Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/399 E. 2023/209 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 18/11/2020
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 07/02/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalının keşidecisi olduğu 31/09/2015 vadeli 3.000,00.-TL ve 6.000,00.-TL bedelli 2 adet senedin müvekkili bankaya tahsil amaçlı verildiğini, 3.000,00.-TL bedelli senedin gişeden ödendiğini, senet teslim edilirken yanlışlıkla 6.000,00.-TL’lik senedin davalıya teslim edildiğini, davalının bu senedi yırtıp attığını, ödemeyeceğini belirttiğini, müvekkili bankanın elinde ise tahsili yapılan 3.000,00.-TL’lik senedin kaldığını, davalıya ödenmemiş senet aslı sehven teslim edildiğinden söz konusu senedin iadesi veya bedelinin ödenmesi için davalıya ihtarname çektiklerini, davalının ödeme yapmadığı, bunun üzerine müvekkilinin senet alacaklısına 6.000,00.-TL’yi ödemek zorunda kaldığı, bu tutarın iadesi için davalıya karşı takibe geçtiklerini, davalının haksız yere itiraz ettiğini, takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın zaman aşımına uğradığını, iddiaların doğru olmadığını, müvekkilinin her iki senedin bedelini banka personeline ödeyip senetlerini teslim aldığını, bonoları teslim almış olmanın bedellerinin ödendiğine karine olduğunu, davacının aksini ispat etmesi gerektiğini, belirterek davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “…borçluya teslim edilen 6.000,00-TL’lik bononun bedelinin borçlu tarafından değil, davacı banka tarafından hamilin hesabına ödendiği, dekontta senede ilişkin açıklama yer almamakla birlikte bankaların kullandırdığı krediler karşılığında borç tahsilatı yapan kredi kuruluşları olmaları, hayatın olağan akışında bir bankanın sebepsiz yere herhangi bir kişiye borçlu olmasının ve ödeme yapmasının karşılanabilir bir durum olmaması, ödeme yapılan kişinin senet hamili olması hususları dikkate alındığında bankanın yaptığı ödemenin dava konusu 6.000,00-TL’lik bonoya ilişkin olduğunun anlaşıldığı, davalı borçlunun 6.000,00-TL’lik ödemenin kendisi tarafından yapıldığına ilişkin herhangi bir ödeme belgesi de ibraz edemediği, sonuç olarak davacı bankanın karinenin aksini ispat ederek bono bedelinin borçlu yerine kendisi tarafından hamile ödendiğini kanıtladığı, borçlunun borcunu ödeyen davacının ödediği tutarı faiziyle birlikte borçludan isteyebileceği sonuç ve kanaatine varılarak denetime açık olması sebebiyle hükme esas alınan bilirkişi kök raporundaki hesaplamalar doğrultusunda davanın kısmen kabulüne …” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından her iki bononun bedelinin ödendiğini, ancak söz konusu ödemeye ilişkin dekontların müvekkili tarafından kaybedildiği için dosyaya ibraz edilemediğini, senedin borçluya tesliminin bedeli ödendiğine ilişkin karine teşkil ettiğini, karinenin aksini iddia eden tarafın bu hususu ispatla yükümlü olduğunu, davacının uhdesinde bulunduğunu belirttiği 3.000,00 TL’lik bonoyu dosyaya sunamadığını, senetlerin müvekkilinin ödeme yapması sebebiyle müvekkilinin eline geçtiğini, davacının 6.000,00 TL’lik senedi ödediğini, yazılı bir delille ispatlayamadığını, bilirkişinin de bu yönde tespitte bulunduğunu, davacının vade tarihinden yaklaşık 8,5 ay sonra açıklama olarak herhangi bir beyan yazılı olmayan banka dekontu ile ödeme yapma iddiasının basiretli bir tacir hareketi ile uyumlu olmayıp yapılan ödemenin söz konusu senede ilişkin ödeme olup olmadığının belirsiz olması sebebiyle davacı tarafça ispat edilemediğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalının bono bedellerine ilişkin ödeme yaptığına dair savunması karşısında ispat yükünü üzerine aldığı, davacının bononun hamiline 6.000,00 TL ödeme yaptığına dair dekontu dosyaya sunduğu hususları birlikte gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 471,10 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 118,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 353,10 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.07/02/2023