Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 01/11/2021
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 31/01/2022
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Başkanın inceleme raporu okundu ve değerlendirildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle “…müvekkili şirketin Denizli İlilinde …. İşletmeciliği ile faaliyette bulunduğunu, bu faaliyeti nedeniyle de davalılar ile marketlerinde satılmak için KG fiyatı 43,25 TL den 30.057 Kg karkas et alımı için anlaştıklarını, davalılarda Denizlide Hayvancılık işi ile uğraşan kişiler olduğunu, bu anlaşma ile müvekkili şirket ve yetkilisi …. tarafından davalıya;
A- …. Çek Numaralı,30.10.2021 keşide tarihli,130.000TL meblağlı,
B-….Çek Numaralı,30.10.2021 keşide tarihli,130.000TL meblağlı,
C- ….Çek Numaralı,30.10.2021 keşide tarihli,130.000TL meblağlı,
D- … Çek Numaralı,27.11.2021 keşide tarihli,130.000TL meblağlı,
E- …. Çek Numaralı,27.11.2021 keşide tarihli,130.000TL meblağlı,
F-… Çek Numaralı,25.12.2021 keşide tarihli,130.000TL meblağlı,
G-…Çek Numaralı,25.12.2021 keşide tarihli,130.000TL meblağlı,
H-….Çek Numaralı,25.12.2021 keşide tarihli,130.000TL meblağlı,
I-….Çek Numaralı,25.12.2021 keşide tarihli,130.000TL meblağlı,
İ-…. Çek Numaralı,25.12.2021 keşide tarihli,130.000TL meblağlı,Halk Bankası ….. Şubesi Müdürlüğü MUHATAPLI, toplam 1.300.000,00TL çekler verildiğini, çeklerin şirket tarafından teslim edilmesine rağmen anlaşma gereği müvekkiline teslim edilmesi gereken 30.057 kg karkas et müvekkile teslim edilmediğini, teslim edilmeye de başlanmadığını, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından Denizli 6.Noterliğinin 07 Eylül 2021 tarih ve …. yevmiye numaralı ihbar ve ihtarnamesi ile ihtarname keşide edildiğini, bu ihtarnameye rağmen ödeme ve talimat yapılmadığından devamında Denizli 3.İcra Müdürlüğünün …. E sayılı dosyası ile aynı sebeple alacaktan bahisle icra takibi yapıldığını, bu icra takibinin tebliği üzerine davalılar tarafından 01.10.2021 tarihli itiraz dilekçesi ile borca, faize ve takibe itiraz edilmiş ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, arabulucuya başvuru üzerine de anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle öncelikle ve ivedilikle tensiple beraber bedelsiz kalan, ve sebepsiz zenginleşmeye sebep olacak toplam 1.300.000,00TL bedelli çekler hakkında bu çeklerin, bedelsiz kalmasından dolayı gerektiğinde teminat karşılığında çekler hakkında dava sonuna kadar tedbiren ödeme yasağı konulmasına karar verilmesini; davalıların Denizli 3.İcra Müdürlüğünün …. E sayılı dosyasında borca, faize ve takibi itirazlarının iptali ile takibin devamına; bu taleplerinin reddi halinde çeklerin bedelsiz kaldığının tespiti ile bu çekler nedeniyle borcun olmadığının tespitine; kötü niyetli davalıdan %20 tazminatın alınarak müvekkiline verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
B-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :
İlk derece mahkemesi tarafından”… ödeme yasağı talep edilen ,
A- …. Çek Numaralı,30.10.2021 keşide tarihli,130.000TL meblağlı,
B- …. Çek Numaralı,30.10.2021 keşide tarihli,130.000TL meblağlı,
C- …. Çek Numaralı,30.10.2021 keşide tarihli,130.000TL meblağlı,
D- …. Çek Numaralı,27.11.2021 keşide tarihli,130.000TL meblağlı,
E- ,… Çek Numaralı,27.11.2021 keşide tarihli,130.000TL meblağlı,
F-…. Çek Numaralı,25.12.2021 keşide tarihli,130.000TL meblağlı,
G-… Çek Numaralı,25.12.2021 keşide tarihli,130.000TL meblağlı,
H-… Çek Numaralı,25.12.2021 keşide tarihli,130.000TL meblağlı,
I-… Çek Numaralı,25.12.2021 keşide tarihli,130.000TL meblağlı,
İ-… Çek Numaralı,25.12.2021 keşide tarihli,130.000TL meblağlı, Halk Bankası …. Şubesine Müdürlüğü Muhataplı,davacı tarafından keşide edilen, toplam 1.300.000,00 TL olarak çekler verildiği, ödeme yasağı istenilen çeklerde davacı şirketin keşideci olduğu,davacının muhatap bankaya her zaman ödememe talimatı verebileceği dikkate alınarak davacının keşidecisi olduğu çeklerin ödemeden yasaklanmasını istemekte hukuki yararı bulunmadığından, çekler üzerine ödeme yasağı konulması talebinin ve davalıların mal varlığı iş bu davanın konusu olmadığından davalıların mal varlığı üzerine tedbir konulması talebininde reddine…”karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Kararı ihtiyati tedbir talep eden taraf vekili istinaf etmiş ve dilekçesinde “…Temel alacağın, kambiyo ilişkisi dışında ödeme veya takas nedeniyle sona ermiş olması nedeniyle de, senet bedelsiz hale gelebileceği hem doktrinde hem de emsal yargıtay kararlarında da açıkça belirtilmiştir.Zira bu durumda somut olayda ve davada olduğu gibi ifa edilmemesi nedeniyle temel alacak sona ermiş olmasına rağmen,çeklerin iade edilmemesi nedeniyle Lehine çek keşide edilen , bu durumda çek bedelini tahsil ederse, sebepsiz bir şekilde zenginleşmiş olacaktır. Bu yönü ile Hukuki Menfaatin olduğu açıktır.Karara bakıldığında çekler hakkında ödeme yasağına dair tedbir talebimizin reddine dair kararın gerekçesinin temeli budur.Temelini oluşturan bu gerekçenin dayanağı ise Türk Ticaret Kanunu Gereği Müvekkilin kendisince Bankaya 711/3 gereği(Mülga) ödeme yasağı koyabileceğine dayandırılmıştır. Halbuki 711 maddesinin 3 fıkrası mülga olmuştur.dolayısıyla çek sahibinin kendisince ödeme yasağı getirilmesi yasal olarak mümkün değildir.dolayısıyla verilen kararın hukukiliğinden bahsedilemez.Yine Müvekkilin ödeme yasağı getirebileceğinden bahisle Hukuki menfaat olmadığı hususu yasalara aykırıdır.Şöyleki;
Değişiklikten önce TTK 711/3 te düzenlenen Bu durum yasa değişikliği ile mülga olmuştur.Dolayısıyla Müvekkilin Bankaya Talimatı ile ödeme Yasağı getirebilmesi yasal Olarak Mümkün değildir.Bu sebeplerle yasalara aykırı karardan dönülerek Talebimizin kabulü ve çeklerin ödenmesine tedbiren dava sonuna kadar yasak konulması için iş bu müracaat zarureti hasıl olmuştur….” denilerek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :
Dava ;bedelsizlik iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır.
İstinaf edilen husus ihtiyati tedbir talebinin reddi hakkındadır.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece ihtiyati tedbir kararı davacının ödemeden men talimatı verebileceği nedenle hukuki yararının bulunmadığı temel gerekçesine dayanmaktadır.
Dava açılış tarihi itibari ile 6102 Sayılı TTK yaklaşık 9 yıl önce yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
İlk derece mahkemesi ise mülga TTK 711/3 maddesine atıfla hukuki yarar yokluğunu gerekçe yapmış olup, yeni TTK ‘da karşılığı olan madde TTK 799. Maddede keşideciye ödemeden men talimatı verme yetkisi verilmemiştir. Bu nedenle mahkemenin gerekçesi tamamen hatalı ve güncel mevzuata aykırıdır. Kararın gerekçe itibari ile kaldırılması zorunlu olmakla; talep hakkında Mahkememizce yapılan incelemede ;
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur.“ Kanun da açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada ( normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez. Ancak kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir. Tam ispatın arandığı durumlardan bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumundan ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür. Bu çerçevede aslında ispat ölçüsü bakımından bir yenilik getirilmemekle birlikte, “ Yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.(HMK’nın 390. Madde Gerekçesi)
Bu açıdan dava incelendiğinde davacının bedelsizlik iddiası ile ilgili olarak eklediği tek delil bizzat kendilerinin keşide ettiği ihtarnamedir. İhtarname gönderilmiş olması ihtarname içeriğinin olduğu gibi benimsenmesi, iddiaların yaklaşık olarak ispat edildiğinin kabul edilmesi gereken bir hukuki işlem değildir. Mal tesliminin yapılmadığı yönündeki ispat vasıtaları sunulmamıştır. Bir ödeme aracı olan çek nedeni ile zaten iyiniyet karinesinden yararlanan 3. Kişilerin hak ve menfaatlerini etkiler mahiyette bir yasak getirilmesi de takip ve usul hukuku açısından yasal değildir. Bu nedenle davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE
Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/10/2021 tarih ve …. Esas sayılı ara kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA
2-İlk derece mahkemesine yapılan ihtiyati tedbir başvurusunun yaklaşık ispat vasıtası sunulmamış olması nedeni ile REDDİNE
3-İstinaf eden davacı yan tarafından yatırılan peşin harcın talep halinde yatırana ilk derece mahkemesince İADE EDİLMESİNE
4-İstinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderleri olan; başvuru harcı gideri 162,10 TL, istinaf dilekçesinin tebliği için yapılan 26,00 TL , dosyanın istinafa gidiş/dönüş giderleri için yapılan 43,20 TL ki toplam 231,30 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı yana verilmesine
5-İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine YER OLMADIĞINA
6-İstinaf incelemesi için yatırılan ve artan istinaf gider avansının yatıranına İlk derece mahkemesince İADE EDİLMESİNE
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/01/2022 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.