Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/533 E. 2023/1208 K. 19.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 07/09/2020
İHBAR OLUNAN : TASARRUF MEVDUATI SİGORTA FONU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ -Tmsf Büyükdere Cad No:143 Esentepe Şişli/ İSTANBUL
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Kara Taşımacılığı Kaynaklı)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 19/06/2023
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili şirkete 23/05/2018, 20/08/2018 ve 17/09/2018 tarihlerinde davalı … A.Ş. Firmasınca teslim edilen 3 adet Samsung Marka Ankastre Davlumbaz isimli ticari eşyanın davacı tarafından hasarlı olması nedeniyle iade edildiğini, davalı şirkete ait kargo acentesinin ürünlerini alıkoyarak hasar tanzim işlemini başlatmadığnı davacı şirket tarafından tutanak talep edildiği halde ilgili acente tarafından işlemin yerine getirilmediğini, gerekli işlemlerin yerine getirilmesi için davacı şirketçe uğramış olduğu tüm zararların tazminine ilişkin Antalya 10. Noterliği 10.10.2018 tarihli … yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini, davalı tarafça karşılık verilmediğini bu nedenlerle davalı şirketin … acentesi tarafından hasar sebebi ile alıkonan ve hasar tanzim işlemleri yapılmayan ürünlerin öncelikle fatura bedelleri olan 2.700.00.-TL’nin müvekkili şirkete ödenmesini veya yerine aynı ürünün hasarsız olarak temin ve teslimine ayrıca kargo ücreti olarak ödenmiş olan 100,00.-TL ücretin davalıdan tahsili müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin 22.11.2016 tarihli ve 677 sayılı KHK ile TMSF’ ye devredildiğini, dava şartı yokluğu sebebiyle iş bu davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirketinin adresinin Bağcılar/İstanbul olması nedeniyle yetkili mahkemenin Bakırköy Mahkemeleri olduğunu ayrıca davacı yana davaya konu 3 adet kargonun ihtirazı kayıtsız teslim edildiğini, davaya konu kargoların içeriğinin bilinmediğini, gönderen kargonun içeriği ile ilgili müvekkil şirkete herhangi bir bilgi de verilmediğini, bu nedenle içerisinde 2.800,00.-TL değerinde bir ürün olduğunun kabul edilemez olduğunu, iş bu davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, “… davacı tarafından … sitesi üzerinden satışı yapılan ve alıcılara teslim edilmek üzere taraflar arasında davacıya ait 3 adet davlumbaz fırının taşınması hususunda anlaşma yapıldığı, ürünlerin davacı gönderici tarafından davalı kargo şirketinin Dokuma şubesine, muhteviyatı belirtilmeden, 23/05/2018 tarihinde 1 koli 30 kg. , 20/08/2018 tarihinde 1 koli 80 kg. ve 18/09/2018 tarihinde 1 koli 65 kg. olarak teslim edildiği, dosyadaki bilgi ve belgeler ile davacı vekilinin 07/02/2020 tarihli beyan dilekçesine ekli belgeden de anlaşılacağı üzere alıcısı … ve … olan ürünlerin hasarlı, alıcısı … olan ürünün ise önce farklı bir alıcıya teslim edildiği akabinde gerçek alıcısına teslimi sırasında ürünün hasarlı olması nedeniyle … internet sitesi tarafından iade işlemlerinin onaylandığı, ürünlerin davacıya ya da alıcılara teslim edilmediği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin varlığı ve niteliği, HMK’nın 10 ve 14 maddeleri, ayrıca TTK’nın 890/2 maddesi uyarınca fiili taşıyıcı konumundaki davalı şirketin acentesinin yerleşim yerinin Antalya oluşu gözetilerek davalı vekilinin yetki itirazının reddine karar verilmiştir. bilirkişi raporu ve ek raporu uyarınca yapılan hesaplama sonucunda taşıyıcının sorumluluk sınırının 12.326,00 TL. olarak belirtildiği, ancak Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/2501 Esas, 2015/7524 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere gerçek zarar miktarı, davalı taşıyıcının 6102 sayılı TTK’nın 882. maddesi uyarınca sorumlu olduğu üst sınırının altında olması halinde gerçek zarar miktarına hükmedilmesi gerekeceğinden fatura bedeli olan 2.597,00.-TL ve TTK’nın 683. Maddesi uyarınca bilirkişi raporunda belirtilen 3 adet taşıma ücreti toplamı olan 88,00 TL olmak üzere toplam 2.685,00TL’nin davalıdan tahsiline, davacı vekili ıslah dilekçesi ile yasal faiz talebinde bulunduğundan ve davalıya 10/10/2018 tarihli ihtarnamenin 12/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tebliğinden itibaren belirlenen 3 iş gününün geçmesi ile temerrüde düşürüldüğünden hüküm altına alınan tazminata temerrüt tarihi olan 17/10/2018 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine …” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece mahkemesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olarak kısmen kabul kararı verdiğini, 21/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere TTK 882.maddesi gereğince özel çekme hakkını karşılayan tutar ile PTT kargo ve kurye gönderileri hakkında yönetmeliğin 25.maddesi hükümlerinin dikkate alınmasının gerektiğini, fatura bedellerinin dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunan davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle: taşınır sözleşmesi sırasında fatura, irsaliye vb. paylaşımlarının yapılmadığını, kargonun taşımaya uygun bir şekilde teslimi ve ambalajlama yükümlülüğünün kargo göndericisine ait olduğunu, kabul anlamına gelmemek ile birlikte TTK 878/1-b,d fıkrası uyarınca müvekkili şirketinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, iddia edilen hasara ilişkin olarak herhangi bri hasar tespit tutanağının bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından davacıya hasar tazmini konusunun görüşülmek üzere dosya başlatılmasının teklif edildiğini, ancak davacı tarafından kabul edilmediğini, TTK 882.madde gereğince müvekkili şirketinin sorumluluğunun paketin ağırlı ile sınırlı olduğunu, davacının kötü niyetinin ortada olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, taşıma sözleşmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İstinafa konu kararda kabul edilen miktar 2.685,00 TL’dir. Davalı bu miktar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
02 Aralık 2016 gün ve 29906 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 Sayılı Yasanın 41. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 3.000,00 TL’ye çıkarılmıştır. Bu miktar 2018 yılı için 3.560,00 TL, 2019 yılı için 4.400,00 TL’dir, 2020 yılı için 5.390,00 TL, 2021 yılı için 5.880,00 TL, 2022 yılı için 8.000,00 TL, 2023 yılı için 17.830,00 TL’dir.
İstinafa konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra 07/09/2020 tarihinde verildiğinden miktar itibariyle kesin nitelikte olup, davalı vekilinin istinaf talebinin kesinlik sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin istinaf talebi yönünden;
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, dosyada mevcut bulunan kargo taşımasına konu malların faturaları esas alınmak suretiyle gerçek zararın tespit edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
7-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.19/06/2023

……