Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/344 E. 2023/158 K. 03.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 11/09/2020
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 03/02/2023
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalı … tarafından davacı aleyhine 19/05/2017 tanzim, 22/05/2017 vade tarihli 260.000,00-€ bedelli bonoya dayalı olarak Antalya 10. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, senette lehtarın … olduğunu, ciro yoluyla senedin davalı …’na geçtiğini, davacının 83 yaşında olup davalıları tanımadığını ve onlarla herhangi bir ilişkisininde bulunmadığını, senet üzerinde davacı tarafından atıldığı iddia edilen imzaların davacıya ait olmadığını, senedin sahte olduğunu beyanla davacının Antalya 10. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takibe dayanak bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, Antalya 10. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında icra veznesine yatırılan veya yatırılacak olan paraların alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasına, haksız yapılan takip nedeniyle davalılar aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davalı …’nun davacıyı tanımadığını, kendisini hiç görmediğini, ancak davacı ile davalı … arasında daire alışverişi olduğunu, davalı …’nın 13.05.2017 günü Alanya’da iken davacının satılık daireleri olduğunu öğrendiğini, davacı ile irtibat kurarak daireleri görmek istediğini beyan etmesi üzerine davacının bazı daireleri gösterdiğini fakat davalı …’in bu daireleri beğenmediğini, davacının 2 adet dubleks dairesi olduğunu ancak bu daireleri daha sonra gösterebileceğini söylediğini, davalı …’nın Uşak iline döndüğünü ve davalı …’e Alanya’daki 2 adet dubleks daireyi ortak almayı teklif ettiğini, davalı …’inde bunu kabul ettiğini, davalı …’in Alanya’ya gidemeyeceğinden …’e taşınmaz alımı konusunda vekalet verdiğini, davalı …’in davacı ile dairelerin 290.000,00 Euro bedelle satımı konusunda anlaştıklarını, aynı gün tapu işlemleri yetişemeyeceği için sonraya bıraktıklarını davalı …’in davacıya yanında 260.000 ,00 Euro olduğunu beyan ettiğini, ancak davacının sözleşmeyi yaparız kalan 30.000,00 Euro da tapuyu alırken verirsin şeklinde söylediğini, bunun üzerine 19.05.2017 tarihli satım sözleşmesinin tanzim edildiğini, davalıların tapuyu almak için ve 30.000 Euro’yu ödemek için Alanya’ya gittiklerini, ancak davacının 260.000,00 Euro da iade etmediğini, bunun üzerine davacı hakkında bonoya dayalı icra takibi başlatıldığını, davacının bonodaki imzasını inkar ettiğini, imza incelemesi sonucu bu hususun ortaya çıkacağını, davacı tarafın Antalya 4.İcra Hukuk Mahkemesinde … Esas ve … Esas sayılı davalar açtığını, bu davalarda da kötüniyetli olarak almış olduğu parayı ödememek için imza inkarında bulunduğunu ve davalıları tanımadığını idda ettiğini beyanla davanın reddine, %20 icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “…İİK 72/4.maddesinde; “Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde “yüzde yirmiden” aşağı tayin edilemez.” düzenlemesi mevcut olup, Mahkememizce 08/08/2017 tarihli tensip 7 nolu ara karar ile takibe dayanak bono yönünden teminat karşılığında icra veznesine girecek olan paranın dava sonuna kadar alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği ve bu kararın uygulandığı görülmekle alacaklı lehine sonuçlanan eldeki dava da takibe dayanak bono bedelinin %20’si tutarındaki 52.000,00 Euro’nun (1 Euro=4,0089 TL) takip tarihindeki TL karşılığı 280.462,8 TL kötü niyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine …” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İmzaya ve yazı örneklerine ilişkin itirazlarının yeterince incelenmeden eksik karar verildiğini, mahkemece yargılama sırasında kurulan tüm ara kararlarda üzerinde inceleme yapılması için vekil edenden imza ve yazı örnekleri alınması istenilmişse de,evraklar üzerinde yapılan incelemelerin yalnızca vekil edenin imza örnekleri üzerinden yapıldığını, davalı şahısların müvekkilini dolandırmak kastı ile hareket ettikleri iddialarının bulunduğunu, delillerinin ilgili kurumlardan getirilmeden ve mevcut delillerin de incelenmeden karar verildiğini, davalıların dolandırıcılık ve belgede sahtecilik suçlarından arandığını, yargılama sırasında …’nun … olarak ad ve soyadını değiştirdiğini, bu şahıslara ait banka hesaplarının incelenmediğini ve değerlendirilmediğini, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Antalya 10. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası kapsamında, davalı … tarafından davacı … ve … aleyhine keşidecisi …, Lehtarı … olan 19/05/2017 keşide 22/05/2017 vade tarihli 260.000,00 EURO bedelli bono takibe dayanak kılınarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile ilamsız icra takibinin 26/05/2017 tarihinde başlatıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı taraf, söz konusu bonodaki imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmiş ise de, Adli Tıp Fiziki İhtisas Dairesinin … tarihli raporunda dava konusu bonodaki imzanın davacının el ürünü olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Davalılar hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyası kapsamında, davacının dolandırıcılık suçu nedeniyle şikayetçi olduğu ve bu bononun düzenlenmesine ilişkin olay hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği bu karara itiraz üzerine Antalya 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 31/10/2019 Tarih … D.İş sayılı kararı ile itirazın reddine kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca; davacı tarafça her ne kadar dolandırıcılık suçu açısından iddiada bulunulmuş ise de, somut, yazılı ve kesin bir delilin dosyaya sunulamadığı, suç açısından yapılan soruşturma kapsamında kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verildiği ve bu karara itirazın kesin olarak reddedildiği, söz konusu bonodaki imzanın davacıya ait olduğuna ilişkin Fizik İhtisas dairesinin raporu birlikte değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacı vekilinin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın Dairemiz tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1. bendi gereğince aynı kanunun 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.03/02/2023

….