Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/572 E. 2023/1434 K. 15.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 02/12/2020
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 15/09/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında akdedilen sözleşme mukabilinde davacı şirketçe sözleşmede kararlaştırılan Mermer Fuarı olarak adlandırılan … Fuarında manken temini suretiyle organizasyon işlemi yapıldığını, bu kapsamda davalı yana takibe esas 10.915,00TL’lik fatura kesildiğini, davalı yanca söz konusu fatura alacağının ödenmemesi üzerine davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, tirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatı yükletilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, davacı şirkete herhangi bir borçları olmadığını, davacı tarafından borcun sebebinin net olarak açıklanmadığını, borç bitmiş olmasına rağmen davacının daha fazla alma peşinde olduğunu, iş bu sebeple davacının kötü niyetli olduğunu, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacının üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “Eldeki dava hizmet sözleşmesine dayalı alacak için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Davacı vekili davalı tarafa sözleşme kapsamında manken hizmeti verildiğini ancak bedelinin ödenmediğini öne sürmüş davalı ise bedelin ödendiğini iddia etmiştir. Taraflar arasında sözleşmenin varlığı ve ifa edildiği noktasında uyuşmazlık yoktur. Sorun ödemenin yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır. Her iki taraf tacir olmakla ticari defterleri kesin delil niteliğindedir. Davalının ödeme iddiası noktasında incelenen defterlerinde 500 TL’lik bakiye borcun kaldığı anlaşılmıştır. Davacının defterlerinin incelenmesinde ise defterlerin usulüne uygun tutulmadığı, defterlerin sahibi lehine delil vasfında olmadığı bildirilmiştir. Defterler arasındaki fark davalının düzenlediği iade faturasından kaynaklanmakta olup bu faturanın davacı defterlerine işlenip işlenmediği belli değildir. Bu halde davacı defterlerin lehine delil olma özelliğinden yararlanamayacak ancak davalı taraf ile uyumlu olduğu ölçüde defterler delil vasfı taşıyacaktır. Bu kapsamda davalı tarafın usulüne uygun tutulmuş defterlerine göre borcun 500 TL’sinin ödenmediği anlaşılmakla davanın bu tutar üzerinden ispatlandığı” gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin konusunun “manken temini” olduğunu ve dosya kapsamındaki delillere göre edimin yerine getirildiğini, faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde de kayıtlı olduğunu, buna rağmen davalı tarafından kesilen iade faturasının nedeninin ve sebebinin belli olmadığını, ayıplı hizmet ile ilgili bir iddia veya savunmanın bulunmadığını, fatura bedellerinin rayicine uygun olduğunu, faturalara süresinde itiraz yapılmadığını, eksik incelemeyle karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, faturaya dayalı icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nın 83/1. maddesinde ticari uyuşmazlıklarda mahkemenin tarafların ticari defterlerinin ibrazına re’sen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebileceği düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 222. maddesine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1).
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir.
Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (HMK 222/4)
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
Somut olayda, davacının takipte fatura alacağına dayandığı, tarafların ticari defterlerinin bilirkişiler vasıtasıyla incelenmesine karar verildiği, her iki tarafın defterinde de davaya konu olan ve taraflar arasındaki ticari ilişkiyi yansıtan faturaların kayıtlı olduğu, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmamasına rağmen faturaların ve yapılan ödemelerin kayıtlı olup bakiye 6.830,00 TL alacağın kayıtlı bulunduğu, davalının usulüne uygun tutulan ticari defterlerinde de taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir biri takip konusu toplam iki adet faturanın ve yapılan ödemelerin kayıtlı olduğu, bunun dışında davalının defterlerinde 6.330,00 TL’lik bir iade faturasının kayıtlı olduğu, bu faturanın içeriğinin muhtevasının belli olmadığı gibi davacının defterlerinde de kayıtlı olmadığı, davacının defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmamış olmasının davalının tuttuğu bütün kayıtların geçerli olacağı anlamına gelmeyeceği, sadece usulüne uygun tutulmayan defter kayıtlarının sahibi aleyhine delil teşkil edeceği, davacının defterlerinde aleyhe teşkil edecek bir husus bulunmadığı, bu nedenlerle davanın 6.830,00 TL asıl alacak yönünden kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken muhtevası ve sebebi belli olmayan ve davacıya tebliğ edildiği ispat edilemeyen iade faturasına göre, 500,00 TL asıl alacak üzerinden hüküm kurulmasında usul ve yasaya uygunluk bulunmadığı, davacının buna ilişen istinaflarının yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/12/2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
a-Davanın KISMEN KABULÜ ile Antalya 1. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibine davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 6.830,00 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Alacak likit olduğundan 6.830,00 TL asıl alacağın %20’sine tekabül eden 1.366,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
b-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 466,55 TL harçtan peşin alınan 186,41 TL harcın mahsubuyla bakiye 280,14 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
c-Davacı tarafından yatırılan 186,41 TL başvurma harcı ile 44,40 TL peşin harç olmak üzere toplam 230,81 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-Davacı tarafından yapılan davetiye gideri 53,70 TL, posta masrafı 36,90 TL, bilirkişi masrafı 1.000,00 TL, talimat masrafı 38,00 TL olmak üzere toplam 1.128,60 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 706,21 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanının davacı üzerinde bırakılmasına,
e-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
e-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 6.830,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan 4.085,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
g-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
3-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davacının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 59,30 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde davacıya iadesine,
b-Davacı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 43,00 TL posta masrafı, 16,50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 251,60 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d-Davacı tarafından yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
4-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.15/09/2023

….