Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/520 E. 2023/1469 K. 18.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 12/07/2018
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 21/09/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalı borçlunun müvekkil şirket ortaklarına olan borcunu ödemeyince müvekkili şirket adına Antalya 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulduğunu, davalı borçlunun itirazında kötü niyetli olduğunu, Muratpaşa … daki …. ada …. parselde bulunan taşınmazın müvekkili şirket tarafından 23/06/2011 tarihinde tapuda şirket üzerine alındığını, …. tarafından 02/12/2012 tarihli fatura düzenlenerek müvekkili şirkete iletildiğini, bu faturanın 10/12/2012 tarihinde şirket kayıtlarına işlendiğini, ancak bu taşınmaz alımı şirket kayıtlarına işlendiğinde zaten davalı borçlu tarafından 02/07/2012 tarihinde annesi ….e devredildiğini, fakat şirket ortaklarının bu durumdan hiçbir şekilde haberinin olmadığını, zira bu devir için alınmış bir ortaklar kurulu kararı da bulunmadığını, aynı şekilde 2011 yılında şirket adına satın alınan … plakalı aracın da davalı borçlu tarafından 25/05/2012 tarihinde yani şirketten hisselerini devrederek ayrılmasından kısa bir süre önce eşi …e sattığını ve ortakların bilgisi olmayan bu satışa ilişkin olarak da herhangi bir alınmış ortaklar kurulu kararının mevcut olmadığını, davalının müvekkili şirketin iş yaptığı şirketlerden müvekkili şirket adına çekler teslim aldığını, ardından bu çekleri tahsil ettiğini ve benzer şekilde bankalardan müvekkili şirket adına kendi hesabına ödemeler yaptığını, ancak toplamı 272.000,00.-TL olan bu ödemeleri müvekkili şirkete geri ödemediğini ve hiçbir gerekçe olmaksızın kendi uhdesine aldığını, bu nedenlerle davalı borçlunun itirazında haksız olduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, açılan davayı kabul etmediklerini, davacı şirketi müvekkili ile … ın 15/07/2009 tarihinden itibaren 10 yıl süreyle tek imzayla temsil ve ilzam etmek üzere şirket müdürü seçildiklerini, davacı şirketin iki müdürü olduğu için müvekkilinin tek başına aldığı kararın oy çokluğu ile alınan bir karar olarak kabul edileceğini, …. plakalı aracın satışı ile ilgili olarak ise aracın satışı yönünden şirketin zararının olmadığı tam tersi kar ile satıldığının açık olduğunu, davacı tarafın iddia ettiği bankalardan uhdesine çektiği paralar ile ilgili olarak ise bu paraların ve çeklerin tahsil tarihi ve keşide tarihine bakıldığında hepsinin müvekkilinin şirket hissesini devrettiği tarihten sonra olduğunu, bu durumda verilen paraların ve çeklerin müvekkiline hisse devri karşılığı olarak verildiğinin açık olduğunu, davacı tarafça müvekkili aleyhine dava konusu satışlar ve uhdesine aldığı para ve çekler ile ilgili olarak şikayette bulunulması sonucu Antalya 16. Asliye Ceza Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını, yapılan yargılama sonucunda müvekkilinin beraat ettiğini, söz konusu dosyanın Yargıtay’da olduğunu, bu dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddi ile alacağın %20’sinden az olmamak üzere davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın niteliği gereği limited şirket yöneticisinin şirketi zarara uğratmasından kaynaklanan sorumluluk davası niteliğinde olduğu, dava şartı niteliğindeki davalı hakkında dava açılması yönünde ortaklar kurulu kararının mevcut olduğu, davalının dava dışı … ile birlikte 15/07/2009 tarihinden itibaren davacı şirketin yetkili müdürü iken 15/12/2012 tarihinde şirket müdürlüğünden ayrıldığı, yine davalının 15/11/2012 tarih ve … nolu hisse devri ve müdür atanmasına ilişkin genel kurul kararı ile şirketteki hisselerinin tamamını ….a devrettiği, davalının şirket müdürü olarak görev yaptığı dönemde şirkete ait bir adet aracı eşine 82.000,00.-TL bedelle sattığı, yine şirkete ait bir adet taşınmazı da 108.910,00.-TL bedelle annesine satış yaptığı, bundan başka davacı şirkete ait banka hesabından ve şirketin iş yaptığı 3.kişilerden şirket adına çekler teslim aldığı, bu çekilen paralar ve alınan çeklerin toplamının 272.000,00.-TL olduğu, toplam olarak 462.910,00.-TL tahsil edilen paraların ne şekilde şirket adına tasarruf edildiği ile ilgili davalının kayda değer bir savunmasının bulunmadığı, ayrıca bankalardan çekmiş olduğu paraların ve 3.kişilerden şirket adına almış olduğu çekler ile ilgili olarak davalı her ne kadar bunların hisse devir bedeli karşılığı olarak kendisine verildiğini ileri sürmüş ise de, kapatılan Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin ilgili dava dosyasında bu konuda davalı … tarafından …. aleyhine açılan alacak davasının ret ile sonuçlanıp kesinleşmesi karşısında davalının savunmalarına itibar edilmemiş, sonuç olarak bilirkişinin raporunda da belirtildiği üzere söz konusu tahsilat ve satış işlemlerinden yapılan tahsilatlar nedeniyle toplam 462.910,00.-TL tutarındaki paranın davalının uhdesinde bulunduğu, davalının bu miktar kadar davacı şirketi zarara uğrattığı sonuç ve kanaatine varılmakla, davanın bu miktar yönünden kısmen kabulüne, davalı borçlunun icra dosyasındaki borca yönelik itirazının kısmen iptaline, takip öncesinde davalı taraf usulünce temerrüte düşürülmediğinden davacı tarafın işlemiş faiz talebi yerinde görülmeyerek reddedilmiş, davacının icra inkar tazminatı talebi, alacağın likit nitelikte olmayışı sebebiyle, davalının da kötü niyet tazminatı talebinin olayda koşulları gerçekleşmediğinden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin işlemiş faiz yönünden karar verdiğini, dava konusu olayda davalının sebepsiz zenginleşmesi söz konusu olup sebepsiz zenginleşmede zenginleşmenin gerçekleştiğin tarihte borçlunun temerrüte düşmüş sayılacağını, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşme hallerinde temerrüt için ihtar zorunluluğunun bulunmadığını istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirketin müvekkili hakkında yapmış olduğu suç duyurusu üzerine Antalya 16. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucunda davalı müvekkilinin beraatine karar verildiğini, verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, hukuk hakiminin ceza yargılamasında ortaya çıkarılan maddi olgularla bağlı olduğunu, ceza dosyası ile davalı müvekkilinin şirketi zarara uğrattığına ilişkin bir eyleminin bulunmadığının ortaya çıktığını ilk derece mahkemesinin ceza mahkemesinin kararının kesinleşmesini beklemeden karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, dosyada bulunan bilirkişi raporlarının çelişkili olduğunu ve ilk derece mahkemesince çelişkiler giderilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini, çekilen paraların ve alınan çeklerin müvekkiline hisse devri karşılığı olarak verildiğini, taşınmaz ve araç satışları nedeniyle davacı şirketin herhangi bir zararının bulunmadığını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, davacı şirket tarafından eski yöneticisi olan davalı aleyhinde davalının haksız eylemleri nedeniyle davacı şirketin zarara uğratıldığından bahisle zarar tutarının tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, hukuk hakiminin ceza davasında suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle verilen beraat kararıyla bağlı olmamasına ( benzer şekilde Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2009/3030 Esas, 2010/9289 Karar sayılı ilamı), davalı tarafından hisse devir bedeline ilişkin açılan alacak davasının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas ve …. Karar sayılı kararıyla reddedilmesine, taşınmaz ve araç satış bedelleri ile şirkete ait para ve çek bedellerinin şirket için harcandığına veya şirkete iade edildiğine ilişkin savunmasının bulunmamasına, davalının icra takibinden önce temerrüte düşürülmemesine, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekili ve davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,85 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 215,45 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 31,621,38 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 7.906,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 23.715,38 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
4-Davacı ve davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
6-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı ve davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-Kararın Dairemiz tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1. bendi gereğince aynı kanunun 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.18/09/2023