Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/599 E. 2023/1421 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 14/09/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 01/12/2020
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 14/09/2023

İlk derece mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların davacıya olan kredi borcu sebebiyle Denizli 8. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine girişildiğini, davalıların yasal süresi içerisinde borca ve ferilerine haksız ve kötüniyetli olarak itiraz etmesi üzerine icra takibinin durdurulduğunu beyan ederek davalıların takibe itirazlarının iptaliyle takibin devamına, davalılar aleyhine alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davaya cevap vermemiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davacı banka ile davalı … Medikal arasında 24/10/2014 tarihinde toplam 300.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davacı banka tarafından hesap kat edilerek Beşiktaş 1. Noterliği’nin 03/08/2017 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiği, icra takibine konu kredi borçlarının ödenmediği, aldırılan, gerekçeli ve hüküm kurmaya elverişli 10/08/2020 havale tarihli ek bilirkişi raporunda hükme esas hesaplanan asıl alacak, faiz ve ferileri tutarında davalıların icra takip tarihi itibariyle müştereken ve müteselsilen davacı bankaya borçlu oldukları gerekçesiyle hesap edilen alacak kalemleri üzerinden davanın kabulüne, sözleşme gereği davalı … Medikal’ın henüz ibraz edilmemiş çek yapraklarına ait kanuni sorumluluk tutarını davacı banka nezdinde açılacak hesapta depo etmesi gerektiğini ancak davalı kefil …’ın yasal olarak miktarı belirlenen çek depo bedelinden sorumlu olmayacağı, alacağın banka kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olduğu gözetildiğinde sözleşme hükümlerine göre her aşamada hesap edilebilir, likit bir alacak olarak kabulünün gerekmesine ve borçluların itirazında haksız bulunmasına göre, İİK’nun 67/2 maddesi doğrultusunda itirazın iptaline karar verilen asıl alacak miktarı üzerinden alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı ve davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; temerrüt tarihi olarak ihtarnamenin noterliğe iade edildiği tarihin değil borçluların kredi sözleşmesinde belirttikleri eski adrese tebligatın ulaştığı tarihin esas alınması gerektiğini, gayrinakit kredi mahiyetinde olan çek depo bedelinin kefil yönünden reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kabul red oranı baz alınarak hesaplanan yargılama giderinin yanlış hesaplandığını, muaccel hale gelmeyen çek depo bedelinin vekalet ücreti hesaplanırken dikkate alınması ve davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin A.A.Ü.T’nin vekalet ücretinin kabul-red miktarını geçemez maddesine aykırı olarak hesaplanmasının hukuka aykırı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; akdedilen sözleşmede her ne kadar temerrüt faiz oranı olarak akdi faiz oranının iki katı olacağı belirtilmişse de; TBK’nın 25. maddesi uyarınca genel işlem koşulu niteliğinde olan söz konusu sözleşmede belirlenen temerrüt faiz oranının TBK’nın 88. ve 120. maddelerindeki kanunun emredici hukuk kurallarına aykırı olduğunu, tarafların kendi aralarında açıkça temerrüt faiz oranını kararlaştırmadıkları için uygulanacak temerrüt temerrüt faiz oranının 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre belirlenmesi gerekirken hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda sözleşme gereği yıllık akdi faiz oranının %15,48 olduğu ve dolayısıyla %30,96 temerrüt faiz oranının talep edilebileceği şeklindeki kararın hukuka aykırı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesi nedeniyle davalı şirkete kullandırılan kredinin tahsili için kefil ve şirket aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de; 02/02/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı yasanın 41. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu 6100 sayılı HMK’nın 341/2. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 2020 yılı için 5.390,00 TL olup; istinafa konu karar 01/12/2020 tarihinde verildiğinden davacı aleyhine reddedilen kısım verildiği tarih itibariyle miktar itibariyle kesin niteliktedir. İstinaf başvurusunun kesin nitelikte bir karara yönelik olup olmadığını denetleme görevi öncelikli olarak ilk derece mahkemesine ait ise de; mahkemenin bu hususu gözetmeden dosyayı Dairemize gönderdiği ancak 01.06.1990 tarih ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Dairemizce de bu konuda karar verilebileceği gözetilmekle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 341/2, 352/1-b hükmü uyarınca usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş; TBK’nın 88. ve 120. maddelerinde düzenlenen faiz sınırlamasının ticari iş ve tacirler arasında da uygulanma yeri olduğu halde mahkemece değerlendirilmediği hususu ileri sürülmüştür.
Somut olayda; taraflar arasındaki uyuşmazlık ticari nitelikteki banka genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Anılan sözleşmenin 12. maddesinin 2. fıkrasında temerrüt faizi düzenlenmiştir. 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 8/1. maddesinde ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirleneceği hükme bağlanmış, aynı maddenin 3. fıkrasında ise tüketicinin korunmasına ilişkin hükümler saklı tutulmuş, başkaca bir istisna getirilmemiştir. Aynı Kanunun 9. maddesinde, ticari işlerde; kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Anılan Yasa hükmünde sözü edilen ilgili mevzuat olarak 3095 sayılı Yasa hükümlerinin amaçlandığının ve 6102 sayılı TTK’nın 8. ve 9. maddelerinin ticari işler bakımından özel hüküm niteliğinde olduğundan ticari işlerde bu hükümlerin uygulanması gerektiğinin, başka bir anlatımla 6098 sayılı TBK’nın 88. ve 120. maddeleri hükümlerinin ticari işlerde uygulanamayacağının kabulü gerektiğinden davalılar vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
HMK’nın 359/3. maddesi uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK’nın 355/1. maddesi gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına verilen kararın hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 341/2, 352/1-b hükmü uyarınca usulden reddine, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun ise HMK’nın 353/1-b-1 hükmü uyarınca esastan reddine karar vererek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 341/2, 352/1-b maddeleri gereğince USULDEN; davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine iadesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.900,68 TL istinaf karar harcından peşin alınan 724,53 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.176,15 TL harcın davalı taraftan alınarak Hazine’ye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
4-Tarafların yaptığı istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince ilgili tarafa İADESİNE,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince dava değerinin 238.730,00 TL’nin altında olması nedeniyle kesin olarak karar verildi.14/09/2023