Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/409 E. 2023/199 K. 06.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 12/11/2020
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Alım Satım)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 06/02/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalının, davacı müvekkili aleyhine Denizli 9.İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası ile 15/04/2016 düzenleme, 15/08/2016 ödeme tarihli 800,-TL tutarlı ve 15/04/2016 düzenleme, 30/08/2016 ödeme tarihli 2.400,-TL tutarlı iki bonoya dayalı olarak toplam 3.200,-TL asıl alacak üzerinden takip başlattığını, dosya borcunun, 18/02/2019 tarihinde menkul haczi esnasında tutanağa da yansıdığı üzere icra baskısı altında hukuki haklar saklı kalmak kaydıyla ödendiğini, bahse konu bonolar, davacının … ve … ’dan satın aldığı ürünler karşılığı verilmiş bonolar olduğunu, bonoların, … tarafından rakamla yazılı tutarlar ile borçlu bilgileri doldurularak müvekkile imzalattırılmış ve geri kalan bölümlerin boş bırakıldığını, bu boş bölümlerin daha sonra alacaklısının davalı gösterilerek doldurulmuş işleme konulduğunu, bu nedenlerden dolayı; davacının, davalıya davaya konu senetlerden kaynaklı borcunun bulunmadığının tespitini, dava konusu 15/04/2016 düzenleme, 15/08/2016 ödeme tarihli 800,00TL tutarlı ve 15/04/2016 düzenleme, 30/08/2016 ödeme tarihli 2.400,00TL tutarlı iki bononun iptalini, davacının borçlu olmadığı halde icra baskısı altında itirazi kayıtla ödemek zorunda kaldığı 5.417,-TL’nin ödeme tarihi olan 18/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya ödenmesini, haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle davacı lehine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, öncelikle müvekkilinin ve karşı tarafın tacir olmadığından taraflar arasında ticari ilişkinin söz konusu olmayıp görev itirazlarının bulunduğunu, davacı tarafın haksız dayanaksız ve gerçeğe aykırı davasının ve iddiasının esas bakımından da taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin iki yıl boyunca davacının borcunu ödememesi üzerine ise iş bu davaya konu senetleri icraya koyduğunu, iş bu davaya konu senetlerin düzenlenme sebebinin davacının iddialarının olması kesinlikle kabul edilebilir olmadığını, davacının iş bu davaya konu bonoların düzenlenme sebebinden farklı sebepler öne sürerek haksız ve kötüniyetli olarak borcunu ödemekten kaçınmak istediğini, tüm bu nedenlerden dolayı davanın reddini, davacı tarafın kötü niyetli olması sebebiyle %20 den az olmamak üzere irca inkar tazminatına çarptırılması gerektiğini vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Denizli 4. Asliye Hukuk … E. Sayılı dosyanın istinafta olduğu, ilgili … beraat kararı görüldü.
Mahkemece, “… Olayda da aynı borç için mükerrrer ödeme iddiası bulunmakla,3. Celsede davacıya dava ispat yükü kendisinde olduğundan bononun sözleşmeye aykırı doldurulduğunu ispata dair belge sunumu için süre verilmiş ancak belge sunulmamıştır.Bu konuda cumhuriyet savcılığı … soruşturma dosyası sonrası açılan ceza davasında sonucu beraat hükmü verildiği görülmekle dosya ile örtüşen (19. H.D. 01.12.216 T. 4246/15384) Davacı senetlerin aldatma sonucu imzalandığını iddia etmiş ise de senetteki imzalar kabulündedir. Senetlerin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu yazılı belge ile ispat etmesi gerekirken ispat edemediğinde ve yemin deliline de dayanmadığı görülen davacının davasının reddine karar verildi. Kötü niyet tazminatı sadece davanın reddedilmesi sonucu olmayıp, alacaklının alacağını geç almış olmasından doğan zararlarını karşılamayı amaçladığından olayda icra takibi sonucu dosya borcu ödenmiş olduğundan hükmolunmadı….” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu bonoların müvekkili tarafından … ve …’dan satın aldığı ürünlere karşılık verilmiş olduğunu, söz konusu bonoların … tarafından rakamla yazılı tutarlarını ve borçlu bilgilerinin doldurularak müvekkiline imzalattırıldığını, boş bölümlerin daha sonra davalının ismi yazılarak doldurulup işleme konulduğunu, müvekkilinin bedelleri ödemek istemesi üzerine … ve … tarafından bonoların varlığının inkar edildiğini, ürün bedelleri için müvekkili aleyhine fatura dayalı takip başlatıldığını, bu kiş,iler ile müvekkili arasında işçilik alacaklarına ve itiraz iptaline ilişkin davalar bulunduğunu, bu davalarda kararlar çıktıktan sonra söz konusu bonoların doldurularak müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı takip alacaklısı …’ün …’un yanında çalışan …’ün kardeşi olduğunu, … ile müvekkili arasında herhangi bir alacak verecek ilişkisi bulunmadığını, İlk Derece Mahkemesinin 3.oturumda bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğuna ilişkin iddiaları yönünden yazılı delil ile ispatlanması gerektiği gerekçesiyle delil tutulmak üzere 2 hafta süre verildiğini, taraflarınca bu ara kararda dönülmesi talep edilmesi olmasına rağmen bu istemleri yönünden herhangi bir hüküm kurulmaksızın davanın reddine karar verildiğini, mahkemenin kabulü ve değerlendirmesinin yerinde olmadığını, ispat yükünün davalıda olduğunu, duruşmadaki beyanlarının doğru zapta geçirilmediğini, iddialarının temelinde davalı ile müvekkili arasında bir hukuki ilişki bulunmadığını, dava konusu senetlerin dava dışı 3.kişiler lehine düzenlenmiş olduğu, bu kişilerin müvekkilini aldatarak senetleri düzenleme amaçlarından farklı bir şekilde doldurulmak suretiyle kullandıkları olgusunun bulunduğunu, bu nedenle ispat yükünün davalıda olduğunu, ispat yükünün taraflarında olduğu kabul edilse bile tipik bir irade bozukluğunun söz konusu olduğunu, bunun da aldatma niteliği taşıdığını, bu hususun her türlü delil ile ispatlanabileceğini, mahkemenin yalnız yazılı deliller ile ispatlanabileceği gerekçesinin yerinde olmadığını, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, kambiyo senetlerinden olan bono arkasındaki temel ilişkiden bağımsız, mücerret borç ikrarı içeren senetlerden olup, senetle ispat kuralı gereği kambiyo senedinin bedelsiz veya anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının kesin delillerle ispat edilmesi gerektiği, davacının iddiasına konu olan olay için Ağır Ceza Mahkemesince davalının da aralarında bulunduğu sanıklar hakkında beraat kararı verildiği ve bu kararların kesinleştiği, davacının aldatma iddiasının borçlu olması sebebiyle imzalayıp boş olarak verdiği bonoların anlaşmalarına aykırı olarak doldurulup davalının ismi yazılmak suretiyle icraya konulduğu iddialarının yazılı ve kesin deliller ile ispat edilemediği hususları birlikte gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.06/02/2023