Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/528 E. 2023/421 K. 06.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 05/11/2020
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 06/03/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekili sigorta şirketi nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi kapsamında sigortalı olan ve sigorta ettiren davalı şirket adına kayıtlı … plakalı vasıta diğer borçlu dava dışı …’ın kanuni sınırın üzerinden alkollü olarak sevk ve idaresinde iken 26/07/2015 tarihinde trafik kazasına karıştığını, kaza ile ilgili olarak kolluk kuvvetleri tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağı ile kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’ın 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunun 48/5 ve 56/1A hükmünü ihlal ettiği tespit edildiğini, tutanaktaki verilenlerden de açıkça görüleceği üzere dava dışı sürücü kaza esnasında yasal sınırın üzerinde alkollü araç kullandığını, bu nedenlerden dolayı öncelikle alacaklarının temini bakımından … plakalı aracın trafik kaydına teminatsız olarak ihtiyati tedbir mahkeme aksi kanaatteyse ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz konulmasına, Denizli 3. İcra Müdürlüğünün … Esas numaralı dosyaya yaptığı itirazın iptal edilerek takibin devamını, itirazında kötü niyetli olan davalının alacağının %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle iş bu davanın süresinde açılmadığını, bu nedenle reddi gerektiğini, müvekkili davalının maliki olduğu … plaka sayılı aracın 25/07/2015 tarihinde … isimli kişiye kiralanmış olup aracın …’ın sevk ve idaresinde iken 26/07/2015 tarihinde trafik kazasına karıştığını, davacı sigorta şirketi tarafından kazada vefat eden … mirasçılarına ödenen destekten yoksun kalma tazminatının müvekkili davalıdan tahsili için İstanbul 9. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, taraflarınca takip konusu borca ve yetkiye itiraz edilmiş olup dosya yetki itirazına binaen Denizli 3. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya numarasını aldığını ve borca itiraz nedeniyle takibin durduğunu, zararın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerektiğini, bu nedenlerden dolayı davanın reddini, müvekkili adına … plakalı aracın trafik kaydı üzerine konulan tedbirin kaldırılmasını, davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “…hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK’nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.Davacı Sigorta şirketi, bilirkişi heyet raporları değerlendirildiğinde iddiasını ispat etmiş olmakla, destekten yoksun kalanlara ödemiş olduğu toplam 61.609,31 ‘nı sigortalısı davalıdan talep edebilecektir.Yüksek mahkeme kararları uyarınca nörolog, trafik kusur bilirkişisi, hesap uzmanı bilirkişilerden alınan raporlar incelendiğinde kazanın salt alkol etkisinde meydana geldiği görülmekle ilgili karar verildi. Üç gün ve daha uzun süreli kira sözleşmeleri KTK açısından uzun süreli kira sözleşmesi sayılmakla sunulmuş kira sözleşmesi 2 günlük olduğundan defter incelemesine gerek görülmedi. Kısa süreli kira sözleşmelerinde malikin mesuliyeti devam ettiğinden ilgili hüküm kuruldu. Sigorta rücu ödemelerinde ödeme tarihinden itibaren talep edilebilir olmakla talep takip tarihinden itibaren olduğundan taleple bağlılık gereği ilgili karar verildi. Taraflar tacir olmakla avans faizine hükmolundu …” şeklinde düzenlenmiştir.
Karara karşı,davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmadığını, bilirkişi raporlarının eksik ve yetersiz kaldığını, zararının teminat dışında kalması için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt alkolün etkisi altında kazaya sebebiyet vermiş olmasının gerektiğini, hasarın teminat dışında kaldığının ispat yükünün davacı sigortacıda olduğunu, kazanın salt alkolün etkisi ile sürücünün aracın sevk ve idaresini kaybetmesi sonucu meydana geldiğinin tespit edilemediğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Kaza yapan … plakalı araca ilişkin ZMSS poliçesi 24/05/2015 – 24/05/2016 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde düzenlenmiş olup, kaza 26/07/2015 tarihinde meydana gelmiştir.
2918 Sayılı KTK’nın madde 48 – (Değişik : 24/5/2013 – 6487/19 md.)’de; uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile alkollü olan sürücülerin karayolunda araç sürmeleri yasak olduğu belirtilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97/1 maddesinde; alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan “b-2” bendinde; alkollü içki almış olarak araç kullanığı tesbit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0,50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.
6847 Sayılı Kanunun 19. maddesi ile değişik 2918 sayılı KTK.’nun 48/6.maddesinde; ”Yapılan tespit sonucunda 1.00 promil ve üstü alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanununun 179 uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır.” düzenlemesi ve TCK.nın 179/3 maddesinde ise “Alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişi yukarıdaki madde hükmüne göre cezalandırılır.” düzenlemesi ve Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.5 maddesinde yer alan; Taşıtın uyuşturucu maddeler veya Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yasaklanan miktardan fazla içki almış kişiler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararlar” düzenlemesi karşısında %100 kusurlu olup 1.00 promil ve üstü alkollü sürücülerin emniyetli araç sevk ve idare edemeyecek durumda olmaları nedeniyle meydana gelen zarar münhasırlık raporu aranmadan sigorta teminatı kapsamı dışında sayılacaktır. Kasko sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olması ya da tam kusurlu olmaması durumunda, trafik kazasının oluşumuna sadece sürücünün alkollü olması değil başka sebeplerinde etken olması nedeniyle meydana gelen zarar kasko sigortası teminat kapsamı içinde sayılacaktır(Aynı yöndeki içtihat için bknz Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 02/03/2022 Tarih 2021/8958 Esas 2022/3786 Karar sayılı ilamı).
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, ZMMS şartlarının B.4/d maddesine, dava dışı sürücünün yasal sınırın üzerinde 1,42 promil alkollü olup kazada tam kusurlu olmasına, ayrıca ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli usul ve yasaya uygun ve aralarında nörolog ile trafik bilirkişisinin olduğu bilirkişi kurulunun vermiş olduğu 16/12/2019 tarihli rapor ile aralarında makine ve hesap bilirkişisinin bulunduğu bilirkişi kurulunun düzenlemiş olduğu 18/10/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporu ve dosya kapsamına göre, davalıya ait aracı kullanan dava dışı sürücü …’ın saatte 151 km. hız yapıp kaza anında yasal sınır üzerinde 1,42 promil alkollü olduğu ve almış olduğu alkolün etkisi ile direksiyon hakimiyetini kaybederek bordür taşına çarpıp duramayarak anayoldan çıkıp geliş istikametine göre yolun sağ tarafında bulunan … sitesi önündeki yola girerek aracın sol yan kısımlarıyla yol kenarında park halinde bulunan kamyonete çarpması sebebiyle tam ve asli kusurlu vaziyette kaza yapmış olduğunun ve ödenen tazminatın rücuen talep edilebileceğinin tespit edilmesine, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 4.208,53 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 1.052,14 TL harcın mahsubu ile bakiye ‭3.156,39‬ TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.06/03/2023