Davalı vekili özetle; müvekkilinin ikametgahı itibareyle yetkili mahkemenin Didim mahkemeleri olduğu, asıl borçlu ile yapılan yetki anlaşmasının müvekkilini bağlamayacağı gibi müvekkilinin tacir olmaması sebebiyle de davacı ile aralarında geçerli bir yetki sözleş- mesi yapılmasının mümkün olmadığı; müvekkilinin hakkındaki takibe dayanak sözleşmelerin tarafı olmadığı, müvekkilinin asıl borçlu şirketin yalnızca çekleri ile ilgili genel kredi sözleş- mesine kefil olduğu, bu genel kredi sözleşmesindeki kefaletinin de sorumlu olduğu miktarın gösterilmemiş olması sebebiyle geçersiz olduğu, asıl borçlunun daha sonra davacı bankadan aldığı otomotiv kredisine kefaletinin olmadığı için sorumlu tutulamayacağını belirterek; da- vanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme istinafa konu kararında özetle; Davalının, davacı banka ile asıl borçlu şirket arasındaki genel kredi sözleşmesini eşinin de rızasıyla müteselsil kefil sıfatıyla imza- ladığı, kendisine gönderilen kat ihtarının 23/12/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borcun öden- memesi üzerine hakkında takibe girişildiği, alacağın likit ve davalının itirazının haksız oldu- ğu gerekçeleri ile düzenlenen bilirkişi raporuna uygun olarak davanın kısmen kabulüne ve tazminata hükmetmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinafında özetle; davanın yetkili mahkemede açılmadığı, müvekkili- nin yetki itirazının da mahkemece değerlendirilmediği, yetkili mahkemenin Didim asliye hukuk mahkemesi olduğu; müvekkilinin asıl borçlunun yanlızca düzenleyeceği çeklere ilişkin gayri nakdi kredi sözleşmesi için geçerli bir kefaleti olduğu başkaca bir kredi ilişkisinde yer almadığı, çek bedellerinin de ödenmiş olması karşısında müvekkilinin kefaletten kaynaklanan sorumluluğunun sona erdiği, müvekkilinin asıl borçlunun davacı banka ile daha sonra girdiği taşıt kredisi ilişkisinden sorumlu tutulamayacağı, yine bireysel kredi kartına ilişkin bankacılık sözleşmesinde, aylık taksit ödemeli krediye ilişkin bankacılık sözleşmesinde kefaletine esas bir imzasının olmadığı, mahkemece takibe konu alacakların dayanağı olan kredi sözleşmele- rinin istenip gereken inceleme yapılmadan karar verildiği, müvekkilinin … numaralı ay- lık taksit ödemeli krediye ilişkin bankacılık sözleşmesi haricinde hiçbir kredi ilişkisinin kefili olmadığı, davacı bankanın taşıt kredisinden kaynaklanan alacağını rehnin paraya çevrilmesi yoluyla tahsil etmesine rağmen mükerrer tahsilata yol açacak şekilde takip yaptığı, yaptığı tahsilatları da mahkemeye bildirmediği, davacı bankanın takip konusu ettiği alacaklarla ilgili yaptığı tahsilatların olup olmadığı araştırılmadan rapor alınıp hüküm kurulduğu, müvekkili- nin bilirkişi raporlarına itirazlarının dikkate alınmadığını belirterek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevabında özetle; davalı kefilin imzaladığı Genel Nakdi ve Gari Nakdi Kredi Sözleşmelerinde müvekkil banka ile borçlu arasındaki ”Denizli Mahkeme ve İcra Müdürlükleri’ nin” yetkisi hususunda yetki şartının imzalandığı için yetkiye yapılan itirazın yersiz olduğu, Takibe konu bütün alacakların asıl borçlu şirketin müvekkili banka ile imzaladığı Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmeleri kapsamında olduğu, davalının bu sözleşmeye bağlı olarak asıl borçlu şirketin doğmuş ve doğacak tüm borçları için kefalet ver- diği, taşıt kredisine bağlı alacağın tahsili için rehnin paraya çevrilmesi yoluyla girişilen taki- bin davalı hakkında kefaletine dayalı olarak takip yapılmasına engel olmadığını belirterek; istinafın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, genel kredi kredi sözleşmesine bağlı kefalete dayalı girişilen takibe yapılan itirazın iptaline ilişkindir. Mahkeme hükmüne esas aldığı bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Uyuşmazlık, davalı kefilin asıl borçluya kullandırılan ve takip konusu edilen ticari kredi kartı, aylık taksit ödemeli kredi, taşıt kerdisi ve ticari kredili mevduat hesabına bağlı borçlardan imzaladığı genel kredi ve gayri nakdi kredi sözleşmesine dayalı olarak sorumlu tutulup tutulamayacağı; davanın yetkili mahkemede açılıp açılmadığı, dayanak takibin mükerrer tahsilata yol açıp açmayacağı hususlarındadır.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İcra dosyası incelendiğinde davalının imzaladığı 400.000,00 TL limitli 10/09/2015 tarihli kefalet beyanına bağlı genel nakti ve gayrinakdi kredi sözleşmesine dayalı olarak takibe girişildiği, davalının belirtilen limite kadar asıl borçlunun kullandığı veya kullanacağı kredilerden doğmuş ve doğacak borçlarına müteselsil kefil olduğu, asıl borçlu ve kefiller hakkında 13/01/2017 tarihinde toplam 193.909,17 TL alacağın tahsili talebi ile genel haciz yoluyla takibe girişildiği, davalıya ödeme emrinin 25/01/2017 tarihinde tebliğ edildiği, dava- lının 27/01/2017 tarihinde borca yetkiye ve borcun ferilerine yaptığı itiraz üzerine takibin durduğu, itirazın davacı alacaklıya 04/12/2017 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Dosya arasında mevcut alacağa konu edilen taşıt kredisinin 21/12/2015 tarihli 130.000,00 TL bedelli olduğu, ticari kerdi kartı başvurusu örneklerinin dosya arasına alındığı görülmüştür.
Alınan bilirkişi raporuna göre 02/12/2016 tarihinde hesabın kat edildiği ve davalıya ödeme/kat ihtarının 30/12/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalının imzaladığı genel kredi sözleşmesi kapsamında takip konusu alacaklardan kefil sıfatıyla sorumlu olduğu, yapılan hesaplamaya göre davalının sorumlu olduğu toplam borç miktarının 188.132,15 TL olduğu belirtilmiştir.
Davacının sorumluluğuna dayanak kefaletine ilişkin beyanı asıl borçlu ile alacaklı arasındaki genel kredi sözleşmesi olup bu sözleşmenin 13.4 maddesinde Denizli mahkemele- rinin yetkisinin kabul edildiği anlaşılmış olup, davalının yetki itirazı, kefaletin bu sözleşme- nin fer’isi sayılması sebebiyle yerinde değildir.
Davalının yukarıda belirtildiği üzere sorumluluğu asıl borçlunun kullandığı veya kullanacağı kredilerden doğmuş ve doğacak 400.000,00 TL ye kadar olduğundan, istinafa ko- nu kredilerden de bu genel kredi sözleşmesi kapsamında sorumlu olduğundan, bilirkişi tara- fından bu kayıtların incelenerek dosya içeriğine uygun rapor düzenlenmiş olması karşısında bu yöne ilişkin istinafı yerinde bulunmamıştır.
Sonuç olarak; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldı- ğından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 12.851,31 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 3.213,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.638,01 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekke- resinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.25/09/2023