Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/370 E. 2023/1037 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 01/06/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 30/09/2020
DAVANIN KONUSU : Yargılamanın İadesi
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 01/06/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı, kendisinin yeminli mali müşavir olarak çalıştığını, davalı ile 2006, 2007 ve 2008 yılları bilanço-mali yılları dönemleri için kurumlar vergisi matrağının doğruluğunun denetimi ve tasdiki sözleşmesi yaptıklarını, sözleşme uyarınca yapılan 2006 ve 2007 denetim çalışmalarının birer suretini mükellefin bağlı bulunduğu vergi dairesine yasal süresi içinde teslim ettiğini, 2008 yılı denetim raporu ile ilgili çalışmasının ise henüz devam ettiğini ve 25/04/2009 tarihinden itibaren 2 ay içinde ilgili vergi dairesine tevdi edileceğini, yapılan denetim çalışmalarının 3568 sayılı kanun kapsamında verilen bir hizmeti oluşturduğunu, verilen hizmetin ücretinin meslek odaları tarafından hazırlanan ve Maliye Bakanlığı tarafından onaylanarak resmi gazetede ilan edilen tarifelere göre belirlendiğini, tarifelerdeki ücretin asgari sözleşme ücreti olduğunu, tarifelere göre ücretin, hizmeti alan mükellefin bir önceki yıl vergi dairesine beyan ettiği gelir tablosunun C sütünundaki toplam net satışlarının binde 2’sinden az olamayacağını, bu tarifelerin sanayi işletmeleri için %20 zamlı uygulanacağını, damga vergisi mevzuatının takip edilememesi nedeniyle 2006 yılı damga vergisi beyannamesinin süresinden sonra verildiğini ve kendisi tarafından cezası ile birlikte ödendiğini, bu verginin mükellef tarafından ödenmesi gerektiğini, davalı şirkete verdiği hizmet bedelinin asgari ücret tarifelerine göre 2006 yılı için 8.950,00 TL , 2007 yılı için 9.648,00 TL ve 2008 yılı için 10.343,00 TL’den az olamayacağını, tarifeye göre bu ücretin inşaat ve sanayi işletmelerinde %20 arttırılarak uygulanması gerektiğini, davalı şirkete yatırım indirimi tasdik hizmeti de verdiğini, bu hizmetin bedelinin 2005 yılı tarifesine göre 1.130,00 TL’den az olamayacağını, davalı şirkete yatırım teşvik belgesi tasdik hizmeti de verdiğini ve bu hizmetinin bedelini de alamadığını, 2006 yılı kurumlar vergisi beyanname tasdik ücreti alacağının 24.777,55 TL, 2007 yılı kurumlar vergisi beyanname tasdik ücreti alacağının 9.656,97 TL , 2008 yılı kurumlar vergisi beyanname tasdik ücreti alacağının 33.975,43 TL, teşvik belgesi alımı için yaptığı çalışma ücretinin 3.729,00 TL ve 2005 yılı yatırım indirimi rapor ücretinin 4.405,23 TL olduğunu, bu alacaklarının %18 KDV ile birlikte 90.322,13 TL’ye ulaştığını, söz konusu alacaklarının talep etmesine rağmen ödenmediğini ve alacaklarının tahsili için Antalya 3. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine giriştiğini ancak icra takibinde eksik hesaplama nedeniyle 74.117,53 TL alacak talebinde bulunduğunu , eksik talep ettiği 16.205,00 TL alacağa ilişkin haklarını saklı tuttuğunu, sözleşmeye konu tüm alacakları yönünden 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli bulunduğunu, davalının giriştiği icra takibine haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini ve duran takibin devamı için iş bu davayı açmak durumunda kaldığını bildirmiş ve davalı borçlunun Antalya 3. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine yönelik itirazın iptaline, takibin devamına , alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş,bilahare yargılamaya katılan vekili de benzer beyanlarla talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davayı kabul etmediklerini, davacı ile olan çalışmanın , davacının, her dönem başında o yılı kapsayacak ücreti belirleyerek müvekkili şirkete bildirmesi ve müvekkili şirketin de kabul etmesi üzerine sözleşme imzalanması şeklinde yıllardır devam ettiğini, davacının belirlediği ücreti tahsil amacıyla serbest meslek makbuzları keserek müvekkili şirkete gönderdiğini ve müvekkili şirketin de makbuzlardaki ücreti davacıya ödediğini, bu güne kadar bu konularda en küçük ihtilaf dahi yaşanmadığını, davacının ne faks ile ne de sözlü olarak müvekkilinden ücret farkı talep etmediğini, bu yöndeki iddiasının doğru olmadığını, davalı şirketin, davacı ile çalışmayacağını kendisine bildirilmesi üzerine davacının ücret farklarını dava konusu yaptığını, bu güne kadar bu yönde hiçbir talebi olmadığını, müvekkilinin oda tarifesinden ve talep edilen ücret farklarından haberdar olmadığını, sadece davacının bildirdiği ve makbuzlarını kestiği tutarları ödediğini, ücretlerin oda tarifesinde daha az belirlenmesinin davacının sorumluluğu8nda olduğunu, damga vergisi kanuna göre, damga vergisinin mükellefinin sözleşmeyi imza edenler olduğunu, sözleşmede bu vergilerin müşteri firma tarafından ödeneceğinin belirtilmesinin davacıyı vergi mükellefi olmaktan çıkaramayacağını, kaldı ki davacının damga vergisi ödemelerini takip konusu yapmadığını ve bu hususun itirazın iptali davasında tartışılamayacağını, davacının, müvekkili şirkete tam tasdik sözleşmeleri gereği tam tasdik hizmeti verdiğini, tam tasdik sözleşmesi varken yatırım indirimi raporu olarak ayrı bir rapor düzenleyemeceğini, yatırım indirimi raporunun da tam tasdik sözleşmesinin içinde değerlendirilmesi gerektiğini, davacının yaptığı tek iş için iki ayrı tarifeye göre ücret talep ettiğini ve bunun kabul edilemez olduğunu, davacının teşvik belgesi almak için yaptığını iddia ettiği çalışmaların ücretini de talep ettiğini, teşvik belgesinin yeminli mali müşavirlik hizmeti kapsamında kalan bir iş olmadığını, bu konuda davacı ile yapılan bir sözleşme de bulunmadığını ve davacının bu talebinin de yersiz olduğunu bildirmiş ve davanın reddine takip konusu alacağın asgari % 40’ı oranında kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece,”…HMK’nun 379/(c) maddesine göre; mahkeme yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığını kendiliğinden incelendiği, aynı maddenin son fıkrasına göre ise; maddede sayılan koşullardan birinin eksik olması halinde, hakimin davayı esasa girmeden reddedeceğinin belirtildiği, mahkememizce verilen karar 25.12.2013 tarihi itibariyle kesinleştiği, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma ve … karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı ise 20.05.2011 tarihinde kesinleşmiş olup HMK’nun 374/1-(e) bendi gereğince yargılamanın iadesi kararı süresinde yapılmadığı, kaldı ki bilirkişilerin hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu iddiasının sabit olmadığı, yukarıda açıklandığı üzere soruşturma sonucu kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği ve karara davacı tarafından itiraz edilmesi üzerine, itirazın reddine karar verilerek, kararın kesinleştiği yargılamanın iadesi talebinde bulunan davacının dayandığı diğer iade sebeplerinin HMK’nun 375.maddesinde gösterilen sebeplere uymadığı ve talebin esasa girilmeksizin reddi gerektiği gerekçesi ile … esas-… karar sayılı karar ile talebin reddine karar verilmiş ve davacı tarafından temyiz edilmediğinden karar kesinleşmiştir. Davacının (UYAP sistemine 12/12/2016 tarihinde kayıtlı) Yargılamanın iadesi talebinden sonra başlayan Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasının şüphelilerinin … ve … olduğu ve dosyamız ile bir ilgisinin bulunmadığı” gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; Antalya 3 Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … karar sayılı dosyasındaki kararın Anayasanın 10,35,37,38,138. maddelerine açıkça aykırı olduğunu, buna dayalı hüküm kurulamayacağını, yargılamanın yenilenmesi ile ilgili … Esas … Karar sayılı dosyanında muhtemel olarak …’nin siyasi gücüne dayalı bir hüküm olduğunu, her iki kararın da mutlak butlanla malul olduğunu, yok hükmünde sayılması gerektiğini, … Esas sayılı dosyada taleplerinin dikkate alınmadığını, ara kararların gereği gibi yerine getirilmediğini, bilirkişilerin yargının yerine geçerek hukuki yorum yaptıklarını, bilirkişilerin defter ve belgeleri incelemediklerini, savcılık huzurunda beyan ettiklerini ve bu nedenle kararın mutlak butlanla malul olduğunu, avukat …’nin davalı vekili olup siyasi gücünü kullandığını, Ticaret Mahkemesinin heyet mahkemesi olmasına rağmen tek hakimle karar verildiğini, FETÖ-PYD örgütünün yargı camiasının içine sızdığını, mahkemenin bütün maddi ve hukuki sorunları incelemeden karar vermesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde yer alan adil yargılanma hakkına aykırılık teşkil ettiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacının istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA
6-Kararın Dairemiz tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1. bendi gereğince aynı kanunun 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.01/06/2023