Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/491 E. 2023/1189 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 13/10/2020
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 15/06/2023
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin gemi sahibi ve yaş sebze-meyve taşımacılık ile ilgili olarak ticaret yaptığını, Gümrük müdürlüğü tarafından resmi olarak imzalanan evrak da müvekkil şirkete ait olan gemi ile borca itiraz eden tarafın mallarının taşındığını gösteren belgeyi ekte sunduklarını, davalı tarafın faturaya ilişkin aldığı hizmetin bedelini ödemediğini, bunun üzerine Antalya 14. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibi başlattıklarını, davalı tarafın icra takibine itiraz ettiğini, takibi durduğunu, yapılan itirazın kötü niyetli olduğunu, arabuluculuk bürosuna başvurulduğunu, ancak anlaşılamadığını belirterek takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamına davanın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı taraf mahkememize herhangi bir cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara da katılmamıştır.
Mahkemece, “…davacı tarafça davalıya sunulan taşımacılık hizmetine ilişkin 18/08/2018 tarihli 3.000,00$ bedelli fatura tanzim edildiği, faturanın her iki tarafın usulüne uygun tutulan ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafça davacıdan alınan hizmet olarak gelir idaresi başkanlığına da beyan edildiği, dolayısıyla takip tarihi itibariyle davacının bu tutarda davalıdan alacaklı olduğu, dava konusu diğer faturaların dava dışı … LTD. ŞTİ tarafından kesildiği, bu şirket ile davacı şirketin yetkililerinin aynı olmasından bahisle bu faturalardan kaynaklı alacak da takip konusu yapılmış ise de her iki şirketin tüzel kişiliklerinin farklı olup sunulan hizmetin niteliğine bakıldığında her bir fatura konusu taşımacılığın ayrı ayrı ifa edilecek türden hizmet olduğu dolayısıyla dava dışı şirketin faturaya konu hizmeti ifa eden olarak o faturadan kaynaklı alacağı talep etme hakkının da kendisine ait olduğu, davacının bu faturalardan kaynaklı alacak talep etmesinde aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı anlaşıldığından bu faturalara konu alacakla ilgili yapılan takibin haksız olduğu, davacının takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu 3.000,00$ yönünden ise yapılan itirazın haksız olup iptal edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. 3.000,00 $lık faturanın en geç davalı defterlerine işlendiği 20/08/2018 tarihinde teslim edildiği kanaatinden yola çıkılarak TTK nın 1540/a maddesi uyarınca teslim tarihinden takip tarihi olan 06/03/2019 tarihine kadar geçen 198 gün için yıllık %6 faiz oranı üzerinden yapılan hesaplamadan işlemiş faizin 97,64 $ olduğu anlaşılmakla davanın tutarlar yönünden kısmen kabulüne” karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı asil istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince davanın tamamen reddi gerektiği halde kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, şirketin mali olarak zor durumda olduğunu, sağlık ve diğer nedenlerle mahkemeye erişemediğini, şirketin adresinin İzmir olması nedeniyle yetkili mahkemenin İzmir Mahkemeleri olduğunu, davacıya borçlu olmadıklarını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, taşımacılık hizmet sözleşmesinden kaynaklı cari hesap alacağının tahsili için başlatılan ilamsız takipte vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, 18/08/2018 tarihli 3.000,00 USD bedelli faturanın tarafların ticari defterlerine kayıtlı olmasına ve davalının bu faturaya ilişkin BA formuna bağlı olduğu vergi dairesine bildirmiş olmasına, yetki itirazının süresi içerisinde yapılmamış olmasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.141,94 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 285,48 TL harcın mahsubu ile bakiye 856,46 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.15/06/2023

….