Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/371 E. 2023/960 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 17/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 03/11/2020
DAVANIN KONUSU : Tazminat
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 17/05/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında müvekkilin İtalya’da yerleşik … firması ile varılan anlaşma ile satın aldığı wax machine ve scanner equipment cinsi makinaların nakliye ve teslimi esnasında oluşabilecek zararlar kapsamında 01.07.2016 tarihli … poliçe nolu Emtia Nakliyat Sigorta Poliçesi imzalandığını, söz konusu 8 adet makinenin 01.07.2016 tarihinde İtalya-Venedik limanından gemiye yüklendiğini, İzmir limanından da … Lojistik firması aracılığı ile karayolu ile Denizli’ye nakledildiğini, makinaların 20.07.2016 tarihinde … A.Ş.’ne ait araçla müvekkiline ait firmaya getirildiğini, teslim sırasında konteyner üst kısmındaki branda ve yırtılma ve sürtünme olduğunun görüldüğünü, durumun fotoğraflarla belgelendirildiğini, ancak satıcı firma ile olan anlaşma, garanti koşulları, montaj şartları açısından ambalajların açılmasının söz konusu olamayacağından ürün kontrolünün yapılamadığını, 22.07.2016 tarihinde montaj ve ürün teslim belgeleri düzenlenmesi için İtalya’dan üretici firma elemanlarının fabrikaya gelerek montaj için ambalajları açtığında ve makinalar kontrol edildiğinde Simec marka, image share 2200 model plaka scanner makinasının tavan kısmından darbe aldığını ve bu nedenle üst kısmının iki ayrı yerden içe doğru göçmüş olduğunun görüldüğünü, hasar gören makinanın parçasının Türkiye’de mevcut olmadığını, yetkin ve yetkili tamir-bakım elemanının bulunmadığından söz konusu makinadaki hasarın ancak üretici firma tarafından giderilebileceği ve makina parçasının değişmesi gerektiğinin bildirildiğini, bunun içinde yedek parça , montaj, yurt dışından gelecek personelin yol konaklama masrafı ve diğer giderlerle birlikte toplam 24.172,00 €bedel hasar maliyeti doğacağının hesaplandığını, hasarın süresi içerisinde davalıya bildirildiğini, davalı bünyesinde … nolu hasar dosyası oluşturulduğunu, eksper incelemesi yapıldığını, ancak eksper raporunun taraflarına bildirilmediğini, yapılan ihbar üzerinden uzun süre geçmesine rağmen herhangi bir cevap alınmaması üzerine davalıya ihtarname içerikli başvuru yapıldığını, davalı yetkilisi tarafından 27.01.2017 tarihli yazı ile nakil sürecinde herhangi bir zabıt tutulmadığını, hasarın nerede ve ne zaman gerçekleştiğinin tespit edilemediğinin ve neticede hasarın nakliyat esnasında olduğunu gösteren bulgu ve belge olmadığını, bu nedenle de teminat dışı kaldığı gerekçe göstererek herhangi bir tazminat ödemesi yapılmayacağının bildirildiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 113.000,00 (24.172,00 Euro) hasar bedeline ilişkin alacağın temerrüt , uygun görülmediği takdirde dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, CMR’nin 32/1 maddesinde, sözleşme kapsamındaki taşımalardan kaynaklanan davalar bakımından zaman aşımı süresinin 1 yıl olarak kabul edildiğini, taşımacının bilerek kötü hareket olarak kabul edilecek kusurlarının söz konusu olması halinde ise 3 yıl olarak belirlendiğini, davacı şirketin yurtdışından satın aldığı ve İtalya’dan denizyolu ile nakledilmek üzere Venedik Limanından yüklenen 8 adet yeni makine, İzmir Limanına ve oradan kara yoluyla Denizli’ye taşınması sırasındaki bazı muhtemel rizikolara karşı müvekkili şirket nezdinde … nolu “Emtia Nakliyat Sigorta Poliçesi” ile sigortalandığını, iddia olunan rizikonun gerçekleştiği kabul anlamına gelmemekle beraber, söz konusu poliçeye göre taşınan emtianın -genel ve özel şartlar dahilinde olmak kaydıyla hasara uğraması halinde poliçedeki teminatın 317.011,78 TL ile sınırlı olduğunu, ancak bu otomatikman her olayda ödenmesi gereken bir meblağ olmadığını, poliçe özel ve genel şartlarında belirtilen ve yasal mevzuattaki düzenlemeler çerçevesinde sigortalının resmi olarak kanıtlayacağı gerçek zararı ile sınırlı olduğunu, Davacı sigortalının, … nolu poliçe ile teminat altına alınan ve İtalya’dan Denizli’ye nakledilen emtianın bir kısmının söz konusu nakil sırasında hasara uğradığının iddia edildiğini, ancak bu iddianın gerçek olup olmadığının tartışmalı olduğunu, hasarın nasıl ve nerede olduğunun şüpheli olduğunu, hasarın, gerçekten taşıma sırasında mı, yoksa öncesinde mi ya da nakliyat işi bittikten sonra indirme alanında mı olduğu, kim ya da kimler tarafından yapıldığının şüpheli olduğunu, konteynerlerin hasarlı olduğuna dair alıcı tarafından yasal süresi içinde yapılan bir bildirim olmadığı gibi yükleme veya tahliye limanlarında tutulmuş hasara ilişkin bir tutanak/hasar raporu vb. bir belgenin de bulunmadığını, somut olayda, hasarın tespiti usul ve mevzuata uygun yapılmadığını ve bu sebeple de, davacının tazminat talebi müvekkili şirket tarafından haklı olarak karşılanmadığını, davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle, aksi halde esastan reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini istemiştir.
İhbar olunan … A.Ş vekili, söz konusu hasar nedeniyle davacı tarafından müvekkili şirkete ihtarname gönderildiğini, bu ihtarnameye cevaben taraflarınca cevabi ihtarname gönderildiğini, cevabi ihtarnamede; taşımaya konu yükün konteynere yükleme, sabitleme, emniyete alma, ambalajlama vs. işlemlerinin gönderen tarafından yapıldığını, ayrıca tahliye limanında ya da yükleme limanında iddia edilen hasarla ilgili herhangi bir tutanağın da bulunmadığının tespit edildiğini, iddia olunan hasarın müvekkili şirket sorumluluğunda meydana geldiğine ilişkin bir emare bulunmadığını, davalı tarafından verilen 27.01.2017 tarihli yazıda hasarın ne zaman ve nerede oluştuğunun tespit edilemediğini, hasarın nakliyat sırasında oluştuğuna ilişkin bulgu ve belge olmadığını ve bu nedenle teminat dışı kaldığı belirtilerek tazminat ödemesinin yapılmadığını, davalının bu yazısından da anlaşılacağı üzere hasarın müvekkili şirket sorumluluğunda olduğuna ilişkin bir delil bulunmadığını, hasarın müvekkili şirketin sorumluluğunda olduğuna ilişkin bir tespit bulunmadığını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, öncelikle taraflar arasındaki uyuşmazlık Emtia Nakliyat Sigorta poliçesinden kaynaklandığından ve taraflar arasında sigorta sözleşmesi kurulduğundan uyuşmazlığa TTK’nun 1420.maddesi uyarınca 2 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı kanaatine varılmış ve bu nedenle alınan ikinci bilirkişi raporundaki CMR 32/1 maddesi uyarınca bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğuna ilişkin görüşe itibar edilmemiştir. Aynı raporda bilirkişilerce davacı tarafça gönderilen makineler teslim alınırken herhangi bir çekince gösterilmeden yükün teslim alınmış olması nedeniyle hasarın taşıma sürecinde oluştuğunun ispatlanamadığı kanaatine varılmış ise de somut olayda davacı taraf dosyaya sunduğu yükün teslim anına ilişkin cd görüntüleri ve fotoğraflar ile malın teslim alındığı sırada hasarlı olduğunu görüntülerdeki brandada ki delik ve sürtünme izleri ile ispatlamış durumdadır. Zira Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 19.01.2016 tarih 2015/9874 Esas 2016/469 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere taşıyıcıya çekince bildirilmemesinin somut etkisi gönderilenin eşyayı taşıma senedinde yazılı olduğu biçimde teslim aldığı yolunda taşıyıcı lehine karinenin doğmasına neden olup, bu karinenin ortadan kaldırılması ve taşıyıcının sorumlu olduğunun ileri sürülerek taşıyıcıya karşı dava açılması mümkündür. Böyle bir davada ispat yükü davacıda olup çekince gösterilmiş olsun veya olmasın , malların kısmen veya tamamen kaybının yada hasarın , taşıyıcının malları teslim aldığı an ile malların teslim ettiği an arasında meydana geldiğini, bir başka deyişle taşıyıcı lehine oluşan karinenin aksini ispat etmekle yükümlüdür. Somut olayda da davacı taraf aleyhine oluşan bu karinenin aksini dava dosyasına sunduğu malı teslim aldığı an’a ilişkin görüntüler ile ispat etmiştir. Bu nedenle bilirkişi raporunda ki bu görüşe de itibar edilmemiştir. Davalı tarafın dava konusu 8 adet makineyi 01.07.2016 tarihli … nolu Emtia Nakliyat Sigorta Poliçesi ile sigortaladığı taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Buna göre davacı tarafça dava konusu makinelere zararın nakliye sırasında geldiği ispatlandığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının zararının teminat dışı olduğunun belirtildiğini, davanın zamanaşımına uğradığı yönündeki haklı itirazlarının ilk derece mahkemesince hatalı gerekçelerle kabul görmediğini, zararın boyutunun davacı tarafça ispatlanamadığını, bilirkişi raporunun denetimden ve hükme esas almaktan çok uzak olduğunu, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı, yurtdışından deniz yoluyla İzmir’e, İzmir’den de Denizli’ye karayoluyla … Lojistik firmasıyla taşınan malların 20/07/2016 tarihinde fabrikaya getirtildiğini, teslim sırasında konteyner üst kısmında branda da yırtılma ve sürtünme olduğunun tespit edildiğini, bu durumun fotoğraflarla belgelendirildiğini, ancak satıcı firma ile yapılan anlaşma, garanti koşulları, montaj şartları açısından ambalajların açılmasının söz konusu olamayacağı gerçeği ile durum kontrolünün tam yapılamadığını, 22/07/2016 tarihinde montaj ve ürün teslim için İtalya’dan üretici firma elemanları geldiğinde ve ambalaj açıldığında makinelerde hasar olduğunun tespit edildiğini, hasarın davalıya bildirip eksper raporunun alındığını, eksper raporunun kendilerine bildirilmediğini, uzun süre davalıdan cevap alınmaması nedeniyle davalıya ihtarname çekildiğini ve davalı tarafça 27/01/2017 tarihli yazı ile zararın teminat dışı kaldığı gerekçesiyle ödeme yapılmadığını, bu nedenle uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.
22/11/2016 tarihli eksper raporu ile zarar tutarının 20.718,00 Euro olduğu, ancak teslimatta branda açılmadığı için hasarın tespit edilemediği bu nedenle tutanak tutulmadığının bildirildiği, hasarın poliçe kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceğinin sigortacının takdirinde olduğu belirtilmiştir.
Makine mühendisi bilirkişinin düzenlemiş olduğu 08/02/2019 tarihli raporla, hasarın nakliye sırasında meydana geldiği, hasar miktarının 24.272,00 Euro olduğu tespit edilmiş, itiraz üzerine talimatla aldırılan 16/12/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda, taşımanın karma nitelikte olduğu, zararın taşıma sırasında meydana geldiğinin ispatlanamadığı, ancak hasarın taşıma sırasında meydana geldiğinin kabulü halinde ekspertiz raporunda hesaplanan 20.718,00 Euro hasar tutarının davacıya ödenmesi gerektiği tespit edilmiştir.
Taşıma İtalya – İzmir arasında deniz yoluyla, İzmir – Denizli arasında karayoluyla gerçekleştiğinden taşımanın karma nitelikte olduğu, bu nedenle uyuşmazlığa CMR 2. Maddesinin uygulanması söz konusu olmayıp CMR’de hüküm olmayan hallerde TTK hükümleri uygulanacaktır. (emsal Y. 11. HD 2014/17518 Esas 2015/3432 Karar sayılı ilamı). Sigorta şirketine karşı açılan dava TTK’nın 1420. Maddesine göre 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmıştır. Davalının zamanaşımı itirazı yerinde değilse ise de, bilirkişi raporları arasında çelişki olduğu, raporlara da itiraz edildiği anlaşılmakla, taşıma hukuku konusunda uzman bir bilirkişi, bir makine mühendisi ile sigortacı bilirkişiden oluşan 3 kişilik bilirkişi kurulundan raporlar arasındaki çelişkiyi gideren, iddia, savunmalarla birlikte dosyadaki delilleri değerlendiren ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli, usul ve yasaya uygun rapor alınarak sonucuna göre yargılamaya devamla esas hakkında karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan gerekçeyle kabulüne, kaldırma sebebine göre davalının sair istinaf isteminin incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/11/2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın getIlkDereceMahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırıldığından davalı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
5-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 1.930,00 TL nispi istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince talebi halinde davalıya İADESİNE,
6-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
9-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.17/05/2023