Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/343 E. 2023/9 K. 06.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 05/11/2020
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 06/01/2023
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Antalya 14. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını, dosya sunulan senetlerin incelendiğinde ödeme emrinde yazılı olan 03/02/2014 vadeli, senedin tanzim tarihi senette 26/04/2009 olduğunu ödeme emrinde 26/04/2010 tarihinin bulunduğunu, ödeme emrinde yazılı olan 01/04/2014 vadeli senedin tanzim tarihinin senette 26/04/2011, ödeme emrinde ise 26/04/2010 olduğunu, ödeme emrinde yazılı olan 02/05/2014 tarihli vadeli senedin tanzim tarihi senette 26/04/2008, ödeme emrinde ise 26/04/2010 olduğunu senet metni ile ödeme emrindeki metnin birbirine uyumlu olmadığını, icra takibinin iptalini istediğini senetteki adreslere bakıldığında müvekkilinin (… sokak … Antalya) adresinin 2005 tarihindeki adresi olduğunu,tarihlerin hem senede hem ödeme emrine kötüniyetli sonradan yazıldığını, müvekkilinin 2005 yıllında bu senetleri tarihleri doldurmadan verdiğini, sonra ödemesini yaptığını ve senetleri geri alamadığını,senetlerin icraya koyabilmek için sonradan atıldığını icra takibinde değişen oranlarda reeskont faizi uygulandığını, bu hususda takibin iptali olmaz ise faizin iptalini ödeme emrinin iptalini istediğini,senetlerin tamamının vadesinin net olmadığını ikinci düzeltme yapıldığını bu nedenle senetlerin vadesinde ve tanzim tarihinde oynama olduğunu iddianın araştırılmasını,müvekkilinin 80 yaşı civarında bulunduğunu senetleri aldığı tarih olan 2005 yılı ve civarındaki el yazıları getirtilerek tanzim ve vade tarihli ile karşılaştırma yapıldığında yazıların sonradan yazıldığını imzanın kötüye kullandığını,borcun ödendiğinin açık ve net olduğunu borcun zamanaşımına uğradığını senetlerin gerçek alınma tarihinin 2005 olduğu aradan 12 yıl geçtiğini protesto dahi edilmediğini, borçlar kanuna göre kanunun aradığı 10 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin geçtiğini,bu nedenle icra takibinin iptaline ve dava boyunca takibin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf, süresi içinde cevap dilekçesi vermemiştir.
Mahkemece, tedavül aşamasında bononun tüm zorunlu unsurlarını taşıyan dava konusu senetlerin bono olduğu, 6100 sayılı HMK’nun 200.maddesi uyarınca senede karşı senetle ispatın zorunlu olduğu, aynı kanunun 201.maddesi uyarıncada senede karşı tanıkla ispatı mümkün olmadığı, davalının senedine karşı iddianın da ancak yazılı belge ile ispatlanması gerektiği, davacı tarafından yukarıdaki belgeler dışında herhangi bir yazılı belge sunulmadığı davanın kesin delillerle ispatlanamaması nedeniyle davacının ispatlanamayan davasının reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; senette tahrifat yapıldığı hususunun icra mahkemesince alınan bilirkişi raporunda tespit edildiğini ancak bunların mahkemece dikkate alınmadığını, bozma içeriğinin yerine getirilmediğini, delillerinin toplanmadığını, ispat külfetinin karşı tarafta olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Dairemizce 23/09/2019 tarih, … Esas ve … Karar sayılı kararı ile 353/1-a-6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, senedin geçerliliğini etkileyecek nitelikte bir tahrifat tespit edilmemiş olması, davacının senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğuna ilişkin iddialarını ispata elverişli delil ibraz edilmemesi, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın Dairemiz tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1. bendi gereğince aynı kanunun 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.06/01/2023

….