Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/546 E. 2023/1137 K. 09.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 04/12/2020
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 09/06/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili ile davalı …. Gıda ve İnş. San. Tic. Ltd. Şti. arasında ticari ilişkinin olduğunu, davalı tarafından; müvekkili adına vekili olduğu iddia edilen …’m sahte kaşe yaptırarak müvekkili adına düzenlenen 7 adet çeki zilyetliğinde bulundurduğunu, çeklerin vadesinin henüz gelmediğini, çeklerde belirtilen banka hesabında yer alan paranın üzerine bloke konulmasını ve 3. kişilere ödemeden men edilmesini yönünde İhtiyati tedbir kararı verilmesini, İcra Müdürlüklerinde, İcra takiplerine konu yapılmaması için müvekkilinin davalı … ile 3. kişilere borcu olmadığının tespitinin yapılmasını, çeklerin iptalini, çek teslim tutanaklarında imzaların tutmadığını, İstanbul Cumhuriyet Savcılığına da gerekli suç duyuruları yapılacağını, davalı … ‘dan bu çekler nedeniyle 123.750,00 TL tutarın ödenmediğini, davalı …’a teslim ederek borçtan kurtulduğunu iddia ettiğini, bunun mümkün olmadığını, davalı …’a menfi yönden tespit takdir edilmesini, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen sahtecilik yaparak ödenmeyen çeklerin tahsilini talep ettiğini, ayrıca davalı …’dan çeklerin dışında ticari alacağının olduğunu şimdilik bu haklarını gizli tuttuğunu, … adına açtıkları menfi tespit davasının kabulünü, 7 adet çekin iptaline veya müvekkiline iadesini bu mümkün olmadığı takdirde davacı müvekkil şirketin mal teslim etme edimi karşılığında 123.750,00 TL’sının davalı …İnş. San. Tic. Ltd. Şti’den ve davalı …’dan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile çeklerin keşide tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı … Ltd. Şti. vekili, Davacının müvekkili şirkete ürün sattığını bunun karışlığında ödemelerinin nakit veya çek ile tahsil ettiğini ancak dava konusu 7 adet çekin diğer davalı …’a teslim edildiğini diğer davalının tahsile yetkisi olmadığını bu sebeple ödemelerin geçersiz olduğunu iddia ederek dava konusu 7 ayık çekin iptaliyle bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmekle, çek iptal davaları Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiş olup çek iptal davalarının hasımlı olarak açılmasının mümkün olmadığını, ancak davacının Türk Ticaret Kanunu amir hükümlerine rağmen hasımlı olarak açtığı davada çeklerin iptalini talep ettiğini, bu durumda çek iptal talebinin doğrudan reddedilmesi gerektiğini, davacının kendi adına keşide edilen çeklerin diğer davalı …’ın elinde olduğunu bildiğine göre davacının açabileceği dava çek istirdat davası olup, bunu da …’a karşı açması gerektiğini, dava konusu çeklerin bizzat davacının yetki verdiği diğer davalıya iyi niyetle teslim edildiğini, davacının diğer davalı …’ın yetkili olmadığını bu nedenle müvekkil şirketin …’a teslim ettiği çeklerin yetkili olmayan kişiye teslim edildiğini bu nedenle bu ödemelerin geçerli ödeme olamayacağını iddia ederek çek bedellerini müvekkilden tahsilini talep ettiğini, ancak …’ın uzun yıllardan beri davacının İstanbul’daki tüm iş ve işlemlerinin takip eden ve aynı zamanda davacı adına keşide edilen çekleri teslim alan kişi olduğunu, tüm çeklerin …’a teslim edildiğini davacının ise 05.01.2016 tarihinden beri diğer davalı …’a teslim edilen 50 adet üzerindeki çeklere hiçbir itirazda bulunmadığını, çok uzun süreden beri kendi adına keşide edilen çeklerin …’a teslim edilmesini isteyen kişinin bizzat davacı olduğunu, aradan geçen uzunca süre ve onlarca çeke hiçbir itirazının olmamasının bu hususu açıkça doğruladığını, davacının böyle bir talebinin olmadığını iddia etse bile uzunca süre …’a teslim edilen çeklere itiraz etmemesi ve sessiz kalmasının bile diğer davalıya çek teslimini talep ve muvafakat ettiğini bizzat gösterdiğini, esasen tacir olan davacının, vekilin hakediş bedellerini tahsile yetkisi olmadığı halde, hakediş bedellerinin bu kişi tarafından uzunca sayılabilecek bir süre çekilmesine sessiz kalarak zımnen muvafakat ettiği ve davalının davacıya olan borcunu söndürmek gayesinin iyiniyetli ödeme yaptığının kabulü gerektiğini, davacı ile 13.09.2017 tarihinde yapılan cari hesap mutabakatı davacının kötüniyetini ve haksızlığını kanıtladığını, bu sebeplerle; yetkiye ilişkin yaptıkları itirazıın kabulü ile dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, İhtiyati tedbir kararının telafisi imkansız zararlara yol açacağı savunmaları da dikkate alındığında açık olmakla tedbir kararının kaldırılmasını, müvekkili aleyhine açılan iş bu davanın reddini, yargılama gideri ve ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının çek teslim evraklarına ilişkin sahtecilik iddiası bulunmasına rağmen bu konuda savcılığa yapmış olduğu bir başvurunun olmaması, çeklerin hamiline değil davacının emrine yazılı olması ve bu çeklerin ancak davacının cirosuyla elden çıkabilecek olması , davacının cirodaki muhtemel imzalara da şimdiden itirazın yerinde olmaması ve bu hususun başka bir davanın konusu olması, davalı …’ın kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğu hususuna ilişkin davacı tarafçe hiç bir delil bildirilmemesi, çeklerin bir kısmının davacı şirket tarafından bizzat tahsil edildiğinin bankalara yazılan müzekkerelerden anlaşılması, davalı …’ın davacı adına bir çok çeki teslim alması ve davacının bu tahsilatlara bir itirazının olmaması , dava konusu çeklerle borcun kapandığının sabit olması karşısında davacının iş bu davasında haksız olduğu anlaşılmakla davalılara açtığı davaların reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tüm deliller toplanmadan karar verildiğini, bilirkişi raporları arasında çelişkinin giderilmediğini, müvekkili şirketin davalı şirketten alacaklı olduğunun hiçbir şekilde dikkate alınmadığını, davaya konu olan çeklerin müvekkili şirkete veya yetkilisine hiçbir zaman teslim edilmediğini, davalı şirketin müvekkiline borcu olduğunun ticari defterler üzerinden yapılan inceleme raporu ile tespit edildiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, menfi tespit, çek iadesi ve alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davaların reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı dava dilekçesindeki açıklamalarına binaen özetle, davalı …’a ve üçüncü kişilere yönelik 7 adet çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine, 7 adet çekin iptaline, bu çek asıllarının müvekkiline iadesine, olmadığı taktirde 123.750,00 TL’nin davalı …. Ltd. Şti.’nden ve davalı …’dan faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama sırasında davacı vekili 16/05/2019 tarihli celsedeki beyanında, menfi tespite konu çeklerin ödendiğini, menfi tespit davasının konusuz kaldığını, bu davayı takip etmediklerini, davayı alacak yönünden her iki davalılar yönünden takip ettiğini beyan etmiştir.
Davacı dava dilekçesinde menfi tespit, çek iptali, çeklerin iadesi, olmadığı taktirde terditli olarak nihai talep alacak talebinde bulunmuştur. Davacı vekili duruşmadaki beyanında, çeklerin ödendiğini beyanla, menfi tespit davasını takip etmediğini beyan etmiştir. Ancak ara kararda, bu dava yönünden işlemden kaldırma kararı verilmediği, çek iptali ve istirdadı yönünden de herhangi bir beyanının alınmadığı ve bu yönde hüküm kurulmadığı anlaşılmıştır.
Hükmün kapsamı başlıklı HMK’nın 297. maddesinde “(1) Hüküm “Türk Milleti Adına” verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.
(2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesi yer almıştır.
Karar da çek iptali / iadesi yönünde hüküm kurulmaması HMK’nın 297. Maddesine uygun değildir.
Kabule göre de,
1-Davacının menfi tespit davasını takip etmediği yönündeki beyanı karşısında hazır olan davalı vekiline, bu davayı takip edip etmeyeceğinin sorulmaması ile sonucuna göre menfi tespit davasının HMK’nın 150. Maddesi gereğince işlemden kaldırılıp kaldırılmayacağına karar verilmemesi,
2-Davaya konu çek görüntülerinin ( önlü arkalı) celp edilmemesi,
Usul ve yasaya uygun değildir.
Bu nedenlerle, sair istinaf sebepleri incelenmeksizin davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6, 355. maddeleri uyarınca kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde değerlendirme yapılarak ulaşılacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/12/2020 tarih ve …. Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırıldığından davacı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
5-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince talebi halinde davacıya İADESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
9-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.09/06/2023