Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/3122 E. 2022/35 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/10/2021
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ:12/01/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle “davalı şirketin hastane işlettiğini ve müvekkilinden sarf malzemeleri ve danışmanlık hizmeti satın aldığını, Mart 2021 tarihine kadar şirketi temsile ve ilzama yetkili olan kişi … olduğunu, ancak Kemalpaşa 3. Noterliği’nce 25/12/2019 Tarihinde tanzim edilen … yevmiye numaralı vekaletname ile … , davalı firmayı temsil etmeye ilişkin tüm yetkilerini …’a devrettiğini, şirketin yetkililerince imzalanan bu cari hesap ekstrelerinde bahsedilen borçlara ilişkin faturalar ve faturalarda yer alan ürünlere ilişkin malzeme teslim tutanakları da yine davalı taraf yetkililerince imzalandığını, buna rağmen davalı tarafça müvekkile ödeme yapılmadığını, bunun üzerine davalı aleyhine Antalya Genel İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, davalı firmanın müvekkile takibe konu edilen borçlarının dışında da borçları bulunduğunu, söz konusu bu borçlar için başkaca icra takipleri yapıldığını, bunlara ilişkin hukuki süreçlerin devam ettiğini, müvekkilinin davalıdan toplam 76.175,40 TL’lik alacağının olduğunu, bu alacaklar yönünden öncelikle Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D. İş dosyası ile ihtiyati haciz kararı alındığını, bu karar ile Antalya Genel İcra Müdürlüğü … E. dosyasıyla ihtiyati haciz uygulandığını, sonrasında kesin hacze geçilebilmesi adına icra takibi başlatıldığını, ancak söz konusu icra takibine davalı şirket tarafından itiraz edildiğini, icra takibi durdurulduğunu beyanla; davalının kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına, takip tutarının en az %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini” talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle “taraflar arasında herhangi bir akdi ilişki bulunmadığı için faturaya dayalı parasal alacaktan söz edilemeyeceğini, davanın yetkisiz mahkemede açılyrerır. asıl yetkili mahkemeısı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile Kırşehir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davacı ile müvekkil şirket arasında herhangi bir akde dayalı ticari ilişki olmadığını, davacının aksini ispata elverişli herhangi bir delil sunmadığını, davacı tarafından dosyaya sunulan cari mutabakat belgelerinin, fatura ve teslimat belgelerinin yetkisiz şahıslarca imzalandığını, hukuki geçerliliği ve bağlayıcılığı olmadığını, davacı Şirket yetkilisi tarafından imzalanan ve dosyaya sunulan belgelerde, müşterek imza kuralına riayet edilmediğini, davacı tarafın, iddia ettiği alacaklara ilişkin faturaları ayrı takipler ile ileri sürerek yargılama masrafları ve vekalet ücretinin haksız olarak artmasını ve usul ekonomisine aykırı olarak yargılama sürecini faydasız uzatmayı amaçladığını beyanla; müvekkil şirket aleyhine haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlatan alacaklı aleyhine, dava değerinin%20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, davanın reddini” talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :
İlk derece mahkemesi tarafından”Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında dava faturaya dayalı takibe karşı yapılan itirazın iptaline ilişkindir. Öncelikle usuli itirazlar ele alınmıştır.
Yetki yönünden yapılan değerlendirmede davacı yan faturada yetki kaydı bulunduğunu ve sözleşmeden kaynaklanan para borcu alacağı olması sebebiyle davacının ikametgahı olan Antalya Adliyesinin yetkili olduğunu savunmuştur.
Öncelikle faturadaki yetki kaydı ele alınmıştır.
Faturanın zorunlu içeriği ve şekil şartlarına ilişkin ayrıntılı düzenleme Vergi Usul Kanunu’nda yer almaktadır. Anılan Yasanın 230. maddesinde, faturada bulunması gereken zorunlu unsurlar beş madde halinde gösterilmiştir. Bu zorunlu unsurlar, aynı zamanda, faturada olağan içeriğin ne olduğunu ortaya koymaktadır. Fatura sözleşmenin ifası aşamasıyla ilgili olduğundan TTK’nın 23/2. maddesine göre süresinde itiraz olunmamak suretiyle kabul edildiği varsayılan fatura içeriği ancak sözleşmenin ifasıyla ilgili olarak faturada yer alması olağan sayılan malın cinsi veya yapılan işin adedi, türü, bedeli gibi hususlara ilişkin olabilir. Faturanın içeriğine sekiz gün içerisinde itirazda bulunulmadığı takdirde; sadece, faturada belirtilen verilerin doğru olduğu karinesi doğar. Ancak fatura sözleşme olarak değerlendirilemeyeceği gibi yalnız başına sözleşmenin varlığını da ispata elverişli değildir. Satıcı kimse, diğer taraf adına düzenlediği faturaya; fatura içeriği ile bağdaşmayan bazı koşul ve kayıtlar koymuş ise, bu kayıtlar, karşı tarafı bağlayıcı olmaz; sadece, faturanın olağan içeriğinde kabul edilen kayıtlar bağlayıcı olabilir (Y.H.G.K. 10.10.1979 gün, E: 1977/11-1317 ve K:1979/285; 14.03.1980 gün, E:1978/11-1147 ve K:1980/1418 sayılı ilâmları. Y.11. HD.’nin 05.05.2005 tarih, E:2004/7832 ve K.2005/4738; Y.19. H.D.’nin 30.11.1992 gün, E:1992/2335 ve K:1992/6296 sayılı ilâmları). Bu nedenle yetki kaydının davalıyı bağlamayacağı kabul edilmiştir.
Yine faturaya dayalı ilamsız icra takiplerinin para borcuna ilişkin olması sebebiyle alacaklının ifa zamanındaki ikametgah adresinde bulunan mahkemenin yetkili olabilmesi yerleşik içtihatlar uyarınca davalı tarafça akdi ilişkinin varlığı kabul edilmelidir. Bizzat davacının dilekçesinde belirttiği emsal hukuk genel kurulu kararında dahi alacaklının akdi ilişkiyi inkar etmemesi nedeniyle, alacaklının yerleşim yerinin yetkili olduğu kabul edilmiştir. Davalı yan gerek takibe yapmış olduğu itiraz gerekse süresi içinde sunmuş olduğu cevap dilekçesinde akdi ilişkiyi kabul etmediğinden BK 73 uyarınca yetkili mahkemenin belirlenmesi olanaklı değildir. Davacı sözleşmenin varlığını usulüne uygun delillerini sunarak yetkili mahkemede kanıtlamalıdır.
Anlatılan nedenlerle yetkili mahkemenin Kırşehir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla Dava dilekçesinin YETKİ yönünden USULDEN REDDİNE”karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Kararı davalı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde ;faturadaki yetki şartının geçerli olduğu, ayrıca davalı yanın gönderdiği cevabi yazıların dosyaya sunulduğu ve bu yazı içeriklerinden akdi ilişkinin mevcudiyetinin kanıtlanmış olduğu nedenle kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :
Dava ; itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İtirazın iptali davası; takibe sıkı sıkıya bağlı özel bir dava türüdür. İtirazın iptali davasında mahkeme icra müdürlüğünün yetkisine itiraz var ise kendisi yetkisiz olsa bile öncelikle bu itiraz hakkında karar vermelidir. Zira itirazın iptali davasının ilk koşulu yetkili icra müdürlüğünde yapılmış bir takip bulunmalıdır. Eğer icra müdürlüğü yetkisiz ise ; dava dava ön koşulu bulunmadığından reddedilmelidir.
Eldeki davada mahkemece icra müdürlüğünün yetkisine olan itiraz hakkında karar verilmeden, kendi yetkisi hakkında karar verildiği görülmektedir ki bu husus itirazın iptali davasına özgü yargıla usulüne aykırıdır.
Konusu bir miktar para alacağı olan talepler hakkında akdi ilişki inkar edilmiyor ise alacaklının ikametindeki icra müdürlüğü ve mahkeme de yetkilidir.
Buradaki inkar edilme ve aksinin kanıtlanmış olup olmaması hususları mahkemece resen nazara alınmalıdır. Davalı yan fatura içeriklerine tümüyle itiraz etmiş ve akdi ilişkinin varlığını da inkar etmiş olmakla birlikte ; gerek takibe itiraz dilekçesinde gerekse ihtarnamelerinin içeriğinde akdi ilişkiyi ikrar ettikleri , teslim alınan bir kısım ürünlerin ayıplı olduğu, bir kısmının eksik teslim edildiği nedenle borca itirazlarını sıralamış olmakla ; artık bizzat kendi yazılı beyanları ile akdi ilişki ikrar edilmiş olmakla davacının kendi ikametinde takip yapma ve dava açma imkanı vardır. Bu nedenle davalı yanın yetki itirazının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması hatalı olup, ayrıca icra müdürlüğünün yetkisine olan itiraz hakkında da karar verilmeden esasa girilemeyeceği de bilinmekle; davacı yanın istinaf başvurusunun kabulüne ve kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1 -Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince KABULÜNE ;
2- Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı 28/10/2021 tarihli kararının KALDIRILMASINA
3-Yargılamaya devam edilmek üzere dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE
4- Davacı tarafından yatırılan peşin harcın talep halinde İADE EDİLMESİNE
5- Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderleri olan ; başvuru harcı gideri 162,10 TL, istinaf dilekçesinin tebliği için yapılan 11,00 TL , dosyanın istinafa gidiş/dönüş giderleri için yapılan 57,20 TL ki toplam 230,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacı yana VERİLMESİNE
6- İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine YER OLMADIĞINA
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 353/1-A-3 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 12/01/2022 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.