Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/36 E. 2022/1593 K. 04.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 04/11/2020
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 04/11/2022
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davacı müvekkilin davalı borçluya sattığı malların bedelinin ödenmemesi üzerine faturaya davaya 8.325,00 TL alacağının tahsili amacıyla Antalya 10.İcra müdürlüğü … sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine dair ödeme emrinin davalıya 02/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından takibe 06/09/2019 tarihinde haksız olarak itiraz edilmesi nedeniyle icra takibinin 06/09/2019 durduğunu, davalının zaman kazanma çabası içinde olduğunu belirterek itirazın iptali ile takip konusu alacağın % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini ve davalının mallannı üçüncü kişilere devretmesinin önlenmesi açısından taşınır taşınmaz mallan ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklanna ihtiyati tedbir kararı konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, müvekkili ile davacı taraf arasında bugüne kadar herhangi bir ticari ilişki söz konusu olmadığını, davaya konu olan faturanın hiçbir zaman tebliğ edilmediği gibi faturaya konu inşaat malzemelerinin de teslim edilmediğini, müvekkili şirket kayıtlarında da bulunmadığını, aralarında alım satım işinin olmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddine, kötüniyetle alacak iddiasında bulunan davacının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının ticari defterlerinde takip ve dava konusu faturanın ödendiği kayıtlı olmasına ve davalıdan bir alacağının kendi defter ve kayıtlarına göre bulunmamasına rağmen icra takibi başlatmasında kötü niyetli olduğu kabul edilerek, davanın reddi ile davacının % 20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığına dair beyan ve savunmalarının kötü niyetli olduğunu, müvekkili tarafça kanuna ve ticari hayata uygun bir şekilde hareket edilerek malların teslimi ile buna dair fatura ve sevk irsaliyesinin varlığının müvekkili lehine yorumlanmasının gerektiğini, davalının incelenen ticari defter kayıtlarına göre dava konusu faturanın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını, davacı müvekkile yapıldığı belirtilen ödemenin herhangi bir belge, dekont, makbuz vb. ödeme ispat aracı ile delillendirilmediğini ve yargılamanın herhangi bir aşamasında davalı tarafça böyle bir ödemenin yapıldığına ilişkin hiçbir beyanda bulunulmadığını, muhasebeci tarafından sehven faturanın alınmış olarak kayıt edildiğini, bunun gerçek olmadığını, muhasebecinin tanık olarak dinlenmesi gerektiğini, istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı, 8.325,00 TL alacak, 202,50 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.527,50 TL alacağın tahsili istemiyle takibe geçmiştir. Takip dayanağının 10/04/2019 tarihli fatura ile 04/04/2019 tarihli sevk irsaliyesi olduğu anlaşılmıştır.
Davalı, davacıya borcu olmadığını, dava konusu faturanın müvekkiline tebliğ edilmediğini, inşaat malzemelerinin de teslim edilmediğini beyan etmiştir.
05/10/2020 tarihli bilirkişi raporuyla dava konusu faturanın davacı defterinde kayıtlı olduğu, davalı defterinde kayıtlı olmadığı, takip tarihinin 21/08/2019 ve dava tarihi 30/10/2019 tarihi itibariyle davacının davalıdan 12.922,70 TL alacaklı olduğunun, 31/12/2019 tarihi itibariyle davalının 12.922,70 TL ödeme yaptığı ve 31/12/2019 tarihi itibariyle davacının davalıdan alacağının kalmadığının kayıtlı olduğu, tahsil edilen tutar içinde dava konusu takip ve faturanın da yer aldığı belirtilmiştir.
Davacı vekili, söz konusu alacağın tahsil edilmediğini, ödeme yapılmadığını, davacı defterindeki bu ödeme kaydının muhasebeci tarafından sehven alınmış gibi gösterilmesi nedeniyle meydana geldiğini beyan etmiştir.
Davalı söz konusu fatura ile akdi ilişkiyi inkar etmiş ise de, sevk irsaliyesinde teslim alan imzasının olduğu görülmüştür. Ancak teslim alanın kim olduğu fotokopiden anlaşılamamaktadır. Mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmamıştır.
Uyuşmazlığın miktarına göre karşı tarafın açık muvafakati olmadığı sürece tanık dinlenemeyecek ise de, davalının akdi ilişkiyi ve borcu inkar etmesi, faturadaki malların teslim edilmediğini savunması, herhangi bir ödeme yapıldığı konusunda savunmasının bulunmaması, davacı tarafça ödemeye ilişkin kaydın muhasebecinin maddi hatası sonucunda yapıldığının beyan edilmesi nedeniyle, inkar edilen akdi ilişkinin tespiti bakımından faturaya konu mallara ilişkin sevk irsaliyesindeki teslim alan imzasının davalı ya da çalışanına ait olup olmadığının tespiti, defterlerde hataen yapıldığı belirtilen ödeme kaydına ilişkin Vergi Dairesine herhangi bir düzeltme beyannamesi veya bildirimi yapılıp yapılmadığının araştırılması ile taraf delilleri değerlendirilerek sonucuna göre, yargılamaya devamla esas hakkında karar verilmesi gerekirken ve ayrıca sonuca göre takip tarihinin 21/08/2019, dava tarihinin 30/10/2019 tarihi olup, davacı kayıtlarına göre ödemenin takip ve dava tarihinden sonra olan 31/12/2012 tarihinde olması nedeniyle davanın konusuz kalıp kalmadığı, kötü niyet şartlarının oluşup oluşmadığı konusunda değerlendirme yapılmaksızın eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/11/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının istemi halinde ilk derece mahkemesince davacıya İADESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.04/11/2022

…..