Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/3126 E. 2022/32 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 27/10/2021
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ:12/01/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle “… davalı … A.Ş.’de pay sahibi olduğunu, 24.05.2016 ve 04.10.2016 tarihli sözde genel kurul kararlarını ve bu karar sonucunda davalı şirketin faaliyet konusu turizm alanındaki faaliyetlerini yürüttüğü Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında 20 yıllık irtifak hakkı şeklinde verilmiş, Antalya İli Kemer İlçesi, … mevkiinde bulunan …, …, …, …, …parsellerdeki tahsis hakkının ve üzerinde bulunan otelin devrini uygun bulduğunu, 24.05.2016 ve 04.10.2016 tarihli sözde genel kurul kararlarına karşı halihazırda Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile 22.12.2017 tarihinde dava açılmış bulunup, bu dosyada söz konusu kararların batıl olduğunun tespitine ve yokluğuna karar verilmesi talep edildiğini, 16.12.2019 tarihli genel kurul kararın alınması sırasında müvekkillerimiz haberdar edilmedikleri için, söz konusu bu karara ilişkin dahilleri bulunmamaktadığını, 16.12.2019 tarihli genel kurul kararı ile uygun bulunduğu varsayılan 24.05.2016 ve 04.10.2016 tarihli sözde genel kurul kararlarının her ikisinin “şirket menfaati” kavramına aykırı olması ve bunun sonucunda 24.05.2016 tarihli sözde genel kurul kararının anonim şirketlere hakim olan “malvarlığının ve dolayısıyla sermayenin korunması” ilkesini ihlal etmesi nedeniyle butlan ile malul olması, 04.10.2016 tarihli sözde diğer genel kurul kararının ilan ve karar metinindeki uyumsuzluklar sebebiyle yok olması hasebiyle ve başkaca sebeplerden ötürü, Türk Ticaret Kanunu’nda anonim şirketlere ilişkin temel hükümlere aykırılık içeren yokluk ve butlan ile malul genel kurul kararlarının uygun bulunmasının kendilerini hukuk dünyasında geçerli hale getirmeyeceği sebebiyle söz konusu 16.12.2019 tarihli genel kurul kararının batıl olduğunun tespitine, genel kurul kararı ile alınan tüm kararların geçmişe etkili olacak şeklide ortadan kaldırılmasına karar verilmesini” talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle “davacıların taleplerin iptal mi yoksa tespit istemli olup olmadığının belli olmadığını, 16/12/2019 tarihli genel kurul toplantısından önce davacıların usulüne uygun davet edilip, gereken ilanların yapıldığını, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, yabancılık teminatının alınması gerektiğini, davacının Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin …E. Sayılı dava dosyasındaki iddia ve taleplerini bu dosyada da ileri sürdüğünü, davacıların Türkçe bilmedikleri iddiaların yapılan işin büyüklüğü ve binlerce işlem yapılması nedeni ile gayri ciddi ve basiretli iş adamı ilkelerine aykırı olduğunu, davacı … ve üvey oğlu …’nin yönetimde olduğu dönemde meydana gelen işlem nedeni ile Antalya 3. Ağır Ceza Mahkeme’sinin … E. Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı dosyalarında yargılamalar olduğunu, Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. … K. Sayılı dava dosyasında yönetim kurulu kararının iptaline karar verildiğini, … ve üvey oğlu …’nin genel kurulda ibra edilmediğini, 24/05/2016 ve 04/10/2016 tarihlerinde yapılan genel kurulların tüm usul ve esaslara uygun yapıldığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini” talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :
İlk derece mahkemesince HSK’nın 07/07/2021 gün ve 608 s. kararında 01/09/2021 tarihinden önce açılan davaların da, Antalya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu yönde herhangi bir yasal düzenleme de yoktur. 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve derdest olan davaların görevsizlik kararı ile Antalya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi, yukarıda yazılı Yargıtay HGK emsal içtihadında belirtilen tabii hakim ilkesine de aykırıdır. Denilerek görevsizlik kararı verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Kararı her iki taraf da istinaf etmiş ve kararların kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :
Dava ; genel kurul kararının batıl olduğunun tespiti istemlidir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Öncelikle Kemer 1. Asliye hukuk mahkemesinin kararının “görevsizlik kararı” olmadığı , kararın bir ” devir ” ve “gönderme” mahiyetinde olduğu, bu nedenle Antalya ilk derece mahkemesinin resen gönderilmemesi gerektiği ve yasal sürede müracaat bulunmadığı, açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği yönündeki tüm gerekçeleri hatalıdır. Çünkü Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilmiş teknik anlamda bir görevsizlik kararı bulunmamaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1’inci maddesi uyarınca mahkemelerin görevi ancak yasa ile belirlenebilir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir.
Anayasa’nın 37’nci maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” denilerek görev ve kesin yetki kurallarının gücü, tabii hakim ilkesi olarak ifade edilen evrensel bir ilkenin anayasa hükmü haline getirilmesi suretiyle ortaya konmuştur. Tabii hakim ilkesi gereği yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce, yürürlükte bulunan yasalar aracılığıyla görevi, yetkisi ve işleyişi belirlenmiş olan mahkemede görülmesi gereklidir.
Dava açmanın maddi hukuk ve yargılama hukuku bakımından birtakım sonuçları vardır. Dava açmanın yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından biri davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık sabit hale gelmesidir (perpetuatio fori). Bu ilkeye göre sonradan ortaya çıkan değişiklikler görevi ve yetkiyi etkilemez. Bu çerçevede ortaya çıkan ikinci önemli sonuç da mahkemenin davayı inceleme zorunluluğunun doğmasıdır. Nitekim yasa değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hükmü yoksa mahkemeler görevsizlik kararı vererek ellerinde derdest bulunan dosyaları yeni kurulan mahkemeye gönderemezler; bunlara bakıp sonuçlandırmak zorundadırlar.
6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 4/1-a ve 7/2-f düzenlemelerine göre Adalet Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak, Kurul Genel Kurulunun görevleri arasındadır.
Ancak yargı çevresi bir mahkemenin hangi coğrafi alandaki davalara bakacağıyla ilgili olup, bir görev kuralı niteliğinde değildir. Bu karar ancak bundan sonra o yerde görülecek davaların yargılamasını yapacak mahkemeyi belirlemek maksatlıdır.
Nitekim karar 07.07.2021 günü alınmış, ancak yürürlük tarihi 01.09.2021 olarak belirlenmiştir. Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı, sadece bu kararın yürürlük tarihinden sonra açılacak davaları ilgilendirir. Aksi fikrin kabulü halinde Kurul’un tabii hakim ilkesini çiğneyerek derdest davaları dilediği mahkemede inceletme yetkisinin bulunduğu yolunda, Anayasa’ya aykırı bir sonuca varılacaktır.
Bu nedenle; ilk derece mahkemesinin verdiği görevsizlik kararı yerinde olup her iki tarafın istinaf başvurusunun da reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1 -Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE
2-Davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE
3- Davacı yandan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınıp Hazineye GELİR YAZILMASINA
4- Davalı yandan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalıdan alınıp Hazineye GELİR YAZILMASINA
5- Davacı ve davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına
6- İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine YER OLMADIĞINA
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-c maddesi gereğince KESİN olmak üzere 12/01/2022 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.