Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/595 E. 2023/440 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 18/11/2020
DAVANIN KONUSU : İtrazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 07/03/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Müvekkil bankanın Kumluca şubesi ile davalı kredi müşterisi … Otomotiv Traktör Motorsiklet Yedek Parça İnşaat Ticaret ve San. Ltd. Şirketi arasında 22/06/2018 tarihli kredi genel sözleşmesinin imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden adı geçen şirkete KGF destekli ticari kredi sözleşmesi kullandırıldığını, diğer davalı borçlular olan … ve …’nin de söz konusu kredi genel sözleşmesini müteselsil kefil sıfatı ile imzalayarak kefalet limiti kapsamında borcun tamamının sorumluluğunu üstlendiklerini, kredi borçlarının ödenmemesi üzerine kredi kullanan davalı asıl borçlu şirket ile diğer davalılara noter tarafından borç bakiyesinin bildirildiğini, hesap kat ihtarnamesinin adı geçen davalılara ihtar edildiğini, kredi borcun ihtarnameye rağmen ödenmemesi üzerine Antalya 11. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibine geçildiğini, söz konusu ilamsız takibe davalılar vekilinin itiraz dilekçesi ile yetkiye, borcun sebebine, ferilerine, faize, faiz oranına itiraz edildiğini, arabuluculuk bürosuna yaptıkları başvuru neticesinde anlaşmaya varılamadığını, davalıların icra takibine yaptıkları itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek hesap kat ihtarı ile muaccel olan müvekkil banka alacağının tahsili amacıyla Antalya 11. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibine davalıların yaptığı haksız itirazın iptaline, takibin takip talebindeki şartlar dahilinde devamına, haksız dayanağı olmayan itirazları ile takibi uzatma amacıyla kötüniyetli davranan davalıların %20 oranındaki icra inkar tazminatını ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalı vekili, İcra dosyasına sunmuş oldukları itiraz dilekçesini tekrar ettiklerini, müvekkilleri yönünden yetki itirazında bulunduklarını, müvekkil şirketin adresinin Kumluca olduğunu, müvekkillerden …’un adresinin Finike oldğunu, . …’un adresinin ise Fethiye olduğunu, bu nedenle davaya yetkili icra dairesinin Antalya İcra Daireleri değil şirket için Kumluca İcra Dairesi, … için Finike İcra Dairesi, … için de Fethiye icra dairelerinin olduğunu, davaya dayanak belge ve eklerine, kredi sözleşmesine, ihtarname ve hesap özetine itiraz ettiklerini, söz konusu icra dosyasına yaptıkları itirazda da belirttikleri üzere müvekkillerin takip alacaklısına böyle bir borcunun bulunmadığını, borcun tamamına, borcun sebebine ve içeriğine itiraz ettiklerini, yine talep edilen faize ve faiz oranlarına itiraz etiklerini, faiz oranının fahiş öncelikle davanın reddine karar verilmesini ve %20′ den aşağı olmamak üzere müvekkiller lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “… davacı banka ile davalı şirket arasında düzenlenen 22/06/2018 tarihli 250,000,00-TL limitli genel kredi sözleşmesine diğer davalıların aynı limitle müteselsil kefil sıfatıyla imza attığı, sözleşmenin ve kefaletin TBK’nın 582 ve 583 Maddelerine uygun olarak düzenlendiği, yine davalı gerçek kişilerin asıl borçlu şirketin yetkilisi ve ortağı olmalarından ötürü TBK’nın 584/2 maddesi uyarınca eş rızasına gerek olmadığı, ödemelerde temerrüde düşülmesi üzerine davacı bankanın alacağı kat ederek noter yoluyla davalılara sözleşmedeki adreslerine ihtarname gönderdiği, ihtarnamenin asıl borçlu ile davalı …’ya 21/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı …’a ise aynı tarihte bila tebliğ iade edildiği, adresin sözleşmede yazılan adres olması sebebiyle tebliğin yapılmış sayıldığı, ihtarnamede verilen bir günlük sürenin ve hafta tatilinin geçmesi ile davalı borçluların 25/02/2019 tarihinde temerrüde düştükleri, ödeme yapılmaması üzerine davacı banka tarafından eldeki davaya konu takibin başlatıldığı, takip konusu alacağın taksitli kredi alacağı olduğu, sözleşmenin 13.maddesine göre bankanın uyguladığı en yüksek genel faiz oranının %50’sinin ilavesiyle bulunacak oran üzerinden gecikme faizi isteyebileceği, bankanın fiilen uygulamadığı faiz oranını dikkate alamayacağı, bu itibarla takipte istenen faiz oranının yüksek olup, davacının fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranı olan %23,40 akdi faiz oranına %50’sinin ilave edilmesiyle bulunan %35,10 oranında temerrüt faizi isteyebileceği bilirkişi raporunun bu tespitler ışığında yaptığı hesaplamaların denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olması sebebiyle dikkate alınması gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak bilirkişi raporu doğrultusunda takipte istenen tutarlar dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, borçlu itirazında haksız olduğundan ve alacak likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir…” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, alacağının eksik hesaplandığını, borçlulara ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren verilen süre sonuna göre temerrüt tarihi belirlenip bu tarihten sonra temerrüt faizi hesaplamasının yapılmasının hatalı olduğunu, her ödenmeyen kredi taksitinin vadesinin belirle olması sebebiyle ihtara gerek bulunmadığından taksit tarihinden sonra temerrüt faizi işletilmesi gerektiğini, hafta tatilinde borçlu temerrütünün gerçekleşmeyeceğine ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığını, sözleşmeye göre en yüksek faiz oranına %50 ilave suretiyle temerrüt faizinin uygulanacağının belirtilip müvekkili bankanın faiz oranlarını gösteren genelgesi gereğince temerrüt faizi talep ettiklerinin bilirkişinin temerrüt faizi oranına ilişkin hesaplamasının da hatalı olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, aldırılan bilirkişi raporunun bilimsel verilere uygun yargı denetimine elverişli olduğu, temerrüt faizinin başlangıç tarihinin kat ihtarnamesinin davalılara tebliğinden itibaren ihtarnamede belirtilen bir günlük atıfet süresi sonrasındaki ilk iş gününden itibaren başlatılması ve davacı bankaca uygulanan akdi fiilen uygulanan cari faizin %50’si oranında temerrüt faizi oranı tespitinin mevzuata ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına uygun olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.07/03/2023