Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/535 E. 2023/1188 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 07/10/2020
DAVANIN KONUSU : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 15/06/2023
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalı-borçluların, imzalamış olduğu Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden müvekkili banka tarafından takip borçlusu …, … Tic.Ltd. Şti.’ne muhtelif ticari kredi kullandırıldığını, diğer davalıların genel kredi sözleşmesini müşterek/müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek Gebze 3. Noterliğinin 22/04/2019 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, ihtarnameye rağmen borç ödenmediği gibi ödeme planına da bağlanmadığını, davalıların Genel Kredi Sözleşmesinin 6.1.maddesine göre ihtilaf halinde müvekkili banka defter ve kayıtlarının muteber olduğunu, delil anlaşması çerçevesinde kabul ettiklerini, ihtarnamede belirtilen alacağın tahsili için Denizli 9.İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalılar vekilinin yaptığı borca itiraz üzerine icra takibinin durduğunu, davalılar vekilinin itiraz dilekçesinde kısaca icra takibine, ödeme emrine, borca, faize ve diğer tüm ferilerine itiraz ettiklerini, davalıların borca itirazlarının haksız ve dayanaktan yoksun olduğunu, asıl alacak tutarları ihtarname ile kesinleşen anapara ve ihtarname tarihine kadar işlemiş faiz ve BSMV’den oluşmakta olup, asıl alacak tutarlarına yapılan itirazın haksız olduğunu, faiz oranının da sözleşmelerde belirlenen oranlarda talep edildiğini, faize yapılan itirazların da haksız olduğunu, Genel Kredi Sözleşmesinin 2.7.1. maddesi gereği borcun muaccel olması durumunda temerrüt tarihinden borcun tamamen tasfiye edildiği tarihe kadar bankaca uygulanan en yüksek kredi faiz oranının 2 katı faiz talep edileceğinin açık olduğunu, davalı borçluların elinde, sorumlu olduğu borçlar ile ilgili ödeme yaptığına dair herhangi bir belge bulunmadığını, kötü niyetli olarak icra takibinin durdurmak ve mal kaçırmak amacı ile borca itiraz ettiklerini, bu nedenlerle davalıların itirazının iptali ile haklarındaki takibin devamına, takibi geciktirmeye yönelik itiraz eden kötü niyetli davalıların takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkilin banka ile akdetmiş olduğu, diğer müvekkillerin de kefil sıfatıyla imzalamış olduğu kredi sözleşmesine göre kullandırılan kredinin, KGF (Kredi Garanti Fonu) kapsamında kullanılmış bir kredi olduğunu, müvekkilinin kredi ödemelerini düzenli olarak yapmaktayken, genel çaptaki ekonomik sebeplerle ödemelerinin aksadığını, ancak KGF kredilerinde uygulanacak mevzuata bakıldığında, Kredi Garanti Kurumlarına Sağlanan Hazine Desteğine İlişkin Karar (Resmi Gazete No: 29896,Tarih: 22/11/2016) Madde 6/1 uyarınca, “(1) Temerrüt sonrası takip süreçleri kredi verenlerce yürütülür.” maddesi dayanağınca KGF adına takip sürecini kredi veren bankaların yürütüleceğini, yine devamında Madde 6/2 ifadesine göre “(2) Kurum temerrüt durumunda, gecikme faizi ile temerrüt faizi hariç olmak üzere kredinin anapara bakiyesi ile azami 90 günlük bekleme süresi boyunca uygulanan faiz/kâr payı/kira tutarı ödemelerini kefaleti oranında tazmin eder. Gayrinakdî kredilerin tazmininde 90 günlük bekleme süresi boyunca nakit kredi faiz/kâr payı/kira tutarı oranı uygulanır. Kredi veren tarafından tazmin talebinde bulunulmadan önce, yararlanıcıya Kararın 4 üncü maddesi ile hüküm altına alınan yapılandırma kapsamında veya 15/8/2018 tarih ve 30510 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Finansal Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması Hakkında Yönetmelik kapsamında yapılandırma imkanı tanınmış olması gerekir.” hükmünün mevcut olduğunu ancak müvekkile bu madde kapsamında herhangi bir yapılandırma imkanı tanınmadığını, davacı banka tarafından müvekkile gönderilen ihtarnamelerde mevzuatın öngördüğü şekilde bir yapılandırma teklifinde bulunulmadığını, müvekkile yüklenen faizlerin fahiş oranda olduğunu, fahiş miktardaki faiz oranlarının uygulanmasının müvekkilin mahvına sebep olacağını, icra dosyasına yapılmış olan itirazın davacı yanın iddia ettiği gibi kötü niyetli ve takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olmadığını, müvekkiller hakkında geçilen icra takibinin ve fer’ilerinin geçerli olup olmadığının, mevzuata uygun şekilde yapılıp yapılmadığının ortaya çıkması için uzman raporları eşliğinde bir yargılamaya ihtiyaç olduğunu, bu nedenlerle davacı yanın iddia ve taleplerinin reddi ile müvekkiller aleyhine açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı banka ile davalı …, … Tic.Ltd. Şti.’ arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı … ve … ltd şti’inde kefil sıfatıyla imzasının yer aldığı, kefalet limitinin 5.000.000,00 TL olduğu, bu taahütnameden doğan borcun ödenmediği, ödenmeyen borçtan davalı … ve … ltd şti’nin de kefil sıfatıyla sorumluluğunun bulunduğu, davacı bankanın takip tarihi itibariyle bu taahütnameden kaynaklı alacağının bilirkişi raporu ile tespit edildiği, davalı şirket ve kefillerin takip tarihinden önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bilirkişi tespitinin yerinde olduğu kanaatine varılmakla bilirkişi raporunda tespit edilen miktarlar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili ve davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İlk derece mahkemesince 07/10/2020 tarihli ek karar ile davalılar tarafından gerekli harç ve masrafların yatırılmaması nedeniyle davalıların istinaf talebinin vazgeçme nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, akdi faiz başlangıç tarihlerinin ve ticari kredili mevduat hesabı faiz oranlarının hatalı belirlendiğini, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Denizli 9. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı … A.Ş. Tarafından davalı borçlular aleyhine artı para kredisinden dolayı 50.138,21 TL asıl alacak, 3.301,52 TL işlemiş akdi faiz, 1.148,95 TL işlemiş temerrüt faizi, 222,53 TL BSMV, 380,88 TL ihtarname gideri, 606,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 55.798,09 TL, taksitli ticari krediden dolayı 1.743.696,20 TL asıl alacak, 80.830,41 TL işlemiş akdi faiz, 26.090,73 TL işlemiş temerrüt faizi, 5.346,05 TL BSMV olmak üzere toplam 1.855.963,39 TL alacağın tahsili için icra takibi başlattığı, borçlular vekilinin süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, 11/06/2019 tarihinde takibin durduğu anlaşılmıştır.
KMH kredileri için uygulanabilecek akdi ve temerrüt faiz oranlarının TCMB tarafından tesbit edilecek oranları geçemeyeceği, TCMB Tebliği gereğince Ticari kredili mevduat hesabı için takip tarihi itibariyle uygulanabilecek akdi faiz oranının %25,80, temerrüt faiz oranının %31,80 olması karşısında davacı vekilinin kredili mevduat hesabı kredisinden doğan akdi ve temerrüt faiz oranlarına ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.
Davacı tarafça yapılan icra takibinde asıl alacağa ayrı ayrı akdi faiz ve temerrüt faizi talep edilmiştir. Bilindiği üzere temerrüt tarihine kadar işlemiş akdi faizin anaparaya eklenerek, takip başlatılması ve toplam bu miktar üzerinden temerrüt faizi uygulanması banka açısından mümkün olmakla birlikte; bankaca bu şekilde bir işlem yapılmaksızın işlemiş akdi faiz kaleminin anaparadan ayrı olarak istenilmesi de mümkündür. Bilirkişi tarafından, taleple bağlılık gerekçesi ile hesap kat tarihi olan 22/04/2019 tarihinden temerrüt tarihi olan 07/05/2019 tarihine kadar akdi faiz ve vergisi, temerrüt tarihi olan 07/05/2019 tarihinden takip tarihi olan 30/05/2019 tarihine kadar temerrüt faizi ve vergisi hesaplanmış ise de, davacı takip talebinde işlemiş akdi faiz alacağını asıl alacakla kapitalize etmeksizin ayrı bir kalem olarak talep ettiğinden taleple bağlılık kuralı gözetilerek kat öncesi işlemiş akdi faiz ve gider vergisinin de hesaplanması gerekirken akdi faizin anılan şekilde hesaplanması doğru olmamıştır.
İlk Derece Mahkemesince yapılacak iş, banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilerek kat öncesi işlemiş faiz ve gider vergisinin de hesaplanması için gerektiğinde aynı bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuç dairesinde hüküm kurulmasından ibarettir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/10/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince talebi halinde davacıya İADESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.15/06/2023

……