Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/555 E. 2023/1187 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 25/09/2020
DAVANIN KONUSU : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 15/06/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalının … imal ettiğini, müvekkilinin davalıdan ileride teslim alacağı un için avans olarak davalı emrine çek keşide etmekte olduğunu, taraflar arasında bu şekilde devam eden ticari ilişkide müvekkilinin Türk Ekonomi Bankası Denizli … Şubesinin hesabından ve Asya Katılım Bankası Denizli … Şubesi hesabından verilen çekleri ileride teslim alacağı ticari emtia için avans olarak keşide edip davalıya teslim etmiş, çek bedelleri ödendiği halde davalı vermeyi taahhüt ettiği unu müvekkiline teslim etmediğini, taraflar arasında 2015 yılı içinde gerçekleşen bu cari ilişkide müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu, davalı edimlerini yerine getirmediği için müvekkilinin zarar görmüş ticari faaliyeti neredeyse bitme noktasına geldiğini, davalının müvekkiline borçlu olduğunu, müvekkilinin ticari kayıt ve defterleri ve bankaların çek hesaplarına ilişkin kayıtları ile ortada olduğunu, davalı bedeli kendisine ödendiği halde mal teslim borcunu yerine getirmediğini, bu nedenlerden dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 100.0000,00 TL nin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, harç masraf ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, dava şartında eksiklik bulunduğunu, davacı ile şirketleri arasında birçok ticari alışveriş söz konusu olduğunu, bu alım satım sırasında bir takım çeklerin de kullanıldığını, ancak hiçbir zaman avans mahiyetinde bir çek alışverişi olmadığını, çeklerin avans olarak verildiği iddia ediliyor ise de yazılı delille ileri sürülmediğinden ve ispata muhtaç olduğundan iddiaları kabul etmediğini, bu nedenlerden dolayı öncelikle davanın yetkisiz mahkeme de açılmış olması nedeniyle mahkememizin yetkisizliğine, dava şartının bulunmaması nedeniyle davanın usulden reddini, davanın reddini, mahkeme masrafı ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “…davacı avans olarak vermiş olduğu çeklerin karşılığı olan malları davalının teslim etmediğini, davalıdan alacaklı olduğunu iddia etmektedir. Davalının ise malların teslim edildiği yönünde bir iddiasının bulunmaması sebebiyle ispat yükünün davacıda olduğu kanaatine varılmıştır. Mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının davalı cari hesabı borcuna işlediğini 6.421.940,40 TL çek tutarından, takas yolu ile ödemesi yapılan 4.563.014,40 TL çek bedelinden alacağında kayıtlı olan 3.799.381,65 TL nin alış faturaları çıkarıldıktan sonra un teslimi yapılmaması nedeniyle 763.632,75 TL ödemenin bedelsiz kaldığını, bu bakiyenin verilen avanslar hesabında takip edildiğini, TMSF ve Türk Ekonomi Bankası CD kayıtlarına göre ödemesi yapılan ve davacının davalı cari hesabına borç olarak işlenmiş olan karşılığında un alışı bulunmayan bedelsiz kalan toplam 763.632,75 TL’lik çeklerin takas yolu ile ödenmesi nedeniyle ön ve arka yüzlerinin görüntüleri dosya içeriğine sunulamadığından söz konusu çeklerde davalının ciro kaşe ve imzası olup olmadığını, bu çeklerin davacı tarafından davalı adına düzenlenen çekler olup olmadığının tespit edilemediğinin bildirildiği, davacının avans olarak verdiğini ve karşılığında mal alamadığı iddiasını ispat edemediği anlaşıldığından” davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, çeklerin önlü arkalı ekran görüntülerinin bankalara yazılacak ikinci bir müzekkere ile istenebileceğini, davalının ticari defter ve belgelerini sunmadığını, müvekkilinin ticari defter ve belgelerinin usulüne uygun tutulduğunu ve lehine delil teşkil ettiğini, davalının kendisini vekil ile temsil ettirmediği halde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı, malın teslim edilmediğini iddia etmiş olup, kural olarak kambiyo senedi olan çek ödeme vasıtası olup, aksi kararlaştırılmadıkça mevcut bir borcun tediyesi amacı ile verildiği yönünde bir karine mevcuttur. Bu karinenin aksini iddia eden davacı, çekin avans olarak verildiğini ve karşılığında mal teslim edilmediğini yazılı delille ispatlamakla yükümlüdür. (Benzer şekilde Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 11/05/2017 tarih, 2016/17472 Esas, 2017/3672 Karar sayılı ilamı).
Dosya kapsamında, davacının çeklerin avans olarak verildiğini ve karşılığında mal teslim edilmediğini yazılı delille ispatlayamadığı anlaşılmıştır.
1-HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, çek, ödeme aracı olup, ticari satımlarda mal teslimi anında bedelin ödenmesinin esas olmasına, davacının çekin avans olarak verildiğini HMK’nın 200, 201 vd. maddelerince yazılı delille ispatlayamamış olmasına, bu hususun ticari defterlerle ispatı da olanaklı olmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın aşağıda belirtilen bent haricinde hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin sair yönlere ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davalı kendisini vekille temsil ettirmediği halde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilecektir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/09/2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
a-Davanın REDDİNE,
b-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL harcın peşin olarak yatırılan 1.707,75 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.527,85 TL harcın talebi halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
d-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince davacıya İADESİNE,
3-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davacının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde davacıya İADESİNE,
b-Davacı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 43,00 TL posta masrafı, 19,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 210,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
d-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
4-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.15/06/2023

….