Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/53 E. 2022/1757 K. 02.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 28/09/2020
DAVANIN KONUSU: Tazminat
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 02/12/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, Müvekkili ile aralarındaki hizmet sözleşmesi uyarınca davalı şirketin müvekkili şirkete teknik destek güvenlik ve periyodik bakım hizmeti sunmakta iken müvekkilinin bilgisayarlarına, bilgisayar korsanları tarafından gerçekleştirilen saldırı sonucunda bilgisayardaki şirkete ait verilerin korsanlarca şifrelendiğini, bu şekilde bilgisayarlarına dışarıdan erişim yapılmasına davalının sebebiyet verdiğini, zira davalı tarafından müvekkili şirketin bilgisayarlarının güvenlik duvarının ve uzak masaüstü sunucularının müvekkil şirket sunucusuna erişim imkanı sağlayan kısmın açık bırakıldığını, bu sebeple 04/07/2017 tarihinde meydana gelen saldırının başarıya ulaştığını, 07/10/2017 tarihinde durumun anlaşıldığını, hemen davalı şirkete bildirildiğini, davalı şirket yetkilisi tarafından kusurlarının kabul edildiği ancak müvekkilinin zararının giderilmediği, bu korsanlarca yapılan şifreleme nedeni ile müvekkilinin kendi verilerine ulaşamadığı için gerekli vergi beyanlarını düzenleyemediğini, para cezası ile karşılaşmamak için başka bilişim uzmanlarına ek mesai ve ücret ödenerek gerekli sistemin kurdurulduğunu, meydana gelen zarardan davalı şirketin sorumlu olduğunun yapılan uzman incelemesinden de anlaşıldığını, davalı şirket yetkili çalışanı …’ ın da tutanağı imzalayarak bunu kabul ettiğini, bu güvenlik hizmeti için müvekkilinin davalı şirkete 9.973,86.-TL ödeme yaptığını, yeni bir sunucu ve yeni bir hizmet için de dava dışı başka bir kişiye müvekkili tarafından 10.208,98.-TL ödeme yapıldığını belirterek, ödenen bu miktarın 04/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, Davacının sunuculara erişimin sağlanamamasına sebebiyet veren bir durumun gerçekleştikten 3 ay sonra fark edilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, müvekkili ile davacı arasında bakım hizmet sözleşmesi bulunmadığını, müvekkilinin böyle bir hizmet vermediğini aralarındaki ilişkinin sistemin kurulması ve teknik desteğin verilmesi sunuculara erişim durumunun belirlenmesi ve talep edildiğinde sair destek hizmetlerinin sağlanmasından ibaret olduğunu, bunların içinde güvenlik hizmetinin sağlanmasına yönelik bir taahhüt olmadığını, olağan teknik destek ve periyodik bakımın güvenlik hizmeti vermeyi de gerektirmediğini, açık bırakıldığı belirtilen portun sadece davacı şirketin talimatı ile açılıp kapatılabildiğini, böyle bir talimat gelmeden sunucuların kapatılmasının müvekkili şirketin yetkisinde olmadığını, davacı için kurulan sistemin şifrelerinin salt müvekkili nezdinde bulunmadığını, bu yüzden müvekkile sorumluluk atfedilemeyeceğini, müvekkili aleyhindeki tutanağı imzalayan …. ın müvekkili şirketin yetkilisi olmadığını, yalnız bir teknik servis elemanı olmadığını ve bu tutanağın kendisine zorla imzalatıldığını, talep edilen miktarların olayla ilgili yapılan harcamaya ilişkin olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “… Zararın davalının sorumluluğundaki bir husustan kaynaklandığı açıktır. Zira başta davacı ile aralarında imzalanan sözleşmenin yuka- rıda ayrıntıları yazılı 6. Maddesi, imzalanmamış olsa bile bilgilendirme teklif formundaki güvenlik duvarının yeniden yapılandırılmasını sağlayarak internet çıkışlarında site giriş hak- larının yapılandırılması hizmeti verileceğinin belirtildiği, bu belirtmeye uygun olarak davalı şirket çalışanının meydana gelen zararla ilgili sorumluluğu davalı şirkette olduğunu ilişkin 09/10/2017 tarihli tutanağı düzenlediği, yine davalı şirket çalışanının uzaktan erişime ilişkin şifreleri paylaşmaları halinde meydana gelen zararlardan sorumlu olmayacaklarını belirtmesi karşısında, davacının belirtiği zarardan, davalının sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Bu sebeple aksi yöndeki davalı iddiaları yerinde bulunmamıştır. Bundan sonra zarar miktarının hesabı söz konusudur. Bu konuda bilirkişi raporu alın- mış, hükme esas olan bilirkişi … ‘ ın raporuna göre, meydana gelen 8.750,24.-TL zarardan davalı sorumludur. Ki bu mahkememizce de kabul edilmektedir. Davalıya ödenen faturanın 7.604,24.-TL si doğrudan bu güvenlik hizmeti ile ilgilidir. Bu hizmetin yetersizliği sebebi ile meydana gelen zararın telafisi için 3. Bir firmaya ödenen miktar ise 1.146,00.-TL olup, diğer ödemelerin zararla doğrudan ilgisi yoktur. Bilirkişinin bu belirlemesi doğrusunda davanın aşağıdaki şekilde kısmen kabulüne …” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kısmen reddine ilişkin ve faiz yönünden kurulmuş olan hükmün hukuka aykırı olduğunu, mevcut alacaklarının muaccel olduğunu, ödemenin vadesinin bulunduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafından sunulan uzman raporun hukuken dinlenilmesinin mümkün olmadığını, anılan raporda sunucuların açık hale getirildiği ve zararın bu sebeple meydana geldiğinin tespit edildiğini, davacı tarafın talimatı ile açık halen getirilen sunuculardan doğan zarardan müvekkilinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin kendi tasarrufu ile sunucuları kapatmasının da mümkün olmadığını, meydana gelen zararda müvekkilinin kusurlu olduğuna dair tespite dayanak tutanakta imzası bulunan …. ın müvekkili şirketin yetkilisi olmadığını, bu nedenle müvekkiline sorumluluk atfedilemeyeceğini, bu şahsın şirket çalışanı olduğunu, ancak şirket adına bağlayıcıyı işlem yapma yetkisinin bulunmadığını, evrakında zorla imzalatılan bir evrak olduğunu, müvekkili şirket ile davacı arasında imzalanan yada varlığı ikrar edilen bir sözleşme bulunmadığını, davacı tarafça sunulan 01/05/2015 tarihli sözleşmenin imzalanmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile bu sözleşmenin de 12 ay süreli olduğunu, zarar tarihi itibariyle yürürlükte olmadığını, yine dosyada mevcut 08/11/2016 tarihli yazışmada görüleceği üzere şifrenin davacıya verildiğini ve değiştirilmesinin istenildiğini, müvekkilinin sistem güvenliğine ilişkin sorumluluğunun sunucu erişim bilgilerinin 2016 yılında davacıya verilmesi ile son bulunduğunu, davacı tanığın da dahil olduğu mail grubundaki yazışmalardan şifrelerin sadece müvekkili şirket bünyesinde mevcut olduğuna dair İlk Derece Mahkemesi çıkarımlarının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, söz konusu yazışmalarını da dosyaya sunulmadığını, davacının saldırının 04/07/2017 tarihinde meydana geldiğini, 07/10/2014 tarihinde anlaşıldığını belirtmesinin izaha muhtaç olduğunu, 3 ay boyunca davacının bu durumu fark etmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalının, 11/08/2017 tarihinde cihaz güncellemesi yaptığına ilişkin bilirkişi raporu, teknik olarak davalının güvenlik duvar bakım hizmeti verdiğine ilişkin bilirkişinin tespiti, davalı şirket çalışanı … ça imzalanan 09/10/2017 tarihli güvenlik duvarının yetersiz kalarak hacklenmeye sebep olduğu ve sistemin tüm şifrelerinin davalı şirket çalışanında bulunup mevcut konudan davalı firmanın sorumlu olduğuna dair tutanak birlikte değerlendirildiğinde, davalı vekilinin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Ancak, davacı tarafça dava öncesinde söz konusu zararın tazminine ilişkin olarak miktar belirtir şekilde davalı tarafa zararın giderilmesi için Antalya 10. Noterliğinin 24/11/2017 tarih…. yevmiye nolu ihtarnamesi ile talepte bulunulduğu, bu ihtarnamenin davalı tarafa 04/12/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafında bu ihtarnameye karşı 04/12/2017 tarihli cevabi ihtarnamesinin bulunduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde davacının 04/12/2017 tarihinden itibaren faiz talep etmesinde haklılığı bulunduğu hususu gözetilmeksizin dava tarihinden itibaren faiz hükmedilmesi hatalı olmuş olup, davacı vekilinin istinaf talebinin bu yönden yerinde olduğu, davacının diğer taleplerinin donanımsal satın aldığı mallara ilişkin olması sebebiyle bilirkişice tespit edilen bölüm yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacı vekilinin diğer istinaf taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
3-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 28/09/2020 tarih ve …. Esas, …. Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
4-a-Davanın kısmen kabulü ile, Davacının uğradığı zarara karşılık ödediği 7.604,24.-TL ve dava dışı 3. Kişiye ödediği 1.146,00.-TL olmak üzere toplam 8.750,24.-TL’ nin 04/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine,
b-Alınması gerekli 597,72.-TL harçtan, peşin olarak alınan 344,68.-TL harcın mahsubu ile kalan 253,04.-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
c-Davacı tarafça yapılan dava ilk masrafı 87,70.-TL, tebligat masrafı 204,70.-TL, müzekkere masrafı 25,00.-TL, bilirkişi ücreti 400,00.-TL, tanık ücreti 30,00.-TL, olmak üzere toplam 659,70.-TL yargılama giderlerinin davada kabul ve reddedilen miktar dikkate alınarak hesaplanan 286,01.-TL ve mahkememizde peşin olarak alınan harç gideri 344,68.-TLolmak üzere toplam 630,69.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlasının davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
d-Davalı tarafça yapılan tebligat masrafı 11,00.-TL, istinaf dosya gönderme ücreti 35,00-TL olmak üzere toplam 46,00.-TL yargılama giderinin davada reddedilen miktar dikkate alınarak hesaplanan 26,05.-TL yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE, fazlasının davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
e-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalanının karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya İADE EDİLMESİNE,
f-Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davada kabul edilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 3.400,00.-TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
g-Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davada reddedilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 3.400,00.-TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİL- MESİNE,
5-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davacının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde davalıya İADESİNE,
b-Alınması gerekli 597,72 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL maktu ve 95,03 TL nispi istinaf karar harcından mahsubu ile bakiye ‭448,29‬ TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
c-Davacı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
d-istinaf posta gideri olan 54,50 TL’nin davalı üzerine bırakılmasına,
e-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
f-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.02/12/2022

….