Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/396 E. 2023/909 K. 08.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 08/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 30/09/2020
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 08/05/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinnin … E. sayılı dosyası ile konkordato başvurusunda bulunduğunu, 28.09.2019 tarihinde geçici mühlet verildiğini, daha sonra 2 ay uzatıldığını, … Bankasında korumalı hesap açıldığını, bu hesaba müvekkillerin iş yaptığı firmalarca gönderilmeyen ödemelerin hataen başka banka hesaplarına gönderildiğini, bankaların müvekkillerin talebi doğrultusunda gelen bu paraları korumalı hesaba aktardıklarını, ancak davalı bankanın haksız menfaat ve kazanç sağlamak amacıyla bugüne kadar gelen paraları korumalı hesaba aktarmadıklarını, paranın kullanılmasını engellediklerini, konkordato komiserinin ısrarlı taleplerinin de dikkate alınmadığını, bu nedenle Antalya 1.Asliye Ticaret Mahkemesinden talepte bulunulduğunu, mahkemece 22.10.2019 tarihinde davalı bankaya hesaplarda bulunan paranın korumalı hesap olan … bırakası hesabına gönderilmesi için yazı yazıldığını, davalı bankanın durumu UYAP ekranından görerek uhdesinde tuttuğu paraları müvekkilinin borcuna aktardığını ve alacağını haksız olarak tahsil ettiğini, müvekkili firmanın davalı banka nezdinde bakiyeleri toplamı 139,234,41.-TL olan üç adet hesabı bulunduğunu, mahkemece yazılan yazıya rağmen davalı bankanın müvekkillerinin hesaplarındaki parayı korumalı hesaba aktarmadığını, bu sebeple davalı banka nezdindeki paranın ödenmesi için Antalya 5.İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı bankanın itirazının iptaline, takibin devamı ve borçlunun haksız itirazı sonucu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Müvekkili … A.Ş. aleyhine açılan itirazın iptali davasının haksız olduğunu, belirtilen … IBAN nolu hesabın banka kayıtlarında bulunmadığını, bu hesapla ilgili herhangi bir işlem yapılamadığını, ancak 28.03.2017 tarihli mevduat rehin sözleşmesinde belirtilen iban numaralı hesapla ilgili ise, önceden yapılmış rehin sözleşmesine istinaden ve İİK m.294’e göre takas mahsup yasağı kapsamına girmediğinden … hesabına aktarılamayacağının mahkemeye belirtildiğini, mevduat rehin sözleşmesinin hem geçici hem de kesin mühletten önce yapılmış bir sözleşme olduğunu, bu rehin sözleşmesinin bankanın hangi alacağından kaynaklı olduğunu belirtir şekilde dayanak kredi çerçeve sözleşmelerinde de yer aldığını, dava dilekçesinde belirtilen, mahkeme yazısının UYAP’tan görülerek, şubeye gelmeden hesaptaki paranın tahsil edildiğine dair iddiaların tamamen gerçek dışı olduğunu, banka kayıtlarından anlaşılacağı üzere bahsi geçen ve mevduat rehin sözleşmesinin bulunduğu hesaptaki paranın 17.10.2019 tarihinde müvekkili banka tarafından bloke edildiğini, borçlunun blokeyi öğrenip mahkemeden talepte bulunduğunu, kaldı ki konkordato mühletinde dahi olsa, müvekkil bankaya karşı borçlu olduğu komiser raporuyla da sabitlenmiş bir firmanın hesabına bloke konulması ve alacağa mahsup edilmesinin haksız menfaat ve kazanç olarak belirtilmesinin kabul edilemeyeceğini, ortada bir alacak mevcut olup bankanın hesaptaki parayı kendi menfaati için kullanmadığını, firmanın borcundan düştüğünü, … firması ile ilgili de aynı yazının geldiğini ve belirtilen … hesabına aktarım yapıldığını, ayrıca banka kayıtlarından da anlaşılacağı üzere tüm hesaplardaki paralar toplamının 139.234,40 TL olmadığını, davacıya ait … IBAN nolu hesapta bulunan 3.200,00 TL’nin müşterinin şubeye teminat olarak verdiği … ve …. nolu çeklerin bankalardan alınan banka kaynağı tahsilatı sonrası müşteri hesabına yatırılan tutar olduğundan davacının … hesabına aktarılamadığını, … IBAN nolu hesapta bulunan 11.834,40 TL ile ilgili olarak ise; İzmir 6.İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasından gelen haciz ihbarnamesine ve Antalya 5. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasından gelen haciz ihbarnamesine istinaden bahsi geçen hesaba haciz işlendiğini, hesapta belirtilen icra dosyalarından kaynaklı bloke bulunduğunu, bu sebeple 11.834,40 TL’nin de … hesabına aktarılamadığını, iki durumda da bankanın haksız kazancından söz edilemeyeceğini kaldı ki ortada hesaplardaki paranın aktarılmasına dair verilmiş bir karar da bulunmadığını belirterek davanın reddi ile davacı tarafın icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “Dava; konkordato sürecinde olan davacı şirketin, davalı bankada bulunan hesaplarındaki paraların, bir başka bankada bulunan korumalı hesaplara aktarılmayarak davalı banka nezdindeki borçlarına mahsup edilmesi nedeniyle bu mahsubun haksız olduğu düşüncesiyle mahsup edilen paraların istirdatı amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Davacı Antalya 5. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile 12/11/2019 tarihinde 139.234,40.-TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlattıktan sonra (Örnek No:7) ödeme emrinin borçlu/davalıya 18/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 15/11/2019 tarihinde hiçbir borcu olmadığını, borcun tamamına ve faize itiraz ettiğini belirterek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 11/12/2019 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında davaya dayanak icra takibine konu bir mal ve hizmet alımı, taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesinden kaynaklanan fazla tahsilat vb. Gibi bir alacak iddiası yoktur. Konkordato sürecinde bulunan davacı taraf, davalı bankada bulunan hesaplarındaki paraların, bir başka bankada bulunan korumalı hesaplara aktarılmayarak davalı banka nezdindeki borçlarına mahsup edilmesi nedeniyle bu mahsubun haksız olduğunu ileri sürerek mahsup edilen paraların kendisine ödenmesini istemektedir. Dikkat edilirse mahsup edilen bu paraların davacının borçlarına mahsup edilmiştir. Burada bir uyuşmazlık veya iddia yoktur. Davacının bu talebinin Konkordato sürecinin devam ettiği mahkemeden istenmesi gerekirken, bu durumun itirazın iptali davasına konu edilmesi mümkün görülmemiştir. Davacı taraf, Konkordato sürecinin devam ettiği ticaret mahkemesinden, bu durumu ihtiyati tedbir yoluyla engellenmesini talep etmesi gerekirdi. Zira davacının iddialarının Konkordato hükümlerine göre çözümlemek gereklidir. Davacının bankadaki hesaplarına konulan blokelerin geçici mühlet içindemi yapıldığı, yine davalı bankanın mahsup ettiği alacakların vadesi gelmemiş kredi taksitleri veya borçları için mi olduğu, yomsa henüz vadesi gelmemiş kredi taksitleri ve borçlarına mı mahsup edildiği, Konkordato sürecinde olan borçlu davacının hesaplarına müdahalenin nereye kadar doğru, nereye kadar yanlış olduğunun takdir ve değerlendirmesi ancak konkordato davasında ve İİK.nda yer alan konkordatoya ilişkin hükümlerin uygulanması ile mümkündür. Açıklanan nedenlerle davacının davasının reddine” karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin konkordato hükümlerini göz önünde tutarak esasa ilişkin inceleme yapması gerekirken inceleme yapmamasının hukuken yerinde olmadığını istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.08/05/2023

….