Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/3212 E. 2022/304 K. 25.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 21/04/2021
DAVANIN KONUSU: Zayi Belgesi Verilmesi
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 25/02/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi. Başkanın inceleme raporu değerlendirildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle “…. Temsilcisi olduğu …. A.Ş.’ye 06/03/2020 tarihinde kayyum atandığını, daha sonra TMSF’nin kayyımlık görevinin denetim kayyımlığına çevrildiğini, 09/06/2020 tarihinde yaşanan hırsızlık olayında 2019 yılı envanter, yevmiye ve kebir defterleri ile bazı malzemelerin zayi olduğunu belirterek zayi belgesi verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
B-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :
İlk derece mahkemesi tarafından”.. davaya konu defterlerin kayboluşuna dayanak hırsızlık olayı …. (…) onay numaralı hırsızlık olayına ilişkindir. Bu hırsızlık olayı nedeniyle …vekili Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde söz konusu şirketin defterlerinin çalındığı iddiasıyla Zayi Belgesi verilmesi istemiyle dava açmış, açılan dava mahkemenin 21/10/2020 tarih ve … E. …. K.sayılı kararı ile ispat edilemediğinden reddine karar verilmiştir. Huzurdaki davaya konu edilen defterlerin de işte bu hırsızlık olayına konu yerde bulunduğu iddiasına dayanmaktadır. Diğer bir anlatımla, davacı şirketin defterlerinin …nin …. (..) onay numaralı hırsızlık olayına konu deposunda, bu şirketin defterleri ile birlikte saklandığı iddia edilmektedir. Oysa, aynı kişiye ait işyerlerinin adresleri farklı farklıdır. Her bir işyerinde ayrı ayrı hırsızlık meydana geldiği iddiasıyla şikayette bulunulmuş, soruşturma açılmıştır. Ancak davacı şirketin işyerinde hırsızlık olmamış, ona ait defterlerin başka yerde olduğu iddia edilmiştir. Şirket sahibinin karakol ifadesinde defter ve belgelerin de çalındığı yönünde bir beyanı yoktur. Olaydan günler sonra bu durumun fark edilmiş olması inandırıcı bulunmamıştır. Bu nedenle davanın ispatlanamadığından…. reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde “… …. bünyesindeki tüm şirketlerin adresleri, “…. Mah. …Sok. No:…/ANTALYA” adresinde toplanmıştır. Buna ilişkin ticaret sicil gazetesi sureti ekte sunulmaktadır. Bu kapsamda, şirket masraflarını kısmak için … bünyesindeki tüm şirketlerin defter ve belgeleri ile diğer evrakları, “….Mah. … No:…/ANTALYA” adresindeki depoya kaldırılmıştır. Müvekkil şirkete ait defter ve belgeler de …/….’de bulunan depoya kaldırılmıştır. Bu nedenle, ilk derece mahkemesinin aynı kişiye ait şirketlerin adreslerinin farklı olduğuna yönelik kabulü hatalıdır. İlk derece mahkemesince yorum yolu ile çıkarımlar yapılmış, karakol ifadesinde defter ve belgelerin çalındığından bahsedilmemesinin inandırıcı bulunamadığı ifade edilmiştir. Şikayet dilekçesinde o an itibariyle işyeri binasının dışında, bahçesinde bulunan ve çalındığını fark ettiği malların çalındığını ifade etmiştir. söz konusu defterler şirketin Varsak arşiv deposundan çalınmıştır. Bu depo, binanın içinde bulunmakta olup bina dış kapısı da sürekli kilitli tutulmuştur. Söz konusu deponun bulunduğu alan büyük olup müvekkilin defterlerin çalındığını, defterlerin kapanış tasdikleri yapılmak istendiğinde anlaşılmıştır. Bu husus olağan yaşam koşullarına uygun ve gerçek bir durumdur. Bu nedenle, ilk derece mahkemesinin kabulü usul ve yasaya aykırıdır..” denilerek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :
Dava ; hasımsız zayi belgesi verilmesi isteminden ibarettir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
TTK 82. Maddeye göre ; Her tacir; Ticari defterlerini, envanterleri, açılış bilançolarını, ara bilançolarını, finansal tablolarını, yıllık faaliyet raporlarını, topluluk finansal tablolarını ve yıllık faaliyet raporlarını ve bu belgelerin anlaşılabilirliğini kolaylaştıracak çalışma talimatları ile diğer organizasyon belgelerini, Alınan ticari mektupları, Gönderilen ticari mektupların suretlerini, 64 üncü maddenin birinci fıkrasına göre yapılan kayıtların dayandığı belgeleri, sınıflandırılmış bir şekilde saklamakla yükümlüdür…….
Maddenin 7. Fıkrasına göre “… Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir….” düzenlemesi mevcuttur.
TTK 18. Maddeye göre her tacirin basiretli bir işadamı gibi davranma ve işlerini basiretli yürütme zorunluluğu vardır.
Zayi belgesi isteme talebinin T.T.K. 82/7.maddesi uyarınca 15 günlük hak düşürücü süreye tabi olduğu, bu süre açısından olaya bakıldığında, davaya konu zararlandırıcı olayın 09/06/2020 tarihinde olduğu, davanın ise 30/06/2020 tarihinde açıldığı ( anılan tarih aralığında resmi tatil veya bayram tatili bulunmadığı) bir tacirin söz konusu hırsızlık olayını ve zararı aynı tarihte öğrenmiş olduğunun kabulünün zorunlu olduğu, basiretli bir tacirin, iş yerindeki hırsızlığa ilişkin kayıplarını en geç olay tarihi yada ertesi gün öğreneceğinin hayatın olağan akışı gereği olduğu, davacı yanın da bunun aksine bir beyanda ve iddiada bulunmadığı, zira istinaf dilekçesinde dahi, tüm grup şirketlerin ticari kayıtlarının tek bir adreste olduğunu açıkça beyan ettiği buna göre davanın yasal süre içerisinde açılmadığı anlaşılmakla, sürenin hak düşürücü süre olması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden, ilk derece mahkemesinin kanıtlanama gerekçesi yerinde görülmemiş ve hak düşürücü süre kamu düzenine ilişkin bir husus olmakla hükmün bu nedenle kaldırılarak davanın esasına ilişkin yeniden hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 355. Maddeye göre KABULÜNE; Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/04/2021 tarih ve … Esas – …Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA
2-HMK 353/1-b-2 maddesine göre
İlk derece mahkemesine açılan davanın TTK 82/7. Maddeye göre HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜREDE AÇILMAMASI NEDENİ İLE REDDİNE
80,70 TL red harcı alınması gerekmekte; peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile 26,30 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına İlk derece mahkemesi yargılama giderlerinin davacı yan üzerinde bırakılmasına
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının yatıranına iade edilmesine
3-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan peşin harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADE EDİLMESİNE
4-Dava hasımsız olmakla davacı tarafından yapılan istinaf yargılama yargılama giderinin KENDİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA
5-İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine YER OLMADIĞINA
6-İstinaf incelemesi için yatırılan ve artan istinaf gider avansının yatıranına İlk derece mahkemesince İADE EDİLMESİNE
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Yargıtay’a temyiz yolu olanaklı şekilde 25/02/2022 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.