Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/627 E. 2023/1612 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 12/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 22/12/2020
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 12/10/2023

İlk derece mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin boya ticareti ile uğraştığını, davalının müvekkilinden çeşitli boya ürünleri aldığını ancak bedellerini ödemediğini, davalı aleyhine faturaya dayalı olarak Denizli 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip yapıldığını ancak davalının borca haksız ve hukuka aykırı şekilde itiraz ettiğini, muhtelif tarihlerde ve miktarlarda bulunan faturalar nedeniyle icra takibi 85.875,68 TL asıl alacağa dayanan bir icra takibi yapılmış olsa da davalıdan müvekkilinin 15.08.2011 tarihli … fatura nosu ile … isimli 1.220,97 TL tutarında iade fatura aldığından bu rakamın toplam alacaktan çıkartılması ile kalan 84.654,71 TL alacağının bulunduğunu, borçlunun borca ve faize itirazlarının yerinde olmadığını, takas defini de kabul etmediklerini, davalının müvekkilinden almış olduğu malların bedelini ödemediğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin tüm yasal hakları saklı kalmak kaydıyla davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının davacı şirketin ortağı olduğunu, şirket müdürü ve büyük ortak olan …’nın şirket için kar payı dağıtmadığını, şirketi kötü yönettiğini, bu sebeple müvekkil şirketin tasfiyesi ile kar payının ve ortaklık hissesinin kendisine ödenmesi için Denizli Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, bu davanın derdest olduğunu, tarafları ve konusu aynı olan davaya derdestlik itirazında bulunduklarını, davacı taraf ile müvekkilinin tartıştıklarını, ortaklığı ayırmaya karar verdiklerini, tartışma sonucu şirket müdürü …’nın el yazısı ile bir hesaplama yaptığını, hesaplamaya göre şirketin aktif ve pasif toplamı 1.036.425,00 TL olduğunu, müvekkilinin % 10 hisse değerinin ise 103.642,50 TL olduğunu, şirkete borcunun 87.085,00 TL olduğunu, alacağından borcu çıkartıldığında halen 16.557,00 TL alacaklı olduğunu, müvekkilinin borcu olarak gözüken 87.085,00 TL’lik bedelin şirket ortaklığından kaynaklı müvekkiline verilen mal bedeli olduğunu, davacı tarafın ortaklık % 10 hisse karşılığı olarak müvekkiline verdiği mala ait faturaları icra takibi ve davaya konu ettiğini, davacı tarafın kendi gördüğü hesap sonucu müvekkiline ortaklık hissesine karşılık verdiği mal bedelini kötüniyetli olarak geri istediğini, şirketin cari nakit ve mal stok toplam değerinin 548.600,00 TL müvekkilinin %10 hissesi ise 54.860,00 TL olarak hesaplandığını, müvekkilinin davacıdan toplam alacak miktarı 87.085,00 TL + 54.860,00 TL = 141.945,00 TL olduğunu, davacının hesabına göre, alınan maldan başka müvekkilinin hala davacıdan alacaklı olduğunu beyan ederek davanın zamanaşımı, derdestlik nedeniyle usulden olmadığı takdirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının defterlerinde kayıtlı olan faturaların içeriğindeki malların davacı tarafından davalıya teslim edildiğinin kabulü gerektiği, anılan bu faturalar yönünden ispat yükünün davalı borçluda olduğu, davalının bu faturaların bedelini davacıya ödediğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerektiği, somut olayda, alınan ek rapor ile kesinleşen Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalı …’in ortaklık payı hesaplanırken bu dosyadaki alacağın şirketin öz sermayesine dahil edilip edilmediği konusunda alınan rapor ile de bu alacağın dikkate alınarak davalının ortaklıktan çıkma payının hesaplandığının anlaşıldığı gerekçesiyle davacının defterlerinde kayıtlı olan alacak üzerinden davanın kısmen kabulüyle davalı aleyhine asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı hükmedilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının 28/09/2016 tarihli duruşmasında, şirket temsilcisi …’ın yetkisinin 17/06/2014 sona erdiğini, dava tarihi 27/05/2016’da şirketi temsil yetkisinin bulunmadığını, taraf ve dava ehliyetinin bulunmadığını, davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, 2012 yılında açılan icra takibinden dolayı 2016 yılında iptali istenilen itirazın iptali davasının 1 yıllık dava açma süresi içinde açılmadığını, bilirkişi tarafından davalı müvekkilinin defterlerinden, davacıya cari borcu bulunduğu yönünde bir tespitin yapılmadığını, mevcut alacaklar yönünden takas defininde bulunduklarını, bu yönden herhangi bir inceleme yapılmadığını, bahse konu alacak üzerinde ortaklık payı bulunduğu dikkate alındığında taraflar arasındaki alacağın belirlenebilir olmadığından %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesinin kabul edilemeyeceğini, dava değerine istinaden hesaplanan yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden eksik ve hatalı değerlendirme yapıldığını beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK’nın 359/3 maddesi uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK’nın 355/1 maddesi gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, davacı vekilince davalı şirket yetkilisinin yetkili olduğu dönemde avukata verdiği vekaletnameye dayanılarak açılan davanın yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığının tespit edilmesine, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmasına ve davanın açıldığı tarih itibariyle davalının takasa konu alacağının bulunmaması karşısında ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 5.771,26 TL istinaf karar harcından peşin olarak alınan 1.442,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.328,44 TL harcın davalı taraftan alınarak Hazine’ye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince dava değerinin 238.730,00 TL’nin altında olması nedeniyle kesin olarak karar verildi.12/10/2023